Esnek çalışma yaygınlaştırılmaya çalışılıyor-2

Avukat Devrim Avcı, iş kanununda hedeflenen esnek çalışmanın yaygınlaştırılmasının işçi açısından hem kıdem tazminatı alma hakkını hem de emeklilik hakkını zorlaştıran durumlar yaratacağını belirtiyor.

İŞÇİ HAKLARI

İş kanununda yapılacak değişiklik hakkında iktidara yakın medyanın yayınladıklarından şimdiye kadar ortaya çıkan tabloda esneklik ve çalışma saatlerinin düşürülmesi bulunuyor. Türkiye, OECD ülkeleri arasında en yüksek çalışma saatlerine sahip ülkelerden biri. OECD üyesi ülkelerde haftalık ortalama çalışma süresi 37 saatken, Türkiye’de bu süre 45 saat olarak uygulanıyor ve yeni kanunda 40 saate düşürüleceği “müjdeleniyor”.

Öte yandan, esnek çalışma olarak belirli süreli iş sözleşmesi düzenlemeleri de bahsedilen modeller arasında yer alıyor. Peki, belirli süreli iş sözleşmeleri çalışanlar için ne gibi değişiklikler getirecek? Çalışma saatleri düşürülürse, ücretlerle ilgili bir düzenleme yapılacak mı? Avukat Devrim Avcı, iş hukukunda yapılması planlanan ve şu ana kadar yansıyanları ANF’ye değerlendirdi.

Şimdiye kadar kamuoyuna yansıyan ve değişiklik olarak sunulan taslak tam olarak ne anlama geliyor ilk izleniminiz nedir?

Esnek çalışma modellerinin yaygınlaştırılması anlamına geliyor. Esnek çalışma dediğimiz evden yani uzaktan çalışma, çağrı üzerine çalışma zaten iş kanununda olan düzenlemeler. O açıdan, yeni bir şey getirilmiş olmuyor. Ama bunların yaygınlaştırılması işçi açısından hem kıdem tazminatı alabilme hakkını hem de emeklilik hakkını zorlaştıran durumlar yaratacak. Ayrıca, işçinin iş güvencesi dediğimiz hükümlerden faydalanmasını da zorlaştıran düzenlemeleri altında toplayan bir değişiklik bu. Ne kadar süslü cümlelerle ifade edilirse edilsin, asıl altta yatan derdin bu olduğunu düşünüyoruz biz hukukçular olarak.

Bu kapsamda belirli süreli iş sözleşmesi işçiler açısından nasıl bir tehlike oluşturuyor?

Normalde iş kanununda esas sözleşme türü belirsiz süreli iş sözleşmesidir. Yani, siz işçiyi fabrikada bir işe alıyorsanız, belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalarsanız, belirli süreli iş sözleşmesi ise belli bir işin ya da belli bir olgunun yapılması anlamına gelir. Mesela, bir duvar yıkıldı, o duvarın tamiratı bu kapsama girer ya da bir şey bozuldu, onun tamirinin yapılması gibi. Tek, spesifik işlerde, yönlendirmeyle çalışan ustalar gibi düşünmek lazım. Belirli süreli iş sözleşmesinin başlangıcı ve sonu belli zaten. İş bitince kendiliğinden ortadan kalkan bir sözleşme. Belirli süreli iş sözleşmesi fesih, kıdem tazminatı gibi güvencelerden yoksun bir sözleşme türü. Dolayısıyla bu belirli süreli iş sözleşmesinde mesela kanunda bu tehlike görülüyor.

Nasıl?

Zaten var olan düzenlemede işverenlerin bunu kötüye kullanmaması için bir düzenleme yapılmış. Belirli süreli iş sözleşmesi art arda, zincirleme şeklinde yapılamaz. Eğer art arda yaparsanız, bu sözleşmeler belirli süreli kabul edilir ve işçi kıdem tazminatına hak kazanır, diyor.

