Ankara merkezli siyasi soykırım operasyonunun hedefi olan KESK’e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın (SES) eski yöneticilerinden Leyla Doğan, sağlık durumu kritik olmasına rağmen hukuksuz bir biçimde 26 Kasım’dan bu yana gözaltında tutuluyor. ANF’ye konuşan SES Bakırköy Şube Eşbaşkanı Nezahat Altınsoy Özen, birkaç yıl önce beyin kanaması geçiren ve uzun süre yoğun bakımda kalıp ameliyat olan Leyla Doğan’ın her an epilepsi nöbeti geçirme riski olduğuna dikkat çekerek, derhal serbest bırakılması gerektiğinin altını çizdi.
‘GEÇİRDİĞİ BEYİN KANAMASI NEDENİYLE YÜRÜMEKTE VE KONUŞMAKTA ZORLUK ÇEKİYOR’
Yine bir sabah vakti gözaltı saldırılarıyla güne uyandıklarını belirten Nezahat Altınsoy Özen, ev baskınıyla Ankara’ya götürülenler arasında KESK’e bağlı SES Sendikası’nın üye ve eski yöneticileri Enis Boran, Erdal Güzel ve Leyla Doğan’ın olduğunu belirtti. Özellikle arkadaşlarından Leyla Doğan’ın sağlık durumunun ciddiyetini koruduğuna dikkat çeken Nezahat Altınsoy Özen, ama buna rağmen 4 gündür gözaltına tutulduğuna işaret etti. Önceki dönem SES Bakırköy Şube yönetiminde görev alan Doğan’ın 2019 yılında beyin kanaması geçirdiğini, uzun bir süre yoğun bakımda kaldığını ve ameliyat olduğunu anlatan Nezahat Altınsoy Özen, “Laboratuvar teknisyeni olan Leyla arkadaşımız, yaşadığı bu ciddi sağlık sorunu sonrası emekli olmak zorunda kaldı. Yürümekte ve konuşmakta hâlâ zorluk çekiyor, tek başına ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Hatta en son muayeneye gittiğinde, doktor eşine her an epilepsi nöbeti geçirme riski olduğunu söylemiş. Hal böyleyken arkadaşımızın hukuksuz bir biçimde İstanbul’da gözaltına alınıp Ankara’ya götürülmesine ve orada da 4 gündür gözaltında tutulmasına anlam veremiyoruz. İlaç kullanıyor, yeme içmesine dikkat etmesi gerekiyor; orada nasıl koşullarda tutulduğunu düşünmek bile istemiyoruz ve bu eziyetin, bu işkencenin derhal sonlandırılmasını istiyoruz” dedi.
‘İKTİDAR KENDİSİNE MUHALEFET EDEN TÜM KESİMLERİ ÇÖKERTMEYE ÇALIŞIYOR!’
Dosyada gizlilik olduğu gerekçesiyle kendilerine 4 gündür bilgi verilmediğini belirten Nezahat Altınsoy Özen, belirsizlik içinde beklemeye mahkûm edildiklerini söyledi. Tam kayyum darbelerinin yapıldığı bu dönemde gazetecilerden belediye eşbaşkanlarına, insan hakları savunucularından sendikacılara kadar yapılan bu saldırının manidar olduğunu vurgulayan Nezahat Altınsoy Özen, iktidarın ülkede ses çıkaran ve kendisine aktif muhalefet eden tüm kesimleri çökertmeye çalıştığına dikkat çekti.
‘İNŞA EDİLMEK İSTENEN REJİMİN AYAK SESLERİ’
Yıllardır benzer baskılar ve kutuplaştırma politikalarıyla iktidarın adım adım kendi rejimini inşa ettiğine işaret eden Nezahat Altınsoy Özen, şöyle konuştu: “Derinleştirilen ekonomik kriz, giderek törpülenen haklar, ablukaya alınan sokaklar, halkın iradesini yok sayan kayyumlar, sendikal faaliyetlere yönelik artan saldırılar, etkin ajanlık yasasıyla basına yönelik çabalar… Bütün bu baskıların aslında AKP-MHP iktidarının inşa etmek istediği rejime doğru gitmek için bir ön hazırlık olduğunu düşünüyorum. Bir nevi gelen rejimin ayak sesleri gibi. Bu nedenle kendinden olmayanları kriminalize ve kategorize ederek yol temizliği yapıyor. Bu tabii ki kamu emekçilerini de kapsıyor. Bunun ilk adımı 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yaşandı aslında. Fırsat bu fırsat denilerek, cemaatçileri kurumlardan ihraç etme adı altında bütün işkollarında KESK’e bağlı arkadaşlarımıza yöneldiler. Kanun Hükmündeki Kararnamelerle (KHK) bir gecede işsiz bıraktılar. Tıpkı 12 Eylül faşist cuntası döneminde ‘Bir sağdan bir soldan…’ dedikleri gibi, burada da aynı zihniyetle yine her iki tarafa yöneldiler.”
‘DÜN KHK’LER BUGÜN GÖZALTILAR...'
Arkadaşlarının dün KHK’lerle bugün ise gözaltılarla sindirilmeye çalışıldıklarını vurgulayan Nezahat Altınsoy Özen, bu sindirme yöntemleri karşısında asla geri adım atmayacaklarının bir kez daha altını çizdi. Bu hukuksuzluğu olağanlaştırmamak gerektiğini, bunun da tek yolunun mücadeleyi yükseltmekten geçtiğini kaydeden Nezahat Altınsoy Özen, “Hukuksuzluk her alana nüfuz etmiş durumunda. Birkaç sermayedarın kârı uğruna doğa talan ediliyor, insanlar açlığa alıştırılıyor, çocuklar, kadınlar öldürülüyor, hayvanlar katlediliyor. Her yere ve herkese sistematik biçimde saldırıya geçmiş olan bir iktidar var. O yüzden buna kesim kesim değil, topyekûn bir itiraz gerek” dedi.
‘KESK VE SES BAYRAĞINI ASLA YERE DÜŞÜRMEYECEĞİZ!’
Gözaltıların bugün adliyeye çıkarılmasını beklediklerini aktaran Nezahat Altınsoy Özen, Leyla Doğan ve tüm arkadaşlarının serbest bırakılmasını istedi. Sağlık sorunlarından dolayı mağdur olan Leyla Doğan’ın bir mağduriyet daha yaşayacak durumda olmadığını kaydeden Nezahat Altınsoy Özen, “Tek başına ihtiyaçlarını karşılayamayan bir insana bu eziyeti çektirmeye kimsenin hakkı yok. Bunun bir yıldırma politikası olduğunu biliyoruz ve özellikle en önde mücadele eden arkadaşlarımızı alarak genelde topluma, özelde de KESK’e gözdağı vermek istediklerini de biliyorum. Ama hele ki sağlık sorunları yaşayan arkadaşlarımızı hedef alarak bizi sindirebileceklerini sananlar bilsin ki, tek kişi de kalsak KESK ve SES bayrağını asla yere düşürmeyeceğiz” vurgusunda bulundu.