Cezaevlerinde hak ihlalleri ve işkence artıyor

Cezaevlerinde artan işkencelere ilişkin konuşan Ankara İHD Şube Başkanı Nuray, işkence ve darp vakalarının yanı sıra sağlık sorunlarının da yoğun şekilde yaşandığına dikkat çekti.

Türkiye cezaevlerinde siyasi tutsaklara yönelik baskı ve işkence artarak devam ediyor. Özellikle hasta tutsakların tedavi edilmeyişleri, hastanelere sevklerinin yapılmaması ve kelepçeli muayene dayatılması ile yeniden gündeme gelen cezaevlerine dönük Adalet Bakanlığı tarafından herhangi bir adım atılmıyor.

Ankara İHD Şube Başkanı Nuray Çevirmen son dönemlerde cezaevlerinde hak ihlallerinin arttığına, tüm cezaevlerinde işkence ve darp vakalarının arttığına dikkat çekti. Cezaevlerinden son dönemlerde işkence, darp vakaları, kötü muamelelerle ilgili yoğun başvuru aldıklarını vurgulayan Çevirmen, “Birçok defa da meclisin gündemine getirilmişti ancak hiçbir sonuç alınamadı. Neredeyse işkencenin pilot uygulamalarının yapıldığı Elazığ T tipi cezaevinde özellikle çok sıkıntılar, sorunlar yaşanmakta. Gerçi birçok cezaevinde yaşanan durumlar var. Örneğin; Trabzon Beşikdüzü T Tipi Cezaevi, Rize Kalkandere Cezaevi gibi… Hemen hemen tüm cezaevlerine yayılmış vaziyette. İşkence, darp vakalarının haricinde sağlık sorunları da çok yoğun bir şekilde yaşanıyor” dedi.

TUTSAKLAR RİSK ALTINDA

Hasta tutsakların hastanelere sevk edilmediklerini ve kelepçeli muayene dayatması nedeniyle tedavi olamadıklarına değinen Çevirmen, “Zaten şu anki cezaevlerinin fiziki yapısı, cezaevlerinin kapasiteleri ile ilgili son durum bile başlı başına problem; yaşamı risk altında tutulan, koşulları yaratan problemler… Türkiye’de cezaevleri toplamda 220 bin mahpus alabilecek kapasitedeyken, bizim bilmiş olduğumuz 280 bin mahpusun cezaevinde olduğu. Yüzde 123 oranında bir fazlalık var. Kapasitenin çok fazla üzerindedir. Zaten yeterli iaşe bedelleri ile ilgili sıkıntılar, hijyen koşulları ile ilgili sıkıntılar, tedavi edilmemeleri ile ilgili sıkıntılar, sorunlar var.

Örneğin kelepçeli muayeneden kaynaklı hasta mahpuslar tedavi edilmiyor. Tek kişilik ring araçları ile sevk edilmeleri başlı başına bir işkencedir; ancak bir kişinin alınabileceği bir ortamda elleriniz kelepçeli olarak seyahat etmek durumundasınız, hastanede eğer uygun bir yer yoksa o aracın içinde beklemek durumundasınız, kışın soğukta, yazın sıcakta… Zaten insani koşullara uygun değil. Bu yüzden de hasta mahpuslar tedavileri yapılmadan çoğu zaman cezaevlerine geri getiriliyor” şeklinde konuştu.

HASTALIKLAR ÖNÜ ALINAMAYACAK BOYUTA GELİYOR

En büyük sorunlardan bir tanesinin sevk sorunu olduğunu ve bu sorunlarla ilgili başvurulara geri dönüşün yapılmadığını söyleyen Nuray Çevirmen, “Aslında bu üçlü ayağı olan problem; hem Adalet Bakanlığı’nı, hem İçişleri Bakanlığı’nı, hem de Sağlık Bakanlığı’nı ilgilendiren bir problem. Bu üç kurumun bir araya gelip özellikle hasta mahpuslar sorunun çözümü için bir grup oluşturması gerekiyor. Ne yazık ki biz yaptığımız başvurularda olumlu bir geri dönüş alamıyoruz. Örneğin sevki yapılmış olan bir hasta mahpusun dış sevkinden kaynaklı olarak jandarmanın iş yoğunluğu nedeniyle ya da personel olmaması gerekçesiyle sevki yapılmıyor.