Ama bu yeni düzenlemede, belirli süreli iş sözleşmesini kaç yıllık yaparsanız yapın, haklardan yoksun kılan düzenlemeler var gibi görünüyor. Tabii, tam içeriğini henüz biz de bilmiyoruz. Ama mesela, iki yılla kadar belirli süreli iş sözleşmesi yapabilir ve bunu bir kez uzatabilir, diyor. O zaman, işveren işçiyi dört sene çalıştırıyor ve dört sene sonunda kıdem tazminatı ödemeden iş sözleşmesini sonlandırabilme hakkına sahip olabiliyor. Oysaki, dört senelik kıdem tazminatını alabilmek için dava açabiliyor. Hatta bir sene de olsa kıdem tazminatı alabilmek için uğraşıyor işçiler, çünkü bu yasal hakları zaten. Ama dört sene boyunca çalıştırılmak büyük bir kayıp. Aynı zamanda, işe iade davası da açılamıyor; öyle bir hakkı da olmuyor. O açıdan, son derece olumsuz nitelikte bir sözleşme işçiler açısından.

Çalışma saatlerinin düşürülmesine ilişkin de düzenleme haberleri var. Peki, çalışma saatlerinin düşmesi ücretlere yansır mı, yansımaz mı?

Çalışma saatleri elbette düşürülmeli işçi açısından, çünkü gününün büyük bir çoğunluğunu çalışarak geçiren bir işçi için dinlenme en temel anayasal hak. Ama önemli olan, bu çalışma saatlerinin düşürülmüş olmasının işçinin ücretine nasıl yansıyacağı. O haberlerde buna dair bilgi yok. O toplantıda neler konuşulduğuna dair bir bilgimiz de yok. Pratiklerinden biliyoruz, işverenler ücretten kesinti yapabilmek için hiçbir fırsatı kaçırmıyor. Haliyle, böyle bir uygulamada saatler düşürülünce ücretler de düşecek mi sorusu akıllara geliyor.

İş kanunu, bu durumu işçi lehine koruyor şu anki haliyle; yani, işçinin çalışma alanında bir değişiklik yapılmasının ücretine herhangi bir şekilde yansımayacağı anlamında. Bunun olması halinde, işçiye haklı fesih hakkı veriliyor. Yani, çalışma koşullarında değişiklikte işçinin onayının aranmasıyla bu durumun kötüye kullanılması engellenmeye çalışılmış. Ama yasal bir düzenleme yapılınca bunun nasıl olacağına dair elbette herkesin aklında bir soru işareti doğuyor. Dolayısıyla, ücrete herhangi bir müdahale yapılması tehlikesi bu açıdan ortaya çıkıyor diye düşünüyorum. 

Belirttiğiniz gibi, esnek çalışma düzenlemeleri daha önce de yasada vardı. Bunlar nelerdir?

Esnek çalışma modelleri iş kanununa yavaş yavaş girdi. Özellikle Covid-19 salgınından sonra bu esnek çalışmanın yaygınlaştırılması gibi bir şey söz konusu. Çünkü evden çalışan bir işçi için işverenin servis sağlama, yemek sağlama gibi bir yükümlülüğü bulunmamakta. İş güvenliği önlemleri alınması açısından da kolaylaştırıcı nitelikler taşımakta uzaktan çalışan işçi. Yani, işveren için bulunmaz nimet.

Ama mahkemeleri de zorlayan bir durum bu. Diyelim ki, evde çalışırken bir iş kazası geçirdiniz, burada iş zamanı mı ev zamanı mı olduğuna dair bir ayrımın nasıl yapılacağı muamma şu anki uygulamada. Dolayısıyla bu belirsizliklerin her zaman işçilerin lehine yorumlanmaması riskiyle de karşı karşıyayız. Çünkü iş mahkemeleri, işçilerin lehine yorum ilkesini kaldırıcı nitelikte kararlar almaya başladı uzun süredir. Ayrıca dediğim gibi, bu iş sözleşmesi ister çağrı üzerine, ister geçici iş ilişkisi, isterse de part-time çalışma süresi olsun zaten iş kanununda olan düzenlemeler. Bunları daha nasıl geliştirip yaygınlaştıracaklar ki?

Yarın: Birleşik Metal-İş TİS Uzmanı İrfan Kaygusuz, iş kanunundaki değişikliği yorumladı.