Erdoğan Suriye’de yenilmiştir

Rusya ve ABD Suriye konusunda anlaşarak en başta da Türkiye’ye burada senin yerin yoktur, bizim politikalarımıza ayak uydurmak zorundasın, yoksa daha fazla kaybedersin demişlerdir.

Tayyip Erdoğan ve AKP, iktidarlarını ayakta tutmak için dış politikada başarı hikayelerine ihtiyaç duyuyorlar. Milliyetçiliği ve şovenizmi kışkırtmak için her zaman dış politikada başarılara ihtiyaç duyulur. Gerçek olmasa da sanal başarılar gerekir. Tayyip Erdoğan ve AKP de son bir yılda basın tarafından pompalanan başarı hikayeleri yazdırıyorlar.

Türkiye tarihinin en büyük dış politika iflası Suriye’dir. AKP iktidarı Suriye politikasıyla tarihin en büyük kaybını ve yenilgisini Türkiye’ye yaşatmıştır. Şimdi bu yenilgiyi örtmek için sahte başarılar yaratmaya çalışıyorlar. İdlib’e girdik, Efrîn’de şöyle yaparız kabadayılıkları bu amaçlıdır. Halbuki Rusya Suriye’de AKP iktidarının yarattığı pislikleri temizletmeye çalışıyor. Yoksa Suriye’de Türkiye’ye ne ABD ne de Rusya bir rol veriyor. Aksine gölge etme, yeni pislikler ortaya çıkarma senden başka bir şey istemiyoruz diyorlar. Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerini başarı hikayesi olarak yansıtmak Türkiye toplumunu aldatmaya yönelik propagandadır. Çünkü Tayyip Erdoğan’ın buna ihtiyacı var. Yoksa kısa sürede iktidardan düşebilir. Bu nedenle kaybederken bile kazandığı propagandasını yapmaktadır.

Türkiye yüz elli yıldır dış çelişkiler ve dengelere dayanarak varlığını sürdürüyordu. Hasta adam denilen Osmanlı ömrünü böyle birkaç on yıl uzatmıştı. Hatta yeni kurulan TC bile bu çelişki ve dengeler ortamında var olmuştu. Şimdi bu politika sona ermiştir. Soğuk savaş döneminde tamamen politikasını tamamen dış dengelere dayandıran Türkiye, bu dengeler yıkılınca şaşkın ördeğe dönmüştür. Ne yapacağını bilmemektedir. Eski kafaya göre dış politika yürütmeye kalkınca her gün yeni şoklar ve şaşkınlıklar yaşamaktadır.

En son Rusya ile ABD “biz Suriye konusunda anlaştık” deyince Erdoğan’ın feleği şaşmıştır. Ne diyeceğini bilemez hale gelmiştir. Bu nedenle Rusya’ya giderken meydan okur gibi konuşan Tayyip Erdoğan, Rusya’da çark etmiştir. Anlaşılıyor ki durumun ne olduğunu ancak Soçi’de fark etmiştir. ABD ve Rusya’nın anlaşmasının kendi elini kolunu bağladığını görmüş, zevahiri kurtarmak için biz de siyasi çözümden yanayız demek zorunda kalmıştır. Aslında Rusya ve ABD’nin biz siyasi çözümde anlaştık demesi, Türkiye’nin yüz elli yıldır çelişki ve dengelere dayalı politika yürütmesine son vermiştir. Dış politikada dengeler ve çelişkilerden yararlanmak ayrıdır; tüm politikalarını buna dayandırmak ayrıdır. Türkiye yakın zamana kadar dış politikada tümüyle çelişki ve dengelere dayandığı için şimdi ne yapacağını bilemez hale gelmiştir. Yeni duruma göre politika üretmediğinden sürekli kaybetmekle karşılaşmaktadır.

Rusya ve ABD Suriye konusunda anlaşarak en başta da Türkiye’ye burada senin yerin yoktur, bizim politikalarımıza ayak uydurmak zorundasın, yoksa daha fazla kaybedersin demişlerdir. Bu, açıkça Rusya ve ABD’nin Kürtlerin varlığını tanıması ve bir statüye kavuşmaları konusunda uzlaşmaları anlamına gelmektedir. Suriye’de siyasi çözüm denilirken de esas kast edilen budur. Çünkü diğer muhaliflerin fazla bir gücü yoktur. Kuşkusuz Suriye eski Suriye olmayacak. Başka toplumsal ve siyasal güçler de yeni Suriye sistemi içinde kendilerine demokrasi içinde bir yer bulacaklardır. Özcesi Kürtleri dışlama ve eskisi gibi Kürtlerin ulusal varlığını ve siyasi iradesini kabul etmeyen bir Suriye olmayacaktır. Suriye bile Kürtlerle bir uzlaşma ararken Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarına söyleyecek hiçbir söz düşmez. Ya da Türkçedeki bir deyimle başka bir şey düşer.

Kuşkusuz Suriye’de siyasi çözüm süreci bir siyasal mücadele süreci olacaktır. Bunu Kürtler başta olmak üzere tüm taraflar bilmektedir. Bu siyasi çözüm sürecinde en az yer alacak ve sözü dikkate alınmayacak ülke Türkiye olacaktır. Sadece “sen de içinde varsın” gibisinden bir sandalyeye oturtulacaktır. Sadece Kürt karşıtlığına yönelik bir sandalye olamayacağına göre, Türkiye’nin siyasi çözümde fazla bir sözü olmayacaktır. Ya da Türkiye Suriye heyetinin bir parçası olabilir. Buna da Suriye ihtiyaç duymayacaktır.

Aslında mevcut gerçeği Tayyip Erdoğan Soçi’ye gitmeden önce gösterdiği tepkide ortaya koymuştu. ABD ve Rusya’ya ne siyasi çözümü, siyasi çözümse askerlerin orada ne işi var, gibisinden saçma sapan sözler söylemesi, Suriye’de Türkiye’nin dışlanmasına yönelik tepkiydi.

Türkiye elindeki oyuncağı kaybetmiş bir çocuk durumundadır. Çelişki ve dengelere dayanarak yaşamaya alışmış Türkiye, iki süper güç anlaşınca elindeki oyuncaktan olmuştur. Aslında bu durum Türkiye için iyi bir gelişme olmuştur. Artık gerçek gücünü görerek kendini kandırmaktan kurtulacaktır. Eğer AKP bu gerçekler karşısında aklını başına almazsa büyük kaybedecektir.

ABD ve Rusya “biz siyasi çözümde anlaştık” diyerek Türkiye’ye, senin Kürt düşmanlığın bizi ilgilendirmez, o senin sorunundur; Kürtler Suriye’deki çözümde yerini alacaktır, yaklaşımını ortaya koymuşlardır.

Hiç kimse Türkiye Rusya ile anlaştı, Suriye’de şöyle yer alacak, şurada güç olacak diye kendini kandırmamalıdır. Rusya Türkiye’nin ağzına ekonomik anlamda biraz bal çalarak mızıkçılık yapmasını engellemektedir. Eğer Türkiye buna rağmen mızıkçılık yaparsa o zaman tutum da değişecektir. Savaş uçağını düşürdükleri zaman Rus ayısı dedikleri ayının gövdesi altında kalacaklardır.

Kaynak: YENİ ÖZGÜR POLİTİKA