Sevki yapılamayınca daha uzun sürelere tekrar ikinci veya üçüncü sevki yapılıyor. Ya da birkaç hastalığı varsa - ki mahpusların en büyük sorunlarından bir tanesi de tek bir hastalığa sahip olamamaları- çoklu hastalıklara fiziki koşullardan ve uzun yıllara dayanan hapislik koşullarından kaynaklı olarak ancak bir hastalığı ile ilgili tetkik ve tedavi yapılabiliyor. Diğerleri çoğalarak artık önü alınamayarak ağırlaşacak boyuta geliyor. Türkiye cezaevlerinde bizim kurum olarak tespitlerimiz doğrultusunda bin 333 hasta mahpus var bunların 457’si ise ağır. Bizim İç Anadolu olarak ilgilendiğimiz cezaevlerinde; Afyon, Bolu, Amasya, Eskişehir, Sincan, Kayseri, Kırıkkale ve Tokat’ta toplam 116 hasta mahpus var bunun 23’ü ağır ve cezaevinde kalmaması gereken mahpuslar. Ancak bunlarla ilgili olarak herhangi bir işlem yapılmıyor.

İşlem yapılamaması, serbest bırakılmamaları ile ilgili en önemli engellerden bir tanesi adli tıp kurumudur. Adli tıp kurumunun elinde 80 kişinin cezaevinde kalamayacak durumda olduğu tespit edilmiş – ki bu rakam doğru bir rakam da değil- dosya var ancak bununla ilgili olarak bile ceza ertelemesi verilemiyor, gerekçe ise güvenlik. Cezaevinde kalamayacak bir durumda olan hasta mahpusun dışarıda nasıl bir güvenlik riski oluşturabileceği anlaşılabilecek bir şey değildir. Cezaevinde birçok ölüm yaşanıyor. 2017’den 2019’un 8 aylık dilimine kadar 73 mahpus cezaevinde yaşamını yitirdi. Bunlardan 37’si hasta mahpustu. En son İskenderun cezaevinde yaşamını yitiren Muhsin Kızılkaya yine Van’dan Sincan cezaevine getirilen ve tüm vücudunu saran kanser nedeniyle yaşamını yitiren Tahir Çetinkaya son örneklerdir” ifadelerini kullandı.

‘YAVAŞLATILMIŞ ÖLÜM SÜRECİ’

Yaşanan hak ihlallerinin toplumun tüm kesimlerini, tüm kurumlarını ilgilendirdiğine de dikkat çeken Çevirmen konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Bu insanlarla ilgili gerçekten insani gerekliliklerin hiçbiri yerine getirilmiyor. İnsan onuruna uygun olabilecek bir davranış konusunda bir direnç var kurumlar açısından. Oysa cezaevindeki hapislik sadece kişinin özgürlüğünden mahrum bırakıldığı alanlardır ya da böyle bir cezadır. Siz hapis cezası vermiş olduğunuz insanlara devlet olarak bu cezanın dışında başka bir ceza uygulayamazsınız. Ama ne yazık ki cezaevleri katlanarak artan, fazlalaştırılan tekrar tekrar cezalandırılan insanlarla doludur.

Mahpusların deyimiyle söylüyorum ‘yavaşlatılmış ölüm’ sürecini yaşayan mahpuslarla dolu cezaevleri. Bununla ilgili neden çözüm üretilmez, neden başvurulara olumlu yanıt verilmez ya da infaz ertelenmesi gereken mahpuslar bırakılamaz. Biz bu soruların cevabını alamıyoruz ne yazık ki. Hasta mahpuslar toplumun vicdanını kanatan bir sorun. Tüm kurumları, tüm siyasetçileri, sivil toplum kuruluşlarını, yargıyı, meclisi toplumun tamamını ilgilendirmesi gereken bir konu iken ne yazık ki tali hale getirilmiş vaziyette. Oysa acil çözüm getirilmesi, uğraşılması gerekilen bir konu. İHD Ankara Şubesi olarak hasta mahpuslarla ilgili çalışmalarımız devam edecek, listelerimizi de güncelleyeceğiz. Durumu sorunlu, sıkıntılı olanlarla ilgili geçmişte de olan çalışmalarımızı yine devam ettireceğiz.”