Buluttekin: Halk içerisinde karar mekanizmaları oluşturulmalı

Sur Belediyesi Eş Başkanı Filiz Buluttekin, ilçelerinde nasıl bir belediyecilik anlayışı ile hareket edeceklerini anlatarak, "Halk içerisinde karar mekanizmalarının oluşturulması gerekiyor" dedi.

31 Mart yerel seçimlerinden sonra Kürdistan'daki belediyelerin çoğunu kazanan Halkların Demokratik Partisi (HDP), kayyum yönetiminin 2,5 yıl boyunca yarattığı tahribatları onarmak için çalışmalarına devam ediyor. Özyönetim direnişlerinin yaşandığı Kürdistan ilçelerinden olan Amed'in Sur belediyesi, ilk kayyum atanan belediyelerdendi. Belediyenin Eş Başkanı Filiz Buluttekin, kayyum yönetiminin belediye ve ilçe genelinde nasıl bir tahribata yol açtığını ve planladıkları çalışmaları ANF'ye anlattı.

Belediyeyi kazanıp mazbatalarını aldıktan sonra çok büyük bir tahribat ile karşılaştıklarını belirten Buluttekin, ellerini attıkları her belgede bir borçlandırmış ve talan edilmiş bir belediyeyi devir aldıklarını kaydetti. Talanın sadece belediye ile sınırlı kalmadığını, Sur ilçesinin tamamına yayılmış olduğuna dikkat çeken Buluttekin, bunların başında da yıkılmış olan mahallelerin geldiğini vurguladı. Kayyum yönetiminin HDP'li belediyeyi halk ile karşı karşıya getirecek bir politika güttüğünü söyleyen Buluttekin, bu politikanın halk nezdinde bir itibar edinmediğinin altını çizdi.

'YAPILAR, İLÇENİN DOKUSUNA UYGUN DEĞİL'

Sur ilçesinde evleri yıkılan ailelerin durumun illişkin de konuşan Buluttekin, şunları anlattı: "İnsanlar doğup büyüdükleri mahallelerde yaşamak istiyorlar ama o mahalleler artık yok. Bizde bu noktada çözümler üretmeye çalışıyoruz. Bunun için de bir kamuoyu oluşturmak ve halka bu noktada da görüşlerimizi bildirmek çabasındayız. Kendi mahallelerine ve konutlarına sahip çıkma konusunda da birbirimize güç vermemiz gerektiğine inanıyorum. Bugün Sur'da inşa edilen yapıların hiçbiri ilçenin dokusuna uygun olmayan yapılardır. Konutların fiyatları bile insanın aklının ve hayalinin almadığı fiyatlar. Biz şu anda, yapılan bu yapıların daha önce orada oturanların hakkı olduğunu düşünüyoruz. En azından ilçenin ve o mahallelerin sosyolojik yapısını korumak adına bunun için bir çalışma yürütmemiz gerekiyor. Bunu da daha çok toplumsal dayanışma ve kamuoyunun desteğini alarak yapabiliriz."

KADIN PROJELERİ

Kentsel dönüşümün sağlanması için konutların yıkılmasına gerek olmadığını dile getiren Buluttekin, "Turizm faaliyeti ya da tarihi yapıların gösterilmesi sadece yapılardan oluşmuyor. Toplumsal dokunun, renkliliğin ve kültürün içinde olabileceği bir Sur'dan bahsediyoruz. O yüzden de bir sokak sağlıklaştırma projemiz var. Ayrıca beş yıllık stratejik planımızı devreye koyacağız. Öncelikle eşit temsiliyet ilkemizi belediye içerisinden başlatarak planlamamıza start vermiş olacağız. Stratejik plan grubumuzu da oluşturduk. Yine kadınlarla ve toplumun diğer kesimleriyle özgün toplantılar gerçekleştirerek, onların neler istediklerini dinleyeceğiz. Onların istekleri doğrultusunda adımlar atmaya çalışacağız. Zaten bu çalışmalarımıza başlamış durumdayız. Biliyorsunuz Sur'un Hevsel Bahçeleri de tarihi bir özelliğe sahip. Bu bahçelerde yetiştirdikleri ürünleri satışa sunmaları için kadınlara bir pazar kurma projemiz var. Pazar yerini belirledik, geriye kalan teknik kimi eksikleri tamamlama aşamasındayız" diye konuştu.

SUR'DAKİ YOZLAŞMAYI ÖNLEME ÇALIŞMALARI

Sur'daki genç kitleye dönük asimilasyon ve yozlaştırma politikalarına da değinen Buluttekin, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Sur'da tampon bir baskıdan bahsetmek mümkün. Uyuşturucu ve madde bağımlılığına açık zeminler yaratılmış. O yüzden gençliğin kendi enerjilerini çok iyi bir şekilde kanalize edebilecek alanlara ihtiyacı var. Çünkü Sur'da toplumsal yozlaşmayı esas alan bir politikalar güdüldü. Bu politikalar halen de devam ediyor. Belediyemize, kendilerini de işin içerisine katarak, bu konuda ne yapılabilir gibisinden başvurular oluyor. Biz zaten belediyemizin de içinde olduğunu sivil toplum kurumlarından oluşan 'Sur Turizm Platformu' adı altında bir platform oluşturduk. Ama bu platform salt turizmi amaçlayan bir platform değil. Kültürel ve ahlaki yozlaşmaya karşı mücadeleyi de içeren bir platformdur. Dolayısıyla gençliği bu politikalardan uzak tutmak için kültür ve sanat mekanlarını aktifleştirme çalışmalarımıza hız vereceğiz."

'HALKIN KARARLARI ÖNEMLİDİR'

Yerel yönetimlerin tüm halkı kendi içerisinde var eden bir anlayıştan doğduğunu vurgulayan Buluttekin, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Halk içerisinde karar mekanizmalarının oluşturulması gerekiyor. Zaten bizimde iddiamız şeffaf, yerelden ve kadın özgürlükçü bir belediyecilik anlayışı ile hareket etmektir. Yaşamın tüm alanlarından ve kesimlerinden herkesi kendi içerisinde barındıran bir belediyecilikten bahsediyoruz aslında. Bu anlayışın yaygınlaşması da bizim en temel hedefimizdir. Halkın kendisini görmediği ve bulmadığı bir belediyecilik anlayışı bizim ilkelerimize ve çalışma tarzımıza ters bir durum. Dolayısıyla bizim için halkın tüm kesimlerinin kararları önemlidir."