Buldan: İktidarın tek derdi yandaş sermayeye rant kanalları açmak

Demokrasi Buluşmaları kapsamında ekoloji örgütleriyle bir araya gelen HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan, iktidarın tek amacının yandaş sermayeye yeni rant kanalları açmak olduğunu belirtti.

Hakların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Örgütü, “Demokrasi Buluşması” kapsamında başlattığı buluşmalarının sonuncusunu ekolojistlerle bir araya gelerek gerçekleştirdi.

Küçükçekmece'deki Atakent Tören Alanı'nda gerçekleştirilen buluşmaya HDP Eşbaşkanları Pervin Buldan, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüleri Sedat Şenoğlu ve İdil Uğurlu, HDP milletvekilleri, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Parti Meclisi (PM) üyeleri, İstanbul il ve ilçe örgütü yöneticileri, Barış Anneleri, Ekoloji Meclisi ve farklı ekoloji çevreleri katıldı. “Dağlarımızda altın madeni istemiyoruz Alamos Gold Kazkdağları’ndan Madra’dan defol”, “Hep birlikte ekolojik bir yaşam için buluşuyoruz” pankartları ve “Yaşam alanlarını savunuyoruz”, “Sinop’tan kanal İstanbul’a”, “Sinop nükleer istemiyoruz” dövizleri ile HDP bayrakları açıldı. Buluşmaya katılanlar etkinlik öncesi çalınan müziklere alkışlarla eşlik etti.

İlk olarak söz alan HDP İstanbul İl Başkanı Elif Bulut, “Önümüzdeki yüzyılı değiştirecek iki hareket var. Birincisi kadın hareketi, ikincisi ekoloji hareketi. Binlerce yıldır eziliyoruz ama bunun karşısında artık birlikte mücadele ediyoruz. Yaşatmak yerine öldürmeyi seçen bir iktidara karşı mücadele ediyoruz. Doğayı yaşamı birlikte yaşatmak varken doğayı yok etmeye çalışan bir anlayışa karşı mücadele ediyoruz. Bu yıkımı değiştirmek çok önemlidir” dedi.

SÖNMEZ: EKONOMİK KRİZİN NEDENİ SERMAYE DÜZENİDİR

HDP Ekoloji Komisyonu Eş Sözcüsü Naci Sönmez de iklim krizinin ülkeyi yaktığı günlerde ekoloji için bir araya geldiklerini söyledi. Sönmez, “Cerrattepe ve Fatsa’da siyanürle altın aramasına karşı, Hasankeyf’i yok eden bu anlayışa karşı, Aydın’dan, Muğla’dan ve Kazdağları’ndan ses veren dostlarımızı selamlıyorum. Bugün yaşadığımız ekoloji krizinin nedeni sermaye düzenidir. Bugün burada HDP’nin mücadele zemininde mücadeleyi büyüten bütün ekoloji örgütleri olarak yeni bir mücadelenin manifestosunu veriyoruz. HDP aynı zamanda Türkiye’de özgülüklerin yok edildiği bugünlerde bütün demokrasi güçleriyle mücadeleyi esas alıyor. O nedenle biz bugün yaşanan krizlere karşı çıkmanın aynı zamanda ekolojik krize de karşı çıkmak olduğunu düşünüyoruz. Demokratik bir yaşam için ekoloji alanından biz de ses vermek istiyoruz” diye konuştu.

ŞENOĞLU: İNSANCA BİR YAŞAM HAYALİ KURANLAR KAPİTALİZMİ YOK EDECEK

HDK Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu da ekolojinin yok edildiği bir dünyada HDP’nin kampanyası çerçevesinde buluşmanın önemine dikkat çekerek şöyle konuştu: “Canlının sesini duyurmak hepimizin ihtiyacı olan bir şey. Dünyada ezilenlerin mücadelesinde daha iyi bir dünya, daha umutlu bir yaşam mücadelesinde ekoloji mücadelesi temel bir eksen. Bu mücadele aynı zamanda kapitalizme karşı bir mücadele. Öyle bir denklem ile karşı karşıyayız ki ya kapitalizm dünyayı yok edecek ya da sömürülenler, insanca bir yaşam hayali kuranlar kapitalizmi yok edecek. Kovid-19 dünyada yaşan açmazı önümüze koydu. Belki burada yüzlerceyiz ama dünyada milyarlarcayız. Bu buluşmanın da bu güce büyük bir güç katacağına inanıyorum.”

BULDAN: BİRLİKTE YÜRÜYECEĞİZ, BİRLİKTE MÜCADELE EDECEĞİZ

Daha sonra konuşan HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan ise kentlerin beton yığınlarına çevrildiği bir dönemde buluşmayı gerçekleştirdiklerini söyleyerek, “Kanal İstanbul ve yapı alanları inşası 3’üncü köprü ve 3’üncü havaalanı gibi mega proje adını verdikleri yıkım ve talan projelerini iktidarın devreye koyduğunu hep birlikte gözlemliyoruz. Elbette ki amaçları iktidarlarını ayakta tutmak, yandaş sermayeye yeni rant kanalları açmaktır. Bunların derdi insan değil, insanlık değil, yandaşlarının cebini doldurmaktır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi demokrasi ve adaleti yıktığı gibi, çevreyi de yıkan bir sistemdir. Doğa sermayenin çıkarları doğrultusunda yağmalanmaktadır. Bu proje İstanbul’a İstanbullulara yapılacak en büyük ihanettir. İktidar bütün uyarılara ve itirazlara rağmen akıl almaz ısrarını sürdürmektedir” dedi.

