Eski asker Yaylalı: Savaş suçları 90’ları aştı

Türk ordusunun eski mensuplarından Yannis Vasilis Yaylalı, AKP-MHP iktidarı dönemindeki savaş suçlarının, 90’lı yılları 10 kat aştığını ve artık gizlenmesine bile gerek duyulmadığını söyledi.

Türk ordusunun bir asker olarak 1990’lı yıllarda Kürdistan’da savaşan ve savaş suçlarına katılan, tanık olan İbrahim Yaylalı gerillalar tarafından esir alınıp 2 yıl 8 ay tutulduktan sonra bırakıldı. Aile, okul, çevre ve en son orduda Türk-İslamcı ırkçı ideolojiye göre şekillenen Yaylalı, esareti döneminde büyük bir dönüşüm yaşadı. Kürt Halk Önderi Öcalan’ın paradigmasıyla tanıştı. Üstelik devletin babasına yazdığı mektuptan Rum olduğunu da öğrendi. Böylece insanlaştığını, özgürleştiğini belirterek, Yannis Vasilis Yaylalı oldu. Yaylalı, bugünkü iktidar anlayışının ve uyguladığı zulmün dayandığı tarihsel mirasın gözardı edilmemesi gerektiğini belirterek, katliam, tehcir, talan, tecavüz politikalarının sistematik biçimde uygulandığını; 90’lı yılları aşan bu suçların gizlenmesine bile gerek duyulmadığını vurguladı.

Bir süre önce Türkiye’den Yunanistan’a geçmek zorunda kalan vicdani retçi, barış aktivisti olan Yaylalı, ANFye konuştu. Katliam, soykırım, tecavüz, talan ve Türkleştirmenin Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne 150 yıldır uygulandığını anımsatan Yaylalı, “150 yıldır bu coğrafyanın Türkleştirilmesi için uğraşılıyor. O dönemlerde Genç Osmanlılar, İslamcılar, sonra İttihatçılar ve ardından İttihatçıların içinden çıkan Kemalistler, hepsinin amacı aynı. Hiçbiri de demokratik yollar denemedi. Süryani, Ermeni ve benim de daha sonra öğrendiğim kendi halkım Pontos Rum soykırımlarına kadar devletin tüm bileşenleri dahil oldu. Türk’ün dışındaki halklar ve Sünni İslam dışındaki inançlara yaklaşımları ortada. Yunanistan’a, Kıbrıs’a yaklaşım ortada. Azeriler eliyle Ermenistan’a karşı yapılanlar ortada. Bugün olanlar, 150 yıllık Türkleştirme politikasının devamı. Her türlü kirli mekanizmayı kullanıyorlar” dedi.

BİRLEKTE HAREKET VE MÜDAHALE ZORUNLULUĞU

Osmanlı’dan bu yana ‘fetih’ adı altında yağma, talan ve tecavüz sisteminin işletilip bir şekilde meşrulaştırıldığın; Rumlar, Ermeniler, Süryaniler düşman görülüp bunlara karşı yağma, talan, hırsızlık, tecavüz uygulanmışsa Kürtlere de aynı şeylerin yapıldığını söyleyen Yannis Vasilis Yaylalı, “Kürt kadınlarına yapılan, tüm tecavüz ve işkenceleri kendilerine hak olarak görüyorlar. Bu hakkı da ‘fetih’e dayandırıyorlar” şeklinde konuştu. Mevcut Türk iktidarının, Osmanlı ve daha önceki Türk imparatorluklarının tüm vahşi bakiyelerinin toplamı olduğunu kaydeden Vasilis Yaylalı, “Bu gün gözü dönmüş bir devlet ve orduyla karşı karşıyayız. Bu nedenle sadece Kürtler, muhalif Türkler, Ermeniler ve Rumlar değil, tüm bölge bu gözü dönmüş devletin ateşi altındadır. Suriye, Irak, Yunanistan, Ermenistan; hepsi ateş altındadır. O nedenle kendini Enver, Talat, Cemal olarak gören çakma lider ve gözü dönmüş ekibine karşı birlikte hareket etmek zorunluluktur. Eğer müdahale edilmezse bugün yaşananlar yarın yaşanacakların yanında çok hafif kalır” şeklinde konuştu.

GÖRMEZDEN GELME SÜRECİ BİTTİ

Komşusu olan tüm devletlerin, tüm halkların ve Avrupa’nın, Türk  devletinin ırkçı, faşist, dinci, Osmanlıcı karakterini görmesi gerektiğini kaydeden Yannis Vasilis Yaylalı, şöyle devam etti: “Tüm ülkeler, halklar bu gerçeği görüp buna göre hareket etmeliler. Özellikle ataları tarafından soykırıma uğratılmış biz Rumların, Yunanistan’ın; yine Ermenilerin ve Ermenistan’ın faşist Türk devletiyle olan ilişkilerini ve Kürtlerle ilişkilerini gözden geçirmeleri gerekiyor. İşlerine geldiği zaman destek verip işlerine gelmediği zaman yaşanan tüm soykırım ve katliamları görmezden gelip yollarına devam etme süreci artık bitmiştir. Bu yangının kendi ülkelerine sıçramamasını istiyorlarsa mutlaka Kürtlerle ilişkilerini düzeltmeleri gerekiyor. Aslında İran ve Suriye içinde bu durum böyle.”

BU DELİYE ‘DUR’ DEMELİ’

Yannis Vasilis Yaylalı, eski bir savaş suçlusu olarak kamuoyuna seslenmek istediğini dile getirerek, şöyle seslendi: “Bugün 90’lı yılları 10 kat aşmış bir durum var. Eskiden biz savaş suçlarını daha sınırlı yapar ve saklamak için büyük bir çaba verirdik. Bugün bu canilikler, Kürt kadınlarına tecavüzler, helikopterden atıp insan öldürmeler, insan kaçırma ve katletmeler çok daha açık bir biçimde gerçekleştiriliyor. Sadece Kürt halkının değil tüm insanlığın değerleri hedef alınıyor. Ayasofya’ya yapılan saldırıyı gördük. Bu kinci, ırkçı, siyasal İslamcı ittifakın, Irak ve Suriye’deki halklara neler yaptığını gördük. Bu yangının Kafkaslara, Ortadoğu’ya, Afrika’ya hatta Avrupa’ya yayılmak üzere olduğunu söylemek isterim. Buna göre de günlük ya da orta vadeli çıkarlarınızı bırakıp bu deliliğin durdurulması için sizleri göreve çağırıyorum. Bu, hem insanlık görevim hem de eski bir savaş suçlusu olarak beni kendimle yüzleştiren, yeniden insanlığımla buluşturan Kürtlere karşı vefa görevim. Herkes, Türk devletinin hedefinde kendisinin de olacağını bilerek hareket etmeli.”