STRASBOURG EYLEMİNE ÇAĞRI
Birlik, “Hak ve adalet için sesimizi yükseltelim, zulme karşı bir araya gelelim” diyerek tüm duyarlı kesimlere etkinliğe güçlü bir katılım göstermeleri yönünde çağrı yaptı.
Yapılan açıklamada, Reya Hak inancının tarih boyunca zulme ve adaletsizliğe karşı direnen bir inanç olduğu vurgulanarak Suriye’deki halklara ve inançlara yönelik sistematik saldırıları görmezden gelmenin Alevi inancına ve insanlık onuruna aykırı olduğunu ifade edildi.
Birlik, özellikle Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin bu zorlu süreçte halkların kendi kendini yönetme iradesini hayata geçirdiğini, tarihi ve kültürel değerleri koruma mücadelesi verdiğini belirtti ve ancak HTŞ ve benzeri yapıların bölgeye yönelik saldırılarının bu kazanımları tehdit ettiğine dikkat çekildi.
ROJAVA BİR KADIN DEVRİMİDİR
Açıklamada, Rojava’daki dönüşüm “Kadın Devrimi” olarak tanımlandı ve “Jin, Jiyan, Azadî” (Kadın, Yaşam, Özgürlük) felsefesinin Rojava’dan tüm dünyaya yayıldığı belirtilerek “Bu vahşi saldırılar yalnızca bu coğrafyanın değil, insanlığın ortak değerlerinin hedef alınmasıdır” denildi.
Kadınların ve çocukların köle olarak satıldığı, Alevi, Asuri-Süryaniler gibi halkların soykırımla karşı karşıya bırakıldığı bir dönemde, bu vahşete sessiz kalmanın insanlık onuruna ihanet anlamına geldiği vurgulandı.
STRASBOURG ÇAĞRISI
Birlik, bu zulme karşı sessiz kalmamak ve uluslararası kamuoyunu harekete geçirmek adına 4 Ocak’ta Strasbourg’da düzenlenecek etkinliğe, Kadın örgütleri, inanç temelli topluluklar, uluslararası insan hakları örgütleri ve halkların özgürlüğü ve barışı için mücadele eden herkesi davet etti.
Açıklamada “Birlikte durarak bu insanlık dışı vahşeti aşabiliriz. Adaletin, barışın ve kardeşliğin kazanacağına olan inancımızla tüm halkları ve inançları mücadeleye katılmaya çağırıyoruz. Katliama sessiz kalmak, suça ortak olmaktır. Şimdi ayağa kalkma, örgütlenme ve özsavunma zamanı,” denildi.
BARIŞ VE KARDEŞLİK İÇİN BİR ARAYA GELMELİYİZ
Demokratik Alevi Kadınlar Birliği, gelecek nesillere barış ve kardeşlik dolu bir dünya bırakma sorumluluğunun herkesin omuzlarında olduğunu belirtti. Açıklama, “Hak ve adalet için sesimizi yükseltelim. 4 Ocak’ta Strasbourg’da buluşalım” ifadeleriyle son buldu.