Tayyip Erdoğan o kadar iktidarını kaybetme korkusuna düşmüş ki, her yol ve yönteme başvurmaktadır. Tüm Kürt düşmanlarıyla ittifak kurması da Efrîn’i işgal etmek istemesi de bu nedenledir. Tayyip Erdoğan iktidarını ve geleceğini şovenizmi şahlandırmaya bağlamış. İktidarını korumak için Türkiye için hayırlı sonuçlar doğurmayacak Kürt düşmanlığında ısrar ediyor. İktidarını sürdürmek için Türkiye’yi maceraya sürüklüyor. Tüm despotlar ve faşist iktidarlar iktidarlarını sürdürmek için sonuna kadar direnirler, her yol ve yöntemi denerler.

Tayyip Erdoğan iktidarını kaybedeceğini anlamıştır. Şimdi bunu önlemenin tüm yollarını deniyor. Şovenizmi şahlandırma dışında iktidarını koruyamayacağını görmüştür. Tayyip Erdoğan iktidarını kaybetmek istemiyor. AKP iktidarı seçimlerle iktidarını bırakma zihniyetine sahip değildir. Ancak halkın ayağa kalkışı AKP iktidarını düşürebilir. Aslında AKP iktidarının düşürülmesi Türkiye’de demokratik devrimin gerçekleşmesi anlamına gelecektir. Çünkü bu iktidar sadece halkın demokratik devrimci gücüyle iktidarını kaybeder. Bu da demokratik devrim demektir. Seçimle iktidardan gitmek istemediği için çeteler kuruyor, bu çeteler yoluyla zorla iktidarda kalmaya çalışacaktır. Türkiye’de hiçbir siyasi iktidar bu yola başvurmamıştır. Daha önce MHP’nin oluşturduğu silahlı çeteler vardı; şimdi AKP ile MHP Türkiye halklarına karşı şer cephesi kurmuşlardır.

Bu şer cephesi şimdi Efrîn’i işgal etmek istiyor. Ayakta kalmaları zafer olarak ilan edecekleri bir durum yaratmaya bağlı. Bu nedenle Tayyip Erdoğan aylardır Efrîn’e girme propagandası yapıyor. Bu şu anlama da geliyor; ya Efrîn’i işgal edecek ya da iktidarını kaybedecektir. Tayyip Erdoğan’ın oynadığı bu kumar iyi değerlendirilirse sadece Türkiye’nin değil, Ortadoğu’nun demokratikleşmesiyle sonuçlanır. AKP-MHP iktidarı Efrîn’de yenildiğinde Türkiye halkları da dünya da AKP-MHP iktidarından kurtulacaktır. Bu nedenle kim AKP-MHP iktidarından kurtulmak istiyorsa Efrîn’deki direnişin başarılı olması için çalışmalıdır.

Kürtler Suriye’de demokratikleşmenin temel dinamiğidirler. Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu, Suriye’nin demokratikleşmesinin temelidir. Suriye demokratikleşecekse bu güçlerin varlığıyla demokratikleşecektir. Bu güçlerin etkili olmadığı Suriye’de demokratikleşme gerçekleşemez. Demokratik olmayan bir Suriye’de de istikrar ve barış sağlanamaz.

Türkiye El Nusra ve DAİŞ’i desteklediği zaman da Suriye’nin demokratikleşmesini engellemeyi amaçlıyordu. Çünkü Suriye demokratikleşirse Kürtler temel haklarını kazanır; bu da Türkiye’yi demokratikleşmeye zorlardı. El Nusra ve DAİŞ’i ne için desteklemişse Suriye’de demokratik güçleri ezme saldırısını da bu nedenle yürütüyor. AKP-MHP iktidarının Kürt düşmanlığıyla demokrasi düşmanlığı iç içedir. Bu gerçekliği görmeyen hiçbir güç ne AKP’yi anlayabilir ne de AKP’ye karşı mücadele verebilir.

Bu gerçek dikkate alındığında dünyadaki tüm demokrasi dinamiklerinin, Ortadoğu’nun demokratikleşmesini isteyen tüm güçlerin, demokratik devrimcilerin ve sosyalistlerin Efrîn direnişinin yanında yer alması gerekir. AKP-MHP faşist ittifakı kaybettiğinde sadece Türkiye’nin demokratikleşmesinin önü açılmayacak, Ortadoğu’nun demokratik devrimi açısından da dev bir adım atılmış olacaktır. Ortadoğu’da AKP-MHP zihniyetine benzer tüm siyasi güçler kaybedeceklerdir.

Efrîn, kadın özgürlükçü demokratik devrimin sembolü bir şehirdir. Efrîn’deki demokratik devrimde kadınların etkisi belirleyicidir. Rojava Devrimi’nin gerçekleştiği tüm yerlerde kadınların kadının toplumsal yaşamda en fazla etkiye sahip olduğu yer Efrîn’dir. Bu da Efrîn’deki demokratik devrim karakterini daha toplumcu, daha demokratik, daha özgürlükçü kılmıştır. Efrîn’de ayrıca önemli bir Alevi Kürt nüfusu vardır. Adıyaman’daki Xızır Üryan Ocağına bağlıdırlar. Efrîn’in Alevileri hem Efrîn’deki, hem de Kuzey Suriye’deki demokratik devrimde önemli rol oynamışlardır. Efrîn bu karakteriyle sadece Suriye’de değil, tüm Ortadoğu’da bir özgürlük ve demokrasi vahasıdır. AKP-MHP iktidarı işte böyle bir demokrasi ve özgürlük vahasını boğmak istiyor. Bu nedenle Türkiye’nin tüm demokrasi güçlerinin Efrîn’i savunma sorumluluğu vardır. Demokratlığın tutarlılığı, Efrîn’deki tutumla belli olacaktır.

Efrîn direnişi sadece Efrîn’in değil, tüm Suriye halklarının direnişi olacaktır. Suriye’nin özgür, demokratik ve bağımsız bir ülke olması açısından da Efrîn direnişi tarihsel bir rol oynayacaktır. Efrîn ve Şehba bölgesinde Araplar, Kürtler, Çeçenler, Türkmenler birlikte Suriye’yi savunma cephesi kurarlar ve işgale karşı direnirlerse bu direniş yeni bir Suriye yaratır. Burada Araplar ve Kürtlerin birlikte ortaya koyduğu direniş Arap-Kürt birliğini de güçlendirir. Bu açıdan Efrîn işgali Suriye rejimini de yakından ilgilendirmektedir. Eğer Suriye rejimi Efrîn’in işgal edilmesine göz yumar ve Kürtler Suriye’nin Türkiye ile işbirliği yaptığını düşünürse, bu, Kürtlerle Suriye rejimi arasındaki ilişkileri de olumsuz etkiler. Bu açıdan Suriye ve Rusya Efrîn işgaline bir de bu yönden bakmalıdırlar.

Efrîn direnişi Efrîn’le sınırlı kalmayacak sonuçları olacaktır. Efrîn direnişi, Ortadoğu’daki birçok kördüğümü çözecek ve Ortadoğu’daki tüm sorunların çözümünü sağlayacak yeni bir dönem başlatabilir. Bu açıdan Efrîn direnişine Ortadoğu’nun demokratikleşmesi ve özgürleşmesi olarak bakmak ve bu temelde mücadeleyi en geniş yelpazede güçlü tutmak gerekir.

Kaynak: Yeni Özgür Politika