DBP: Tecrit sistemine karşı net duruş sergilenmeli
DBP Merkez Yürütme Kurulu, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik 15 Şubat komplosunun yıldönümünde tecrit sistemine karşı net tutum sergilemeye çağırdı.
DBP Merkez Yürütme Kurulu, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik 15 Şubat komplosunun yıldönümünde tecrit sistemine karşı net tutum sergilemeye çağırdı.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Merkez Yürütme Kurulu yaptığı yazılı açıklamada komployu kınarken, Mereş merkezli depremlere de değindi.
Açıklamada, “AKP-MHP iktidarı diğer toplumsal meseleler gibi bu felakette de üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemiş, yarayı sarmak yerine yardım edenleri engellemeye çalışmaktadır. Sivil toplum kuruluşları ve gönüllülerin bölgelerdeki çalışmalarını engellemeye çalışmaktadır. Bu felaket bize Sayın Öcalan'ın demokratik, ekolojik ve kadın özgürlüğü paradigmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor. Rojava'da ezilen halkların özgürlük timsali haline gelen bu paradigma, ‘kadın, yaşam, özgürlük’ sloganıyla Doğu'da başarı umudu haline gelmiş ve uluslararası komplonun devam etmesinin de sebebi olmuştur” denildi.
Açıklamada devamla şunlar ifade edildi:
“Sözde ‘insan hakları standartlarını belirleyen’ ulus devletler ve NATO gibi hegemonik güçler çıkarlarını korumak için herhangi bir standart tanımadılar. Bugün, Sayın Öcalan'ın durumuna sessiz kalan uluslararası sivil örgüt CPT'nin tecride karşı duruşu, bu örgütün hegemonik güçlerin çıkarlarına göre hareket ettiğini ve insanların haklarını hiçe saydığını bir kez daha göstermektedir. Uluslararası güçler de AKP-MHP'nin yardımıyla ve tecrit yoluyla komployu devam ettiriyorlar. Hem komplo öncesi hem de komplo sonrası Sayın Öcalan, Kürt sorununun ateşkeslerle çözümünün önünü açmaya çalıştı. Ancak çabaları bazı güçler tarafından provokasyonlarla engellendi. Bu güçlere destek verenlerin, komployu tecrit yoluyla sürdürmek istediklerini bugün çok iyi anlıyoruz.
DBP olarak, 15 Şubat Uluslararası Komplosunu bir kez daha kınıyor, başta CPT olmak üzere uluslararası sivil ve insan hakları örgütlerini temel sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz. Demokrasinin güçleri olan Kürdistan ve Türkiye halkına çağrımız, tecrit sistemine karşı net bir duruş sergilemeleri ve toplumsal sorunların demokratik çözümünde aktör olan Sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğü için birlikte mücadele etmeleridir.”