Kanal İstanbul çevresinde uygulanacak yeni şehir imar planının hızlıca onaylandığının altını çizen Buldan, şöyle devam etti: “Bunu HDP olarak takip ediyoruz. Bunun arkasındaki plan açığa çıktı. Katar emiri ve Hazine ve Maliye Bakanının aldığı yerler olduğu ortaya çıktı. Bunu da yakından takip ediyoruz. Çok büyük toplumsal ve ekolojik yıkımlara yola açacak yıkımın sebebi budur. Türkiye halklarının bu gerçeği yakından bilmesi ve iktidarı yakından tanıması gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Kendilerine ve yandaşlarına rant alanları açmaktan geri durmuyorlar. Küçükçekmece gölünü, kuzey ormanlarını, tarım ormanlarını, Karadeniz ve Marmara kıyılarını yapılaşmaya açarak sermayelerine sermaye katıyorlar. İstanbul’u gözden çıkarmış durumdalar. Gözleri paradan başka, ranttan başka hiçbir şey görmüyor. Halkın yaşam alanlarını elinden alacak, yerlerinden edecekler. Bunların her söylediği yalan, her yaptıkları talandır. HDP olarak tüm süreçleri yakından takip ediyoruz ve halkımızla birlikte müdahil oluyoruz. İstanbul’a bu ihanetin yapılmaması için toplumsal muhalefetle hareket etmeye hazırız. AKP iktidarının İstanbul’u yıkmasına izin vermeyelim. Yıkılması gereken AKP iktidarıdır, İstanbul değildir.”

İktidarın Karadeniz yaylalarını taşla doldurup, içine tünel ve duble yol projeleri ile ormanları katlettiğini ifade eden Buldan, “Turizm ve maden ocakları ile yaylaları yapılaşmaya açtılar. Vadileri taş ocaklarına çevirdiler, irili ufaklı HES'lerle dereleri kuruttular. Halkın yaşam alanlarını ellerinden aldılar, yerlerinden ettiler. Karadeniz'de yaşanan sel ve heyelan felaketleri bu ekolojik yıkımın sonucudur. Her yıl yaşanan şiddetli yağışın sonucu sel ve heyelanda onlarca insanımız hayatını kaybetmektedir. Bu yıkımdan iktidar bire bir sorumludur. Aydın’da birinci sınıf alanı üzerine kurulan JES; zeytini, üzümü, inciri bitirme aşamasına gelmiştir. Bunlar zeytin ağaçlarına bile düşman. Fukuşima ve Çernobil gözler önündeki iken Akkuyu nükleer santrali ile geleceğimizi karartmak istiyorlar. Karadeniz’den Akdeniz’e, Marmara’dan Ege’ye devam eden ekolojik yıkım yandaş sermayeye alan açmak için devam ederken, bölgede ise HES’ler güvenlikçi politikaların bir sonucu olarak devreye konulmaktadır. Her yaz olduğu gibi bu yaz da Dersim'de Mardin'de sistematik olarak orman yangınları ve yapılmakta olan HES projeleri devletin güvenlikçi politikalarının sonucudur” diye konuştu.

Her yıl olduğu gibi bu yılda Cudi’de orman yangınlarının devam ettiğinin altını çizen Buldan, son olarak şunları dile getirdi: “Maden Ocakları ile Cudi Dağı talan edilmiş durumdadır. 1930 Zilan katliamında insansız bırakılan binlerce insanın katledildiği alan HES saldırısı altındadır. Bölgede çalışanlar ve kepçe operatörleri çalışma sırasında alandan kemikler çıktığını belirtmektedir. 1937-38 kadın çocuk yaşlı binlerce Dersimlinin katledildiği Halvori gözelerinde HES inşa edilmek isteniyor. Kutsal Munzur suyuna baraj ve HES ile set vurulmak isteniyor. İnsanlık tarihi ve kültürümüz açısından önemli yerleşim alanları ve kültürel mirasımız sular altında bırakılmaktadır. Doğu ve Batı kültürünün izlerini taşıyan 12 bin yıllık ve bölgenin en büyük yerleşim yerlerinden olan Hasankeyf ve 199 yerleşim alanı 50 yıllık baraj için sular altında bırakıldı. Kürtler ve Türkiye toplumu bunu unutmayacak, bunun hesabını iktidardan soracak. İstanbul’u Kanal İstanbul ile yıkmayı hedefleyen de Hasankeyf’i de baraj ile yıktı. Hasankeyf'in yeni yüzü olarak bu fotoğraf aslında kendi yüzleridir, aslında yüzsüzlüklerinin bir resmi ve fotoğrafıdır. Fotoğraflar tarih kültür ve doğa düşmanlıkların belgesidir. Biliyorum ki bizler eğer mücadele edersek el ele omuz omuza yürek yüreğe yürümeyi başarırsak bu iktidarın her türlü yağmacılığının önüne geçebiliriz. Biz birlikte yürüyeceğiz, birlikte mücadele edeceğiz.”

Buldan’ın konuşmasının ardından buluşma forum şeklinde devam etti. Buluşmaya katılan ekolojistler yaşanan doğa katliamı ve bunun karşısında nelerin yapılması gerektiğine dair tartışmalar yürüttü.