Son Dakika: Stêrk ve Medya Haber: Baskın korsanvari ve komplodur, susturamayacaklar!

El Farıs: Suriye halkları olarak Türk işgaline direneceğiz!

Suriye’nin büyük Arap kabilelerinden olan Zıbeyd lideri El Farıs, Türk işgaline karşı Suriye halkları olarak direneceklerini ifade etti. Farıs, “Tek talebimiz var; hava sahasını Türklere kapatsınlar, sonra da oturup nasıl savaşılır izleyip görsünler” dedi

Türk devletinin işgal tehdidi altında olan Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi topraklarında, Rojava Devrimi'nin sağladığı en önemli gelişmelerden biri de kuşkusuz ki, bölge halkları arasında demokratik ulus çerçevesinde yaratılan; ortak yaşam ve birliktelik.

Askeri, siyasi, toplumsal alanlarda eşit ve özgür koşullarda sağlanan bu birliktelik, Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetiminin temel taşlarını oluşturuyor.

Bir taraftan özerk yönetim, yaratılan bu birlikteliğin gün geçtikçe daha da sağlam temellere oturtulmasına yönelik çalışmalar yaparken, diğer taraftan, Rusya, İran, rejim gibi güçler ise Arap aşiretleri ile kurduğu ilişki üzerinden bölgede söz sahibi olma çabasında.

Hem askeri hem de siyasi anlamda özerk yönetimin bir parçası olan ve inşa edilen sistemin doğrudan parçası olan birçok Arap aşireti, aynı zamanda rejimle de bağın koparılmamasını savunuyor.

Bölgenin büyük Arap kabilelerinden olan Zıbeyd Kabilesi Lideri Şeyh Ragıb Beşşar El Farıs, ANF'nin sorularını yanıtladı.

‘DEVRİMİN BİR PARÇASIYIZ’

Zıbeyd Kabilesine bağlı Arap aşiretleri olarak daha çok Suriye ve Irak’ta yoğun bir nüfusa sahip olduklarını dile getiren El Farıs, başından beridir kabile olarak Rojava Devrimi'nin bir parçası olduklarını söyledi.

2011 ve sonrasında Suriye’de devrim veya değişim iddiası ile ortaya çıkan birçok grubun zamanla Suriye topraklarında terörist faaliyet yürüterek ülkenin temel değerlerini yok etmeye başladığını söyleyen El Farıs, “İddiaları rejimi düşürmek olanlar zamanla terörist çizgilere kaydılar. Tam o süreçte bu topraklarda örgütlenen Kürt halkı ve diğer halklarla birlikte yaşamayı savunan bir anlayış vardı. Biz de tam o süreçten başlayarak Kürtlerle birlikte hareket edip kendi topraklarımızı korumaya başladık. Özellikle Sayın Abdullah Öcalan’ın halkların birlikte yaşamasını sağlamaya dönük ortaya koyduğu demokratik ulus paradigması Kuzey-Doğu Suriye’de yaratılan özerk sistemin temelini oluşturdu. Bugün bir birliktelik sağlandıysa bunun sayesindedir” diyerek, Rojava devrimine katılma süreçlerini özetledi.

‘HALKLAR BİRLİKTE İNŞA ETTİ, BİRLİKTE YÖNETİYOR’

“Yıllardır kendisini sadece Baas rejiminden ibaret gören insanlar zamanla bu sistemi benimseyerek, bunun bir parçası haline geldi” diyen El Farıs, şunları ekledi: “Bugün bu bölgede yaşayan Süryaniler, Araplar, Kürtler ve diğer halklar ortak bir şekilde kendi sistemlerini kuruyor. Özerk yapının hem siyasi alanı, hem de askeri alanı bölgenin bütün halklarından oluşuyor. Biz kurduğumuz bu birliktelik sayesinde DAİŞ bu topraklarda bitirdik.”

Rojava Devrimi'nin, en çok da tarihsel olarak birlikteliğe sahip olan Kürtler ile Araplar arasında çatışma çıkarmak isteyen kesimlere bir cevap olduğunu belirten El Farıs, “Kendi yarattığımız sistemle Kürt-Arap birlikteliğini bozmak isteyenlerin emellerini boşa çıkardık” dedi.

‘GÜVEN VE HUZUR ORTAMINI YARATTIK’

Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin zamanla bölge halklarının bütün sorunlarını çözecek bir aşamaya geldiğini de söyleyen El Farıs, “Sistemimiz daha yeni olduğu için illa ki belli eksikleri olabilir ama bu coğrafyada bizler, insanlara sözünü verdiğimiz, güvenli ve huzurlu bir bölge yarattık. Savaş altındaki bir ülkede özerk yönetim, bugün işsizlik sorunu çözdü, halkın ihtiyaçlarına rahatlıkla cevap olabiliyor. Ve tüm bunları yaparken hiçbir ayrım yapılmıyor. Herkes bu hizmetlerden eşit bir şekilde yararlanıyor” diye ekledi.

