Bu devrimin bir parçasıyım

Auschwitz soykırım müzesini gördükten sonra devrimci olmaya karar veren enternasyonal devrimci Serhildan, ‘Çağın Direnişi’ başladığı ilk günden itibaren Efrîn’de.

Rojava Devrimi’nin başladığı günden itibaren yüzlerce kadın insanı hiçleştiren kapitalist sisteme tavır alarak, yaşamına anlam katmak, özgürlüğü bulmak için bu topraklara adım attı. Rojava, özgürlük umudunun peşinden koşan, dünyanın dört bir yanından gelen enternasyonalist binlerce savaşçıya da mesken oldu. Kimisi canını siper ederek savunduğu özgürlük uğruna şehit düştü. Birçoğu öncesinde merak ederek geldiği bu topraklardan kopamayıp devrimin bir parçası oldu.

Alman vatandaşı olan Serhildan da bunlardan biri. Serhildan, faşizmin çıplak yüzü Türk devleti ve Erdoğan’ın 20 Ocak’ta Efrîn’e yönelik başlattığı işgal saldırılarının ardından direnişe katıldı. Efrîn’e yönelik saldırıyı “Rojava Devrimi’ni boğmak için girişilen uluslararası bir saldırı” olarak değerlendiren Serhildan, nerde olduğunu ve ne istediğini biliyor.

Kimliğini açıklamak istemeyen Serhildan 26 yaşında. Almanya’da orta halli bir ailede ve ırkçı bir çevrede büyüyor. Çocukluktan itibaren ırkçılığa karşı durmayı kendine ilke edinen Serhildan, sonraki yıllarda ülkesinin tarihini araştırdıkça hakikatle daha çok yüzleştiğini anlatıyor.

Serhildan’ın Avusturya’da bulunan Hitler döneminde Yahudilere yönelik soykırımın gerçekleştirildiği Auschwitz kampı müzesine yaptığı bir ziyaret kendisi için bir dönüm noktası oluyor. Serhildan kararını şöyle anlatıyor: “Auschwitz Yahudi soykırım kampını görmek beni çok etkiledi. Soykırım ve işkence belgelerini gördüğümde böylesi bir dünyada sıradan bir hayat sürmek istemediğime karar verdim. Günümüzde de devam eden insanlık dışı bu uygulamalara karşı sessiz kalmamak için devrimci olmak istedim.”

SİSTEMİN BİR PARÇASI OLMAK İSTEMEDİM

Kararının ardından mücadele yürütmeye başladığını ve çeşitli aktivitelerde bulunduğunu belirten Serhildan, ancak bunların kendisini tatmin etmediğini belirtiyor. Serhildan o günlerde yaşadıklarını, “Solcuydum, devrimciydim; yürüyüşe gidiyorsun, protesto gösterilerine katılıyorsun ama akşama döndüğün yer ev oluyor. Yani ne kadar uğraşsan da sistemin bir parçası olmaktan kurtulamıyorsun. Bu benim istediğim hayat değildi. Üniversitede muhalif hocalarımla tartıştığımda ya da kiminle konuştuysam kapitalizmde yaşamaktan başka çare olmadığı yönünde beni ikna etmeye çalışıyorlardı. İnsanın insan üzerinde bu kadar tahakkümün olduğu bir sistemde yaşamak, onu desteklemek anlamına geliyordu. Oysa ben ahlaklı bir toplumun parçası olmak için devrimci oldum” diyor.

UMUDU KORUMAK İÇİN…

Serhildan’ın arayışları onu Rojava Devrimi’ni tanımaya yöneltmiş. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kitaplarını okuyan Serhildan, Öcalan’ın felsefesinin yaşam bulduğu Rojava’nın, kapitalist yaşam içinden çıkış yolu bulamayan bütün insanlar için bir umut olduğunu söylüyor.

İki yıl önce ilk kez Rojava’ya geldiğinde önce yaşamı tanımak ve anlamak üzerine gözlemler yaptığından bahseden Serhildan, “Zamanla bu modelin sadece kendisi için değil dünya için olduğunu gördüm ve korumak için elimden ne geliyorsa yapmaya karar verdim” diyor.

‘Umudu korumak’ olarak tarif ettiği devrimciliğinin bir parçası olarak Efrîn direnişi başladığında yönünü Efrîn’e çeviren Serhildan, çok istemesine rağmen ‘acemi’ olduğu için savaş cephesine gönderilmemiş. Buna çoğu zaman içerliyor.

“Efrîn’e işgal saldırısı, tüm dünyadaki insanların alternatif yaşam umudunun boğulmasına yönelikti, bunun için buraya gelmek istedim” diyen Serhildan, İkinci Dünya Savaşı‘ndan önce Hitler’e göz yuman kapitalistlerin şimdi de Erdoğan diktatörlüğüne göz yumduğuna dikkat çekiyor.

‘HALK SAVAŞI BUDUR’

Serhildan’ı direnişte en çok etkileyen ise halkın duruşu olmuş. “Dünyanın her yerinden insanlar savaştan kaçar ama burada tankların, bombaların üzerine giden insanlar gördüm. İşte halk savaşı budur” diyen Serhildan, “Tarihi Efrîn direnişinin bir parçasıyım, elimden ne geliyorsa yapmak istiyorum. Enternasyonal bir kadın devrimci olarak bazen yaralı tedavi ederim, bazen yazı yazarım, yarın elime silah alır faşizme karşı savaşırım. Bu direniş insanlığın umuduna yönelik saldırıya karşı bir direniştir. Bu direnişin parçası olmak benim için onurdur” diye devam ediyor.

Tüm kadınlara seslenen Serhildan, şöyle devam ediyor: “Herkes şunu bilmeli ki kapitalizm erkek sistemidir. Bunun alternatifi burada yaratıldı ve Rojava’daki sistem kadın sistemidir. Efrîn’deki işgal saldırıları aynı zamanda Rojava’daki kadın devrimine yönelik saldırıdır. Biliyoruz ki yaşamın özgürlüğü kadının özgürlüğünden geçiyor. Kadınlar özgür olursa sömürgeci devletler yaşamımızı ele geçiremez. Burada kadınlar buna sahip çıkıyor. Dünyanın her yanından kadınlar, kendi gelecekleri için Efrîn direnişini ve Rojava Devrimi’ni sahiplenmeli.”

Kaynak: Yeni Özgür Politika