Gezi Direnişi sırasında polisin attığı gaz kapsülünün başına isabet etmesi sonucunda ağır yaralanan ve 269 gün komada kaldıktan sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, Anneler Günü’nü kutlamayan sayısız anneden biri. ANF’ye konuşan Gülsüm Elvan, çocukların bir daha öldürülmemesi için tüm annelere "sessiz kalma" çağrısında bulundu.

Devlet şiddetiyle kendisinden kopartılan ve 16 kiloya düşmüş bedeniyle hayata gözlerini yuman Berkin'in katillerinin hesap vermesi için yıllardır mücadele eden Gülsüm Elvan, "Berkin öldüğünden bu yana bir tarafım eksik yaşıyorum" diye çektiği acıyı tarif ediyor. İstemediği için 4 yıldır kızlarının da Anneler Günü’nü kutlamadığını belirten Gülsüm anne,"İçimde öyle bir yara var ki" diye feryat etti.

‘BİR TARAFIM YARIM KALDI’

Berkin yaşamını yitirmeden kutladıkları 2012’deki son Anneler Günü’nü anımsayan ve gözyaşlarını tutamayan acılı anne, yaşananları şöyle anlattı: "Hiç unutmam, eşim hasta olduğu için çalışıyordum. Çocuklarım para biriktirip bana yüzük almışlardı. Kahvaltımı hazırlayıp beni öperek uyandırdılar ve bana aldıkları yüzüğü hediye ettiler. Ben çocuklarıma hiçbir zaman haram para yedirmedim, hep çalıştım, didindim. Bir gün eşim yine hastayken, durumumuz kötüydü ve son çare olarak çocuklarımın bana aldığı yüzüğü bozdurmaya gittim. Bir baktım ki Berkin peşime takılmış.

Yüzüğü bozdururken Berkin ağlayarak, ‘Anne diye bozduruyorsun, bunu biz aldık ya’ dedi. ‘Yavrum ağlama, bu yüzüğü bozdurduğum için ben üzülmüyorum çünkü bu parayla size ekmek, yiyecek alacağım’ diye cevap verdim. Çaresizliğimi görünce de, ‘Anne sakın üzülme, ben ortaokulu bitirince, liseye gitmeden önce senin yanında çalışacağım ve aldığım ilk maaşla sana bir yüzük daha alacağım, parmağına takacağım’ dedi. Ben o yüzden artık alyans dahi takmıyorum."

HAYALİ FUTBOLCU OLMAKTI

Berkin’in komik ve yaramaz olduğu kadar çok duygusal, haksızlığa dayanamayan bir çocuk olduğunu anlatan Gülsüm anne, "En büyük hayali futbolcu olmaktı. Beşiktaşlıydı ve Çarşı’ya çok sempatisi vardı. Bizi güldürmek için evde manken taklidi yapardı. Çok dobraydı ve bambaşka, farklı bir çocuktu. Yaramazlığı ve aymazlığı bazen beni kızdırırdı ama gönlümü almasını çok iyi bilirdi. Yanağa kondurduğu bir öpücük, onun o gülüşü beni eriyip bitirirdi" dedi. Dava sürecini ve gelmeyen adaleti de değerlendiren Gülsüm Elvan, oğlu ve devlet tarafından katledilen tüm çocuklar için adaleti haykırmaya devam edeceğinin altını çizdi. Gülsüm anne, oğlunu katleden polisler cezalandırılmadığı sürece daha çok çocuğun bu şekilde öldürüleceğini söyledi.

'O KATİLLER ÇOCUKLARI SEVDİKLERİ ZAMAN OĞLUMU UNUTMASINLAR'

Çağlayan'da görülen son duruşmasında feryadına karşılık sanık avukatının hareketine, polislerin organize "hafıza kaybına" ve mahkeme heyetinin umursamazlığına da tepki gösteren Gülsüm Elvan şöyle devam etti: "Avukat benim feryadıma yönelik olarak ‘Her duruşmada bunu mu dinleyeceğiz’ diyor ya, duymak istemediğiniz bir şey varsa o zaman çekip gideceksiniz. 5 saniye, fazla değil kendilerini benim yerime koysunlar; bir düşünsünler. Özellikle kadın hakimlere bu sözlerim. Kendi çocukları için katillerden yana değil de benim yanımda, adaletin yanında yer alsınlar. Çünkü gördük, gün gelir onları da satarlar. Anneler Günü’nde eğer gerçekten vicdanları varsa, çocukları onları kutladığı zaman beni hatırlasınlar. O katiller de çocukları sevdikleri zaman oğlumu unutmasınlar."

ANNELERE ADALET ÇAĞRISI

Tek istediğinin adalet olduğunu vurgulayan Gülsüm anne, tüm kadınlara ve annelere adalet çığlığına ses verme çağrısında bulundu. "Lütfen beni mahkemelerde yanız bırakmasınlar, benimle birlikte adalet arasınlar" diyen Gülsüm anne, "Kendimi öldürsem de çocuğum bir daha geri gelmeyecek. Bunun bilincindeyim. Ama başka çocuklar ölmesin, bir daha anneler ağlamasın diye adalet istiyorum benim tek derdim bu" dedi. Çocukları öldürülen annelere de "Sessiz kalmayın, susmayın" diye seslenen Gülsüm Elvan, "Lütfen susmasınlar, adalet istesinler. Çocuklarının devlet tarafından malzeme olarak kullanılmasına izin vermesinler” diyerek, Trabzon’da askerler tarafından çatışma ortasına sürülen ve hayatını kaybeden 15 yaşındaki Eren Bülbül örneğini hatırlattı.

'HÜKÜMET 15 YAŞINDAKİ ÇOCUĞA KAHRAMAN VEYA ŞEHİT DİYEMEZ'

Eren Bülbül'ün annesine seslenen Gülsüm Elvan, "Ben bu konuda bu hükümeti ve onu öne koyanı suçluyorum. Hükümet çıkıp da 15 yaşında bir çocuğa kahraman veya şehit diyemez. O bir çocuk. Buradan o çocuğun annesine sesleniyorum, çocuğuna içi yanıyordur, lütfen sessiz kalmasın. Hükümetin söylemlerine kanmasın, gidip adalet arasın. Karşımıza öyle bir şey çıkarttılar ki biri şehit oluyor, diğeri vatan haini. Yok öyle bir şey, o da çocuk, bu da çocuk. Berkin’in ceplerinden torpil çıktı diyorlar bir de, ne torpili? Torpil çıksa ne olur? Bayramlarda, maçlarda, düğünlerde herkes torpil patlatıyor. Ben buradan hükümete de sesleniyorum, eğer bu yaştaki çocuklar bir ideolojiye sahipse o zaman bıraksınlar o koltukları, çocuklar geçsin ülkeyi yönetsin" ifadelerini kullandı.

TAMAM BIKTIK DİYORUZ!

Türkiye ve Kürdistan'da gerçekleşecek 24 Haziran seçimlerine yönelik de mesaj veren Gülsüm anne, bunun "Emri ben verdim", "Polis destan yazdı" diyerek meydanlarda kendisini yuhalatanlarla hesaplaşma günü olacağını söyledi. Başka annelerin de ciğeri yanmasın diye 24 Haziran’da "TAMAM, bıktık" diyeceğini vurgulayan Gülsüm anne, "Gezi’de katledilen bütün çocuklar için TAMAM diyoruz. Ali İsmail’e atılan o son tekmeye cevap olarak TAMAM, bıktık diyoruz" dedi.