Birleşik Gençlik Meclisi kuruldu 

Gerçekleştirdikleri etkinlikle Birleşik Gençlik Meclisi’nin kuruluşunu ilan eden gençlik örgütleri, birleşik mücadeleyi yükseltme sözünü vererek, “Bazen bir tufan da yetmiyor. Geleceğe, dört kolla sarılmak ve yürümek, koşmak gerekiyor” dedi. 

Gençlik Örgütleri, "Özgürlüğümüz için faşizme karşı birlikte yürüyoruz" şiarıyla, HDP Bağcılar ilçe binasında yaptıkları etkinlikle Birleşik Gençlik Meclisi’nin kuruluşunu ilan etti. İstanbul’un dört bir yanından gençlerin akın ettiği etkinliğe, HDP Milletvekili Musa Piroğlu, HDK Eşsözüsü İdil Uğurlu, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut ve yazar Temel Demirer de katıldı. Kürtçe ve Türkçe, "Özgürlüğümüz için faşizme karşı birlikte yürüyoruz" yazılı pankartının açıldığı etkinlik devrim şehitleri için yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. 

‘BAZEN TUFAN DA YETMİYOR YÜRÜMEK, KOŞMAK GEREKİYOR’

Gençlik örgütleri adına açılış konuşmasını Volkan Atmaca yaptı. Konuşmasına Şair Ahmet Telli’nin dizilerini seslendirerek başlayan Atmaca, 25 Ekim’de “Birlikte Yürüyoruz” şiarıyla başlattıkları yürüyüşü bugün somut örgütsel ve biçimsel halini dönüştürmek için bir araya geldikleri vurguladı. Devletin yürüttüğü yoğun saldırılarla her türlü örgütlü mücadelenin boğulmaya, yalnızlaştırılmaya çalıştırıldığı bir dönemde geçtiğini belirten Atmaca, şunları kaydetti: “Ve her birimiz dudaklarımızı adeta kanatırcasına ısırıyoruz. İçimizden söyleyecek çokça şey geçiyor. Ancak biliyoruz ki egemenleri şaşkına çeviren bir tufanla onların tepesine binmedikçe sorunlarımız azalmıyor, bitmiyor; bazen bir tufan da yetmiyor. Bizi ve milyonlarca emekçiyi eskiye bağlayan ne varsa koparıp atmak; geleceğe, ileriye dair her şeye dört kolla sarılmak ve yürümek, koşmak gerekiyor. Çıkışı yaratacak, bu ablukayı dağıtacak olan irade ve gücü bizden önceki önderlerimizin, yoldaşlarımızın, dostlarımızın değerli pratiklerinden edindik. Direniş mirasımızla birlikte mücadeleye atılmak, bulutları birleştirmek, çakan şimşeğin ışıltısına gözünü dikmek, egemenlerin üzerine tufan olarak çökmek yarını gençliğin enerjisiyle buluşturmak geleceği emin adımlarla inşa etmek gerekiyor.”

‘HER ALANDA DİRENİŞİ BELİRLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ’

Atmaca, bugün eşitlik, özgürlük, adalet, mücadele, dayanışma için egemenlerin bin yıllardır kanattığı yaraları sarmak, halkları halklara düşman etmek isteyenlere dur demek için bir araya geldiklerinin altını çizdi. 

“Kürt ulusunun haklı ve meşru isyanlarından, Çukurova’da pamuk işçilerinin direnişine, topraksız köylünün toprak işgallerinden, fabrika önlerindeki grev çadırlarına, kampüslerden, sokaklara, DAİŞ barbarlarının halkların özgürlük ve eşitlik mücadelesini boğmak istediği direniş alanlarına kadar gençlik her alanda direnişin belirleyicilerinden biri oldu” diyen Atmaca şöyle devam etti: “Olmaya da devam ediyor. İşte biz böyle bir direniş geleneğinin sahibi olarak bugün birlikte yürüyoruz. Gezi isyanında titrettiğimiz saraylıların; tüm zor aygıtlarıyla saldırdığı, bodrumlarda yaktığı, işinden ekmeğinden ettiği, asgari ücretle açlık sınırının altında yaşamayı dayattığı, işsizliğe mahkum ettiği, paralı-tekçi eğitimi dayattığı, dilini yasakladığı, sokakta-kampüste-evde cinsel saldırganlıkla baskı altına almaya çalıştığı, LGBTİ+fobiyle nefretle yok sayıp saldırganlığa açık hale getirdiği hapishaneleri-hücreleri reva gördüğü, sokaklarda işkence ettiği, sınır boylarında infaz ettiği, yan yana gelirseniz yanarsınız dediği gençler olarak birlikte yürüyoruz” dedi.

UĞURLU: BİAT KÜLTÜRÜNE KARŞI DİRENECEĞİZ

Açılış konuşmasının ardından HDK Eşsözcüsü İdil Uğurlu söz aldı. Devrimci önderleri anarak sözlerine başlayan Uğurlu, "Bizler için çok anlamlı bir gün bugün. Bugün Seyit Rıza'nın ve yol arkadaşlarının Elazığ Buğday Pazarı'nda katledildiği gün. TC zihniyetinin Ermenileri, Süryanileri, Müslüman olmayan kesimleri katlettikten sonra sıra bu toprakların kadim halkları Kürtlere gelmişti. Elinden gelen her türlü politikayı, aygıtları kullandı ve hala kullanmaya devam ediyor" diye konuştu.