‘TÜRK DEVLETİ ÖZERK SİSTEMİ KENDİSİNE TEHLİKE GÖRÜYOR’

Türk devletinin işgal tehditlerini sorduğumuz El Farıs, “Türk devletinin tehditlerine alıştık, devrimin ilk gününden beridir bizi tehdit ediyor. Burada inşa edilen özerk sistemi kendisi için büyük bir tehlike olarak görüyor. Burada inşa edilen sistemin çok uluslu Türkiye halkları tarafından da örnek alınacağından korkuyor. Bu modelin Türkiye’yi etkilemesinden çok korkuyorlar” dedi.

‘GÜVENLİKLİ BÖLGE KURULACAKSA TÜRKİYE SINIRLARI İÇİNDE KURULMALI’

"Sınır güvenliğini tehdit ettiğimiz gerekçesini her defasında önümüze çıkarıyorlar” diyen El Farıs, şöyle devam etti: “Ne zamandır bir güvenlik bölge oluşturulmasından bahsediyorlar. Bana sorarsanız bir güvenlikli bölge olacaksa Türkiye sınırları içinde oluşturulmalıdır. Terörist grupları açıktan onlar destekledi, bu gruplar Türkiye üzerinden bizim topraklarımıza geldi. Asıl tehlike Türkiye’nin kendisidir. Biz asla Türkiye için bir tehdit olmadık, tüm bunlar dikkate alınarak bir güvenlikli bölge diyorlarsa onu da Türkiye sınırlarında yapsınlar!"

‘GİRDİKLERİ HER YERİ İŞGAL ALANINA ÇEVİRDİLER’

Türk devletinin amacının Kuzey ve Doğu Suriye’de inşa edilmek istenen sistemi yok etmek olduğunun altını çizen El Farıs, “Uluslararası yasaları çiğneyerek, Suriye’de girdikleri her yere işgalci güç olarak geldiler. Topraklarımıza girip güvenlikli bölge oluşturmak istiyorlarsa biz de soruyoruz; Efrîn’i işgal ettiler, Cerablus’talar, El Bab’dalar, buraların neresi güvenlikli? Her yeri işgal alanına çevirdiler. Girdikleri her yerin demografik yapısını değiştiriyorlar, bizler asla bu işgalci anlayışın topraklarımıza girmesine izin vermeyiz. Bölge halklarımız, Türk devletinin işgalciliğini Osmanlı’dan iyi tanıyor” ifadelerini kullandı.

‘BİZ ABD’YE DEĞİL, HALKLARIMIZA GÜVENEREK SAVAŞTIK’

"ABD bölgeden çekilir ve Türkiye işgale başlarsa Arap aşiretleri olarak tavrınız ne olur?" şeklindeki sorumuza El Farıs, şu yanıtı verdi: "Biz terörizme karşı savaşmaya ve topraklarımızı korumaya başladığımızda ne ABD ne de onun desteği vardı. Biz halkımızdan ve çocuklarımızdan destek alarak bir savaşa girdik ve DAİŞ’in sonunu getirdik. Biz ABD’ye 'gel, bizimle koalisyon yap' veya 'bize destek ver' demedik. ABD ne bizim sahada güç olduğumuzu gördüğünde veya terörizme karşı savaşabildiğimizi gördüğü zaman geldi bizimle hareket etmeye başladı.

‘İŞGALE KARŞI SAVAŞIRIZ’

Eğer Türk devleti topraklarımıza saldırırsa özerk yönetim bölgesindeki halklar olarak topraklarımızı korumak için savaşırız. İşgale karşı gerekirse ölmek için direneceğiz. Türkler, Kürt halkının varlığını ‘terörist’ olarak görüp topraklarımıza saldırmak istiyor. Bu bir saçmalık ve aymazlıktır. Kürt halkı büyük bedeller vererek DAİŞ’e karşı savaştı. Bir kez yine söylüyorum, eğer Türkler işgal için gelirse, halklarımızın güven içinde yaşaması için ve inşa ettiğimiz sistemimizi ve topraklarımızı korumak için halklar olarak savaşırız."

‘HAVA SAHASINI KAPATSINLAR, SONRA OTURUP SAVAŞI SEYRETSİNLER!'

Zıbeyd Kabilesi Lideri Şeyh Ragıb Beşşar El Farıs, "Türkler topraklarımıza saldırırsa uluslararası koalisyondan ve ABD’den tek talebimiz, Suriye hava sahasının Türklere kapatılması olur" diyerek, şunları da ifade etti:

"Biz savaşmak için kimseye değil, halklarımız arasında yarattığımız birlikteliğe güveniyoruz. Bizim kimseden korkumuz yok. Sadece hava sahasını Türklere kapatsınlar, sonra oturup Kürt ve Arap çocukları nasıl savaşıyor, oturup izlesinler ve görsünler. Bir haftada Emevi camisinde namaz kılmak isteyen Erdoğan’ın geldiği nokta da ortada, yenilmez denilen DAİŞ’i yenen kızlarımızın ve oğullarımızın ardında bıraktıkları destanlar da ortada.”

Çeviri: Ayten İsa