Cezaevlerinde insanlık dışı keyfi uygulamalar boyutlandı

Tekirdağ’da bir tutsak hastane bulamadığı için hayatını kaybetti; Sincan’da kadın tutsaklar keyfi uygulamalara maruz kalıyor; Tarsus ve Türkoğlu cezaevlerinde tek sıra dayatılıyor, Konya’da zaten hücrede olan bir tutsağa hücre cezası verildi.

TEKİRDAĞ’DA BİR TUTSAK HAYATINI KAYBETTİ

Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nde mide kanaması geçiren Hüseyin Polat’a hastane bulamadığı için yaşamını yitirdi. Polat hakkında müebbet hapis cezası vardı. 25 yıldır cezaevinde tutuluyordu. 52 yaşındaki Polat, 25 Ocak’ta Tekirdağ F Tipi Kapalı Cezaevi’nde mide kanaması geçirdi. Tekirdağ Devlet Hastanesi’ne götürüldü ancak burada “yer olmadığı” gerekçesiyle yatışı yapılmadı. Diğer hastanelere sevk edilmek istenen Polat’ın, oralarda da yer olmadığı gerekçesiyle aynı hastanenin farklı bir polikliniğinde yatışı yapıldı. Yatışı yapılana kadar çok fazla kan kaybeden Polat, hastanede yaşamını yitirdi. Ağabeyi Sinan Polat, “Hastaneye hemen yatırılmadığı için 2 bin 200 mililitre kan kusuyor. Ancak geç müdahale edildiği için vefat ediyor” dedi. Kardeşine ne yapıldığını öğrenmek istediğini belirten Polat, “Bizi bu konuda ikna etmeleri lazım. Konuya ilişkin İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) başvurduk. Bunun peşini bırakmayacağız” diye konuştu.

SİNCAN KADIN KAPALI CEZAEVİ

Türk hapishanelerinde siyasi tutsaklara yönelik baskı ve işkenceler de devam ediyor. Ankara-Sincan Kadın Kapalı Hapishanesi'nde kalan tutsaklar, aileleri aracılığıyla hapishane idaresinin kendilerine keyfi uygulamalar dayattığını açıkladılar.

Tutsaklar, yazdıkları Kürtçe mektupların 'tercüme edecek kimse yok' gerekçesiyle dışarıya gönderilmediğini ve iade edildiklerini söylediler. Yine telefon görüş haklarının gasp edildiğini de ifade eden tutsaklar, 3 telefon numarası bildirme haklarının olduğunu ve birine ulaşamadıklarında diğerlerini aramaları gerekirken idarenin buna engel olduğunu belirttiler. Aradıkları bir numaraya ulaşamamalarından dolayı tekrar aramak istediklerini ancak hapishane idaresinin buna engel olarak 'Bir defanın dışında arama yapamazsınız. Ulaşamadığınız taktirde de gerisi bizi ilgilendirmez' dediğini kaydettiler.

GAZETE VERİLMİYOR, KOĞUŞLAR DAĞITILIYOR

Gazetece ve dergi gibi yayınların kendilerine verilmemesi ve sık sık koğuşların basılması da tutsakların karşılaştığı sorunlar arasındaymış. Tutsaklar ailelerine, "Yeni Yaşam gazetesi bize verilmiyor. Daha önce okunup, mühürlenen kitaplarımıza bile el konulup, 7-8 ay sonra bize veriliyor. Ayrıca çok sık bir biçimde koğuşlarımıza baskınlar yapılıyor. 'Arama' adı altında baskın yaptıkları koğuşlarımızı darmadağın edip çıkıyorlar. Aslında hiçbir şekilde arama niyetiyle gelmediklerini çok kısa bir süre içerisinde koğuşları dağıtmalarından anlıyoruz" dedikleri öğrenildi.

GÖRÜŞÇÜLERE İNCE ARAMA DAYATMASI

Hapishane idaresinin görüşçülere yönelik de kötü muamele ve tehdit savurduğu ortaya çıktı. Yakınlarını ziyarete giden görüşçülere ince arama dayatıldığı, buna itiraz edenler ise 'görüş yasağı' ile tehdit edildikleri aktarıldı. Yine hapishane idaresinin inisiyatif kullanıp görüşçüleri sildiği ve gerekçe olarakta görüşçülerin bilgi alışverişinde bulunduklarını öne sürdükleri bildirildi.

TÜRKOĞLU CEZAEVİNDE TEK SIRA DAYATMASI

Tarsus ve Türkoğlu cezaevlerindeki tutsaklar, aileleriyle yaptıkları görüşmede tek sıra dayatmasına maruz kaldıklarını bildirdi.

