Erdal Ataş: Efrîn işgali başarı değil, zayıflık göstergesi

HDP milletvekili Erdal Ataş, Türkiye’nin ÖSO çeteleriyle Efrîn kent merkezini işgal etmesinin bir başarı değil bir zayıflık göstergesi olduğunu vurguladı.

ANF’ye konuşan Ataş, tekçiliğe, ırkçılığa dayanan, halklar ile inançlar arasında karşıtlık yaratarak var olma siyasetinin iflas ettiğine işaret etti. Ataş, ne tekçi zihniyetin ne de onu savunanların başarısızlıktan kurtulabileceğini kaydetti.

Türkiye’nin Efrîn kent merkezine girmesinin bir işgal olduğunu vurgulayan HDP milletvekili Erdal Ataş, AKP’nin Efrîn’de geliştirilen demokratik yapıyı ve Kürtlerin statü elde etmesini kendi iktidarı için bir tehdit olarak gördüğünü belirtti.

Ataş, oradaki kazanımların Türkiye’de mevcut olan tekçi ve yasakçı zihniyete karşı demokrasi mücadelesini yükselteceği endişesiyle Efrîn’e saldırıldığını kaydetti. Bunun boş bir çaba olduğunu söyleyen Ataş, tarihte tüm işgalci güçlerin lanetlendiğini ve yenilgiye uğratıldığını hatırlattı.

‘EFRÎN’DE AKRABALARIMIZ VAR’

Efrîn’de yaşayanların çoğunun Bitlis’ten, Erzurum Hınıs’tan, Dersim’den göç ettiğine dikkat çeken Ataş, “Bugün AKP hükümetinin emriyle girilen bölge bizim akrabalarımızın bulunduğu bölgedir. Bu kabul edilemez” dedi.

Sorunların Türkiye’nin ve emperyal ülkelerin işgaliyle değil, Suriye’deki bütün güçler arasında oluşturulacak demokratik görüşme ve müzakereyle çözüleceğini vurgulayan Ataş, Suriye’yi savaş alanına çevirmenin çözümü değil kaosu büyüteceği uyarısında bulundu.

Türkiye’nin bu işgal ile emperyalist güçlerin çıkarlarına hizmet ettiğine işaret eden Ataş, bu işgalin hem Suriye halkları arasındaki düşmanlığı hem de var olan sorunları derinleştireceğini belirtti.

NATO’nun ikinci büyük ordusunun Efrîn merkezini kuşatmasının bir başarı değil bir zayıflık göstergesi olduğunu vurgulayan Ataş, diyalog yerine izlenilen bu yıkıcı politikaların kimseye yarar getirmeyeceğini hatırlattı.

‘EFRÎN İŞGALİ DAİŞ ZİHNİYETİNİ GÜÇLENDİRİR!’

Birleşmiş Milletler’in kararı olsun olmasın, Türkiye’nin acilen Efrîn’den çekilmesi gerektiğinin altını çizen Ataş, “Kendi sınırını koruyamayan bir ülke Efrîn’i işgal ederek güvenlik sağlayamaz” dedi. Ataş, Türkiye’nin birlikte hareket ettiği ÖSO çetelerinin Efrîn kent merkezine girer girmez Demirci Kawa’nın heykelini yıkıp, halkın eşyalarını yağmaladığına dikkat çekti.

Bunların Suriye’de büyük katliamlara imza atan güçler olduğuna dikkat çeken Ataş, “ÖSO’nun içinde yer alan bazı unsurlar kadınlara tecavüz edip çocukları kesip doğramış, köyleri toptan imha etmiş, soykırım anlayışıyla hem insanların inançlarına hem kültürel kimliklerine yönelmiştir. Bunlarla birlikte hareket edilmesi çok tehlikeli” diye konuştu.

Fırat’ın doğusunda DAİŞ çetelerine karşı sürdürülen Cizre Fırtınası hamlesinin Türk devletinin Efrîn’e yönelik işgali nedeniyle durdurulmasını da değerlendiren Ataş, demokratik yapı ve taleplere yapılan her saldırının DAİŞ ve benzeri katliamcı zihniyetleri güçlendireceğine işaret etti. Ataş, bu durumun; kimliklere, inançlara, kültürlere düşman bu zihniyetin halkları tehdide devam etmesine sebep olacağını belirtti.

