Emekli işçi: Sağlıktaki sömürüyü iliklerime kadar hissettim

Kalp krizi geçiren emekli işçi Ahmet Serdar Demirtaş, ambulansla istemi dışında acil olarak sevk edildiği İstinye Üniversitesi Bahçeşehir Hastanesi’nin kestiği 6 bin TL’lik faturayı ödeyemediği için ne muayene edilebiliyor ne de ilaç alabiliyor.

AKP iktidarının eğitimden sağlığa kadar yaydığı çarpık rantçı sistem yurttaşları mağdur etmeye devam ediyor. Bu mağdurlardan biri olan emekli işçi, 56 yaşındaki Ahmet Serdar Demirtaş, kalp krizi geçirerek bindirildiği ambulansa emekli olduğunu belirtti. Buna rağmen acil olarak götürüldüğü özel hastanede çıkartılan fatura sağlık hizmetinin nasıl bir hale geldiğini gözler önüne serdi. ANF’ye konuşan Demirtaş, sağlık sektöründe dönen sömürü çarkını iliklerine kadar hissettiğini vurguladı.

Esenyurt’ta tek başına yaşadığı evinde 22 Aralık sabahı göğsünde bir sıkışma ve nefes darlığı ile uyanan 56 yaşındaki Demirtaş, yaşadığı mağduriyeti şöyle anlattı: "Tek başıma yaşadığım için yardımıma komşularım koştu. Hemen 112’yi aradılar ve ambulans geldi. Yürümekte zorlandığım için komşum bana eşlik etti. Ambulans bizi özel Rayap Hastanesi’ne götürdü. Emekli olduğumu belirttiğimde ise hastanenin devletle anlaşması olduğunu ve para ödemeyeceğimi söylediler. Orada kalp krizi teşhisiyle hemen ilaç verildi ancak müdahale için Kardiyoloji Bölümü’nde gereken tesisatın bozuk olduğu söylenerek tekrar ambulansla bu kez İstinye Üniversitesi Bahçeşehir Hastanesi’nin acil servisine sevk edildim.

Orada da bana ilaç verdiler. Biraz rahatladım. Yavaş yavaş kendimi toparlamaya başlıyordum ki anjiyo yapmak için beni apar topar ameliyata aldılar. Daha önce baypas ameliyatı olduğumu belirtmeme rağmen, bana danışmadan acil serviste bekleyen komşuma stent takılması gerektiğini, en iyisinin bilekten takılması olduğunu belirtmişler. Oysa her doktor baypas geçirmiş bir insana bilekten stent takılamayacağını bilir. Sonuç itibariyle o stenti bileğimden değil, kasığımdan takmak zorunda kaldılar ve 1.200 TL’lik bu işlemin parasını da komşumdan aldılar."

DURUMU STABİL DEDİLER, FATURAYI KESTİLER

Ameliyat sonrası 1,5 gün yoğun bakımda tutulan Demirtaş, taburcu olurken önüne konulan fatura karşısında şaşkınlığa uğradı, çünkü tutar tam 6 bin TL’ydi. Bu faturanın ne olduğunu sorduğunda komşusuna imzalattırılan evrakla karşı karşıya kaldığını dile getiren Demirtaş, "Bu evrakta acile getirildikten sonra stabil hale geldiğim, sonra ameliyata alındığım belirtiliyordu. Çünkü acil durum kalktığı zaman ameliyata alınırsan o zaman ödeme talep edebiliyorlar. Sorarlar insana; madem ben stabil haldeydim o zaman neden evrakı komşuma imzalattırdınız?" diye tepki gösterdi.

Parayı ödemeyi kabul etmediği için hastaneden çıkışı yapılmayan Demirtaş, bugün hala yoğun bakımda gözüktüğü için ne başka bir hastaneye gidebiliyor ne de ilaç alabiliyor. Sağlık Bakanlığı’na itiraz eden Demirtaş, durumu bildirdiği Sosyal Güvenlik Kurumu’nun da (SGK) hastane faturasını istediğini; parayı ödemediği için faturayı da götüremediğini söyledi.

‘HASTAYA MÜŞTERİ GÖZÜYLE BAKILIYOR!’

Sağlık sektöründeki sömürüyü iliklerine kadar hissettiğini vurgulayan Demirtaş şöyle sitem etti: "Hastaya resmen müşteri gözüyle bakılıyor. Demek ki paran yoksa sağlık hizmeti de alamayacaksın. 1.300 TL emekli maaşı alan bir insanım, zaten çok zor geçiniyorum; karşıma çıkartılan faturayı ödeyecek gücüm yok. Şu anda ilaç yazdırmam gerekli ama hastanede yatar gözüktüğüm için yazdıramıyorum.

Yani beni hem istemim dışında bir özel hastaneden diğerine götüreceksiniz, hem de bana hiç danışmadan komşuma evrak imzalattıracaksınız; böyle bir şey kabul edilemez. Bu resmen şantaj. Kaldı ki İstanbul’un en büyük ilçelerinden biri olan Esenyurt’ta bir tane devlet hastanesi var, orada da kardiyoloji bölümü yok ve benim gibi bir sürü mağdur var."