Bilgen: Erdoğan seçmenin tercihini tanıyacağını beyan etmeli

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, seçim çalışmalarını yürüttüğü Kars’ta, Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek, “Cumhurbaşkanı, açık bir şekilde seçmen tercihini tanıyacağını beyan etmeli” dedi.

Kars’ta bir basın toplantısı düzenleyen HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bilgen, “Seçimlere 3 gün kalmışken seçim güvenliği konusu Türkiye demokrasisi için en önemli sınav olacak” diye belirtti.

Bilgen, seçmenin tercihine saygı duymaya çağırdı: “Bu sınava partilerin de, bürokrasinin de olumlu katkı sunma sorumluluğu var. Bir ülkede tercihler değişebilir, halk daha önce onay verdiği siyasetçiyi cezalandırabilir ama halk hangi tercihi yapmış olursa olsun siyasetçinin görevi bu tercihe saygı duymaktır, onun bu tercihine bağlı olacağını sandığa gitmeden önce de beyan etmektir.”

KEYFİ GÖZALTILAR, KARARLILIĞI BERABERİNDE GETİRECEK

Baskılara dikkat çeken Bilgen şunları ifade etti: “Biz özellikle keyfi gözaltılar konusunun değil bıkkınlık, tam tersine yeni bir kararlılığı beraberinde getireceğini düşünüyoruz. Dün Kars’ta, Iğdır’da ve Türkiye’nin birçok yerindeki gözaltılar, Suruç’ta adayımızın da olduğu mağdur gruba yönelik gözaltılar, Parti Meclisi üyemizin hala gözaltında olması seçim sürecindeki baskı örneklerinden sadece birkaçı. Seçim bürolarımıza yapılan saldırılar, kamu gücünün, kamu imkanlarının iktidar lehine kullanılması da seçim sürecinin kara lekesi olacaktır. Son 3 günde daha ağır vakalar yaşanmaması için önlem alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bazı vakalarla ilgili de etkin soruşturma sürecinin başlatılması gerektiğini ifade ediyoruz.”

Bilgen, “Örneğin sosyal medyada 21:00’de sonlanmasına rağmen 21:20’de sandık başkanının da onayıyla oy kullanma işlemi yapıldığına dair görüntüler var, bu başlı başına bir şaibe. Bu, bundan sonrası ile ilgili kaygıları artıracaktır” diye ekledi.

HALKIN DEĞİŞİM TALEBİ, SEÇİMİN TEMEL BELİRLEYENİ

“Seçimin sonucu ne olursa olsun, hükümetin görevi şüpheleri giderecek net adımlar atmaktır” diyen Bilgen, şunları ekledi: “Biz halkın kararlılığının, değişim talebinin bu seçimin temel belirleyeni olacağı kanaatindeyiz.

Hükümete düşen görev seçmenin tavrının gereğini yapmaktır. 100 yılın biriktirdiği sorunların çözümü konusunda bir geçiş dönemi sorumluluğu taşıyor. Elbette ki başka ülkeler bu geçiş dönemini iyi yönettiğinde demokratikleşme ile ilgili kazanımlar ortaya çıkıyor. Ama tersi olduğunda, iktidarlar koltuklarını bırakmamakta ısrar ettiğinde toplum kaosla karşı karşıya kalıyor. Sadece iktidar değil, ülke de dağılma süreci yaşıyor.”

HÜKÜMETE ÇAĞRI

Geçiş dönemini yönetmenin siyasetçinin sorumluluğu olduğunu ifade eden Bilgen, hükümete şu çağrıda bulundu: “Seçmenin bu yöndeki beklentisine saygı duymak demokrasinin olmazsa olmazıdır. Hükümetin sandıktan çıkacak iradeye bağlı olacağını beyan etmesi, son 3 gün açısından kritik önemde. Eğer bir bırakmama tutumu üzerinden oy alma, psikolojik baskı oluşturma, “nasıl olsa gitmeyecekler, sandıkta da gitmeyecekler” yaklaşımıyla muhalif seçmenin sandığa gitmemesi üzerine oyunlar oynanırsa bu Türkiye’yi çok tehlikeli bir sürece taşır. Rövanşizmi beraberinde getirir. Bunun Türkiye toplumuna faydası olmaz.”

ERDOĞAN SEÇMENİN TERCİHİNİ TANIYACAĞINI BEYAN ETMELİ

Erdoğan’a da seslenen Bilgen, şöyle konuştu:

“Biz 1910’lardaki gibi eli sopalı bir seçimi kaldırabilecek güçte değiliz. Çok partili hayata geçilen 1946 seçimlerinin o meşhur seçim sayım yöntemlerinin bir benzerini de kaldırabilecek durumda değiliz. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı, açık bir şekilde seçmen tercihini tanıyacağını beyan etmelidir. Her türlü tersi yaklaşım, gerilimi tırmandıran her yaklaşım seçim günü istenmeyen olayların yaşanmasına zemin oluşturuyor.

Biz bu açıdan özellikle Cumhurbaşkanı'nın sağduyulu davranmasını, Türkiye’nin seçimlerle yeni bir sayfa ama imkanını seçmene tanıması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun Türkiye toplumuna bir borç olduğunu düşünüyoruz. İktidara seçimle gelmişse seçimle gitme erdemini göstermesi gerektiğini düşünüyoruz”.

MUHALEFET TEK ADAM YETKİLERİNİ KULLANMAYACAĞINI BEYAN ETMELİ

Muhalefetin de tek adam yetkilerini kullanmayacağını beyan etmesi gerektiğini beliren Bilgen, şunları söyledi:

“Muhalefet açısından da en önemli nokta 16 Nisan referandumu ile gelen tek adam keyfi yönetiminin, gelen yetkilerin kim seçilirse seçilsin tercih edilmeyeceğini son 3 gün güçlü olarak deklare etmesidir. Biz tek adam kim olursa olsun karşı olmalıyız. Parti devletinin karşısında durmalıyız. Bu, kimsenin arkasına saklanarak meşruiyet oluşturmaması gereken ciddi bir tehdittir. Türkiye’nin sağlıklı bir geçiş dönemi yaşayabilmesi, tek adam rejiminden hukuk devletine, çoğulcu bir yönetime geçilebilmesi açısından muhalefet, bu son 3 günde somut bir irade beyanında bulunmalıdır.

Bu yeni modelde bir koalisyon mümkün değil, ama partilerin işbirliği hem ikinci tur seçimlerinde hem de ülke yönetiminde hangi eksende olacak, muhalefet partilerinin net bir tutum ortaya koyması gerekiyor. İktidar ve MHP de Türkiye’nin OHAL’den kurtulması konusunda bir ortak irade ve bir pişmanlık taşıyorlarsa bunu beyan ederler, böyle bir geçiş dönemine olumlu katkı sunacaklarını ilan edebilirler. Ama daha önemlisi muhalefetin hangi ilkeler etrafında, kimseyi dışlamadan siyaset yapacaklarını beyan etmesi en önemli sınav olacaktır.”

İLKESEL İŞBİRLİĞİNE HAZIRIZ

İlkesel işbirliğine hazır olduklarını sözlerine ekleyen Bilgen, şunları ifade etti:

“Biz HDP olarak halkın bize yüklediği sorumluluğun gereğini yapacağız. Asla kişisel hesaplara girmeden, Türkiye’yi kutuplaştıran hesapların ortağı olmadan ilkesel işbirliğine, demokratik anayasa ekseninde buluşmaya ve yeni bir yaşama hazır olduğumuzu beyan ediyoruz.”