‘SESSİZLİK İKİYÜZLÜLÜKTÜR’

Efrîn söz konusu olunca dünyada hakim olan sessizliğin ikiyüzlülük olduğunu ifade eden Ataş, ikiyüzlülüğün yüzyıllardır dünyayı paylaşan emperyal güçlerin ana karakteri olduğunu vurguladı.

Bugün Suriye’de de iki emperyal güç olan Rusya ve ABD arasında bir paylaşım savaşının söz konusu olduğunu belirten Ataş, “Bu iki ülke hem birbirlerinin nüfuz alanını ele geçirmeye, hem de dünyanın kaynaklarını sömürmeye çalışıyorlar. Halklar, demokrasi onların umurunda değil. O yüzden Efrîn’de insanlar mı ölmüş, bombardıman mı edilmiş, göçe mi zorlanmış, onların sorunu değil. Rusya, Amerikan eğiliminde olduğunu düşündüğü bütün güçlerin ezilmesi için ne kadar kart varsa onları öne sürüyor; Türkiye de bunun bir parçası. ABD de aynı şekilde Rusya’nın nüfuz alanlarını zayıflatmaya çalışıyor. Emperyalistlerin Suriye’de enerji kaynaklarını ele geçirme, bombalanan yerlere yatırım yapıp para kazanma, üs kurarak diğer alanları tehdit etme politikasına Ortadoğu halkları eğer alet olmasaydı bugün yaşananların hiç biri yaşanmazdı” diye konuştu.

‘TEKÇİ, IRKÇI, FAŞİST SİYASET ÇÖKMÜŞTÜR !’

AKP’nin iktidarı elinde tutmak için izlediği tekçi ve yıkıcı politikaların çok şey kaybettirdiğini vurgulayan Ataş, ülke içinde ve dışında demokratik alana saldırma politikasının başarısızlığa mahkum olduğunu kaydetti.

Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi Efrîn’de de Kürtlerin, Arapların, Türkmenlerin bir araya gelip barışmasının bu zihniyeti rahatsız ettiğini belirten Ataş, yüzyıllardır emperyalist güçlerin ve yerli gerici güçlerin halklar ve inançlar arasında karşıtlık yaratarak var olma siyasetinin çöktüğünü, iflas etme aşamasına geldiğini kaydetti. Ataş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu tekçi, ırkçı, ayrımcı siyaset son demlerini yaşıyor, o yüzden de şiddet bu denli artıyor. Bu siyaset halklar tarafından da kabul edilmiyor, bizim ülkemizde de bu böyle, 7 Haziran seçimleri de bunun en somut göstergesi. Demokratik bir yapı kurulması AKP’yi ürküttüğü için topyekun savaş açtılar. Örgütleri zayıflatarak, mevzilerini gerileterek bir dönem daha başkanlık, tekçilik, ırkçılık, faşizm ile bu düzeni devam ettirmeye çalışıyorlar ama bu politika konjonktürel olarak çökmüştür ve asla eski oyunlarla düzeltilemez. Ne tekçi zihniyet ne onu savunanlar başarısızlıktan kurtulamayacaklar.”

‘NEWROZ DİRENİŞ VE MÜCADELE GÜNÜ OLACAK’

Son olarak 2018 Newroz’unun önemine de dikkat çeken Ataş, savaşa, yasaklara, kadına yönelik giderek artan şiddeti ve ülkenin büyük bir hapishaneye dönüşmesini protesto etmek için Newroz’un önemli bir mevzi olduğunu kaydetti. Eskinin yıkılarak yeninin inşa edildiği bahar bayramı olan Newroz’un aynı zamanda haksızlıklara, saldırılara karşı bir direniş ve mücadele günü olacağını ifade eden Ataş, herkesi 21 Mart Bakırköy’de yapılacak Newroz kutlamalarına katılmaya çağırdı.