Türkoğlu 1 No'lu L Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Serhat Yıldırım (23) ile Mersin Tarsus 1 No'lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu Erkan Taşkan, aileleriyle yaptıkları görüşmede cezaevlerinde maruz kaldıkları hak ihlallerini aktardı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı yapılan açlık grevi eylemlerinden sonra hak ihlallerinin arttığını belirten tutuklular, keyfi uygulamalarla karşı karşıya kaldıklarını bildirdi. Tutsakların aktardıklarına göre Türkoğlu cezaevinde gardiyanlar koğuşa girdiğinde tutsakların ayakta hizaya girmesini istiyor. Tutsaklar koğuşlarından çıkarıldığı zaman tek sıra halinde ve kolları koridor duvarlarına sürtecek şekilde yürümeleri dayatılıyor. Gardiyanların “dur”, “dön” ve “devam et” gibi komutlarla tutsaklara muamele ettikleri aktartıldı. Görüş sırasında da bazı tutsakların yakınlarının yanında darp edildiği veya kötü muameleye maruz kaldığı bildiriliyor.

TARSUS’TA HASTA TUTSAKLAR REVİRE ÇIKARILMIYOR

Tarsus cezaevinde hastalanan tutsakların revire çıkarılmadığı, ısınma ve sıcak su sorunları ile karşı karşıya kalındığı belirtiliyor. Tutsakların ihtiyaçlarını karşılamak için alışveriş yaptıkları cezaevi kantininde tüm ürünlere fahiş fiyatlar uygulandığı da kaydediliyor. Bununla birlikte tutsaklara verilen yemeklerin her geçen gün azaldığı bildirildi.

KONYA’DA HÜCRE İÇİNDE HÜCRE CEZASI

Konya Ereğli T Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki tutsak Hasan Muhammed İbiş, tek kişilik hücrede ayakta sayıma maruz kaldı. Tek kişilik hücrede kalan İbrahim Sütçü’ye de hücre cezası verildi. Sütçü, dört yıl Osmaniye cezaevinde kaldıktan sonra 26 Eylül 2019’da Konya’ya sürgün edilmiş. Son dört aydır hücrede tutuluyor. Kardeşi Sevim Sütçü, “İbrahim tek kişilik hücrede olmasına rağmen hücre cezası veriliyor. Kardeşim aynı zamanda iletişim cezası aldı ve iki hafta ondan hiçbir haber alamayacağız” dedi. Kürtçe mektupların da disiplin cezasına konu edildiğini belirten Sütçü, şunları belirtti: “İbrahim’in her adımı disiplin cezası olarak dönüyor. Kardeşimin tek kişilik hücrede tutulmasını ise cezaevi idaresi ‘örgütleme yapacak’ diye götürmediğini açıklamış. Kardeşim Osmaniye’de iken fiziksel şiddete maruz kalıyordu, Ereğli Cezaevi’nde ise psikolojik şiddete maruz kalıyor.”

İŞKENCE VE AYAKTA SAYIM

Konya Ereğli Cezaevi'ne giden Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi, hazırladığı rapora göre Hasan Muhammed İbiş de tek kişilik hücrede tutulduğu ve hak ihlallerine maruz kalıyor. İbiş’in 26 Aralık 2019’da Konya Ereğli Cezaevi’ne sevk edildiği ve girişte çıplak arama dayatıldığı, bunu kabul etmeyince görevli baş memur ve 3 personel tarafından ağır şekilde darp edildiği, arama sonrası baş memurun odasında ve hücrede kameraların görmediği noktalarda bu işkenceye devam edildiği, bu işkence sebebiyle vücudunun birçok yerinden yaralandığı belirtildi. Raporda ayrıca şunlar belirtildi: “Tek kişilik hücrede tutuluyor olmasına rağmen ayakta sayım dayatıldığı, bu duruma karşı çıktığı için çeşitli tarihlerde darp edilip ‘burası Osmaniye Cezaevine benzemez, Ereğli cezaevinin ne olduğunu göreceksin’ şeklinde tehdit edildiği, sohbet, spor vb. herhangi bir sosyal faaliyetten herhangi bir şekilde yararlandırılmadığı, Osmaniye Hapishanesi’nde verilen disiplin cezaları sebebiyle 1 yıldan fazla bir süredir ailesiyle görüşme yaptırılmadığı, tek kişilik hücreden koğuşa alınma taleplerinin keyfi bir şekilde reddedildiği ve mutlak şekilde tecride tabi tutulduğu görüşme esnasında tarafımıza ifade edilmiştir.”