Türkiye’de iki tarih olduğunu dikkat çeken Uğurlu, devletin yazdığı resmi tarih ve direnenlerin yazdığı tarih diye hatırlattı. Hegemonik zihniyetin dayattığı tarihi kabul etmeyeceklerini, biat kültürüne direneceklerini vurgulayan Uğurlu, "Kurt yalnız olanı, tek olanı kapar" diyerek örgütlü ve birleşik mücadeleyi yükseltmek konusunda ısrarlı olduklarının altını çizdi.

PİROĞLU: ONLARA ROJAVA'DA GEREKEN CEVABI VERDİK

Hasan Hüseyin Korkmazgil'in “Acıyı Bal Eyledik” dizelerini okuyan HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu da "Bize zulmü dayattılar, bize ölümü dayattılar. Kentlerimiz yağmalandı. Değer verdiklerimiz, önder bildiklerimiz katledildi. Özel timlerle, akreplerle, TOMA’larla önlerimizi kestiler. Okullarımızı kapattılar. Bize diz çökmeyi dayattılar. Diz çökmeyenler, ayakta kalanlar, direnenler merhaba" dedi.

İktidarın, uysal bir gençlik yaratmak istendiğine işaret eden Piroğlu, ancak tüm baskılara zulme ve ajanlaştırma dayatmalarına karşın, devrimcilerin, sosyalistlerin, yurtseverlerin zindanlarda, dağlarda, kentlerde direnişi yükselttiğini hatırlattı. Bu zihniyete en büyük cevabın Rojava’da verildiğini vurgulayan Piroğlu, şunları kaydetti: "Biz, bize teslimiyeti dayatanlara, biz bize cehennemi dayatanlara Rojava'da çok çıplak bir cevap verdik. Kobanê'nin düşmesini bekleyenler, Rojava'nın teslim olmasını bekleyenler orada birleşik mücadelenin neye mal olduğunu, onlara nasıl bir ders verdiğini acı deneyimlerle öğrendiler; diz çökmedik, teslim olmadık!"

Direniş geleneğini sürdüren gençliğin iradesini selamlayan Piroğlu, "Burada ortaya konulan iradenin bu ülkenin bütün ezilenleri tarafından tekrar ve tekrar ortaya konmasıdır. Birleşerek, omuz omuza gelerek bu iktidarı durdurabiliriz. Bizim teslim olduğumuzu teslim olduğumuzu, korktuğumuzu sananlar buraya baksınlar ve yükselen sese kulak versinler; vardık, varız, var olacağız" dedi.

BULUT: ÜZERİMİZDEKİ KARA TOPRAĞI ATMA ZAMANI

HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut da tüm sözlerin pratiğinin bu salonda olduğunu işaret ederek "Bunca zamandır yürütülen her mücadele, her deneyim HDP'nin yolları içerisinde buluştu. Birlikte mücadelenin sonunun nereye varacağını Rojava'da gördük. Birlikte mücadele edersek faşizmin nasıl yok olacağını bu topraklarda gördük" diye konuştu.

Devrim ve sosyalizm şehitlerini anan, tutsakları selamlayan Bulut, "Bu sorumluluğu hayata geçirmek zorunda olan nesiliz. Bizden sonraki neslin aynı zorlukları yaşamaması için mücadeleyi büyütmek ve yükseltmek zorundayız. Üzerimizdeki bu kara toprağı atacak olan da tam da bu dönemdir. Karanlık üzerimize çullanabilir ama her zaman direnen nesiller vardır. Bizler var olacağız. Mutlaka kazanacağız” dedi.

DEMİRER: SİZ İSYAN SANCAĞINI YÜKSELTENLERİN KUŞAĞINDANSINIZ!

Araştırmacı, yazar Temel Demirer ise, bugün doğum günü olan devrimci önder Sinan Cemgil'in ruhunun salonda yaşadığını belirtti. "Ben hep Dev-Lis'liyim ben hep Dev-Genç'liyim" vurgusunda bulunan Temirer, "Sizler X kuşağı mı, Y kuşağımı? O aptal tartışmaların muhatapları değilsiniz; siz isyan sancağını yükseltenlerin kuşağındansınız. Şimdi bu coğrafyada bir şey daha yapacağız, yeniden yapacağız. El ele tutuşacağız, karanlıkların üstüne doğru yürüyeceğiz" diye konuştu. 

Cervantes'in ünlü eseri Don Kişot'un kahramanı Hidalgo'nun yel değirmenlerine karşı mücadelesini hatırlatan Temirer, "Diz çökmeyeceğiz sözünü unutmayın, bizimkileri unutmayın, can verenleri unutmayın. Özgür olmak sorumluluk sahibi olmaktır. Siz özgür gençlersiniz bu coğrafyadan, Kürtlerden, Alevilerden, kadınlardan, ötekileştirilenlerden sorumlusunuz" vurgusunda bulundu. 
Konuşmaların ardından kısa bir sinevizyon gösterimi yapıldı; cezaevinden gönderilen mektuplar okundu. Büyük bir coşkunun hakim olduğu etkinlik halaylarla ve sloganlarla sona erdi.