ETF kadın işçileri: Bize ekmek yoksa, patrona da huzur yok!

Patron Sanem Dikmen’in fabrikadaki malları kaçırmasına engel olmaya çalışırken polis saldırısına maruz kalan direnişteki ETF kadın işçileri, “Bize uyku ve ekmek yoksa, patrona da huzur yok” dediler.

İstanbul Tuzla'daki ETF Tekstil Fabrikası’nın patronu Sanem Dikmen tarafından kıdem tazminatları, ikramiyeleri ve Temmuz maaşları gasp edilen işçilerin direnişi sürüyor.

Örgütlü oldukları Deriteks Sendikası öncülüğünde 36 gündür yağmur, çamur demeden fabrika önünde nöbet tutan işçiler, en son 25 Ağustos Perşembe günü Dikmen’in fabrikadaki malları kaçırmasına engel olmaya çalışırken, polis ve bekçilerin şiddetine maruz kaldılar. Şiddetten dolayı kolları morluk ve çizik içinde kalan işçilerden Sema Lermi ve Aliye Doğan, ANF’ye konuştu.

‘DİKMEN’İN BİZİMLE DALGA GEÇMESİ ÇOK AĞIRIMA GİTTİ’

Bu saldırının yeni olmadığını anlatan Sema Lermi, daha önce de Sanem Dikmen’in polisi arkasına alarak malları kaçırmaya çalıştığını, işçiler olarak buna engel olmak isterken yine darp edildiklerini söyledi.

Perşembe günü gerçekleşen saldırıda kolunun ters çevrildiğini belirten Lermi, “Polis zoruyla 5 tır mal çıkarıldı. Engel olmaya çalışırken darp edildik. Sağ kolumu bir kadın sivil polis, sağ kolumu ise bir erkek sivil tuttu. Kırarcasına dirsek ve omzumu ters çevirerek beni resmen fırlattılar. Tırların arkasından çıkan Sanem Dikmen ve kızı bize nanik yapıp güldüler. Çok ağırıma gitti, bizimle resmen dalga geçtiler. Sanem Dikmen kendisine destek bize köstek olan polise teşekkür ederek öylece gitti” dedi.

‘ARKASINDA KİM VAR?’

Darp raporu alan Lermi, suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor. Sanem Dikmen’in aynı zamanda Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) başkanı olduğunu belirten Lermi, sendika yönetiminin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile iletişime geçtiğini ancak Dikmen’in kimseyi umursamadığını söyledi.

Bu kadar pervasız davranabilmesinin düşündürücü olduğuna işaret eden Lermi, “Kadının arkasında kim var bilmiyorum. Mafya mı var yoksa devlet mi var, yoksa cumhurbaşkanı mı var? Anlayamadım ama kesin birileri var” diye konuştu.

Dikmen’in iş açısından zirvede olduğu bir dönemde fabrikayı kapatmaya karar verip, haklarını gasp ettiğini belirten Lermi, şöyle konuştu: “Bu fabrikada tam 6 yıl dikiş makinesi operatörü olarak çalıştım. Adidas gibi uluslararası markalara çalışıyorduk. Sanem Dikmen, iş yerinin tekstilde zirvede olduğu bir dönemde, maddi olanaksızları bahane ederek fabrikayı kapatmaya karar verdi. Markalarda sahtecilik de yaptığı söyleniyor. Artık paraları ne yaptı, 7 yıldızlı otellerde mi, kayak merkezlerinde mi yedi bilmiyorum. Kızı Ece Dikmen’in kendine ait bir markası bile var. Ama bizim kıdem ve ihbar tazminatlarımız başta olmak üzere, üç aylık ikramiyelerimizi ve Temmuz maaşımızı vermedi. Biz de onun peşindeyiz.”

İŞÇİNİN ALIN TERİ VAR, NE ARABULUCULUĞU?

Gelinen aşamada arabuluculuk sistemi dayatmasıyla birçok işçinin imzalatılan kâğıtlarla hak kaybına uğratıldığına işaret eden Lermi, arabuluculuk sistemi nedeniyle mahkeme açamadıklarını söyledi.

Malların fabrikadan çıkarılmaması için tedbir kararı aldırmak istediklerini belirten Lermi, “Ama yasalar bunun önüne geçiyor. Çünkü yasalar da patrondan yana. İşçinin arabuluculukla işi olmaz, işçinin alın teri var, ne arabuluculuğu? Onun 1 lirasında bile gözümüz yok, biz hak ettiğimiz parayı istiyoruz. Bu yasanın acilen değişmesi gerekiyor. Bu konuda kamuoyunun da desteğini bekliyoruz” dedi.

Mücadelenin başladığı ilk günlerde hak gasplarına karşı çatıya çıkarak direnişin sembolü olan Lermi, haklarını alana kadar direnişe devam edeceklerini vurguladı ve ekledi:

“Öyle nanik yapmakla olmuyor bu işler. Eğer işçi çalıştıracaklarsa, hakkını verecekler. Yoksa biz her zaman onların karşısına çıkacağız. Bize uyku ve ekmek yoksa Sanem Dikmen’e de hiçbir yerde huzur yok.”

‘YILGINLIK YOK DİRENİŞE DEVAM!’

Polis ve bekçiler tarafından darp edilen direnişteki işçilerden Aliye Doğan, “Sabahın erken saatlerinde patron Sanem Dikmen’in malları kaçırmaya geldiğini öğrenince hemen fabrikanın önüne geldim. Kapının önünde çevik kuvvet ekipleri dizilmişti ve biz de malların kaçırılmasını engellemeye çalıştık. İş yerinden çıkan tırların önüne geçtiğimizde polisler tarafından darp edildik. Kadın polisler zorla kolumdan tutarak tırnaklarını etime geçirdiler, yerlerde sürüklendim” dedi.

Haklarının gasp edilmesi yetmiyormuş gibi bir de üstüne darp edildiklerine işaret eden Doğan, bu fabrikada 7 yıldır çalıştığını ve haklarını almadan hiçbir yere gitmeyeceğini kaydetti.

Darp raporu alan Doğan, Sanem Dikmen ve polislerden şikayetçi olacağını aktardı.

Bu süreçte iktidardan polisine ve yargısına kadar, hepsinin sermayeye hizmet ettiğini daha net gördüklerini belirten Doğan, “Ne olursa olsun haklı davamızın peşindeyiz, yılgınlık yok direnişe devam” vurgusunda bulundu.