Figen Yüksekdağ: Zafer bizim olacak

Yüksekdağ: ‘’Ankara’dan Efrin’e bizleri birleştiren aynı ufka bakıyor olmaktır. Ve bütün inancımızla bir kez daha söylüyoruz; Savaşa karşı, ölüme karşı yaşam zaferimiz olacak" dedi.

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, tutuklu bulunduğu Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi'nden kongreye mesaj gönderdi.

Yüksekdağ'ın mesajı şöyle:

"Değerli kongre delegeleri, sayın divan, sevgili katılımcılar ve konuklar hepinize yürek dolusu MERHABA…

Memleketin dört bir yanından bütün renkleriyle, kimlikleriyle kongrede buluşan halklarımızı, kadınları, gençleri, emekçileri, inançları ve tüm demokratik bileşenlerimizi coşkuyla selamlıyorum.

Biliyorum ve biliyoruz ki; ne yaparlarsa yapsınlar bu coşkuyu elimizden, yüreğimizden alamazlar. İçeride olalım ya da dışarı; bedenimiz tutsak olsun ya da özgür, birlikte direnmeyi de biliriz, birlikte sevinmeyi de… Coşkumuz zindanlara da sığmaz, salonlara da… İşte bugün bütün duvarları, barajları, engelleri aşmış bir partinin kabına sığmayan ruhu ve hareketiyle bir aradayız. İnanıyorum ki; 3. Olağan Kongremiz de halklarımızı kuşatan faşizmin aşıldığı, demokratik direnişe derin soluk verildiği bir dönemeç olacak.

Uzun zamandır partimize yönelik siyasi soykırım operasyonlarının sürdüğü ortasında 3. Kongreyi gerçekleştiriyoruz. Bu nedenle bugün toplanan kongre sadece bir kongre değildir. Boyun eğmeyen, vazgeçmeyen demokratik halk iradesidir. Saldırıları aşa aşa yürüme kararlılığıdır. Hayatta ve siyasette silahtan, savaştan, yalandan, baskıdan, paradan büyük güçler olduğuna inanmak ve onlara sarılmaktır. Bugün HDP en ağır saldırılar ve olanaksızlıklar karşısında dimdik ayakta ise, enerjisini, güvenini yitirmiyorsa insanlığın büyük değerlerine dayanan büyük bir gücü kuşandığı içindir. Özgürlük, emek, demokrasi, barış, adalet, eşitlik, doğa ve herkes için insanca yaşam değerleri bizi bizler yapan, yenilmez yapan güçtür. Bunun için iktidarı elinde tutanlar, tek elde topladıkları yetki ve otoritenin gücüyle zehirlenirken, HDP fırtınaların, kıranların ortasında durmadan yeşeriyor. Tekçi faşist iktidar ise onca haksız, kirli kazanımlarına, bütün devlet-siyaset ve sermaye ganimetlerine el koymuş olmasına rağmen meşruiyet krizini aşamıyor. 'Metal yorgunluğu' dedikleri haksızlık, siyasetsizlik, çözümsüzlük bunalımını savaşla, ölümle, nefret ve halklara düşmanlıkla aşmaya çalışıyor.

Bizler ise nice zulüm ve duraksız saldırı karşısında enerjimizi, coşkumuzu sadece haklılığımızdan, özgürlüğe, barışa, demokrasiye bağlılığımızdan alıyoruz. Tarih zalimliğine güvenenler ile haklılığına güvenenler arasındaki sayısız mücadeleye tanık olmuştur. Yine aynı tarih zalimliğine çok güvenen nice iktidarın, diktatörün boynunda mazlumların vebali ile çöküp gittiğini ve bitimsiz bir lanetle anıldığını da yazar. Bugün çürüyen ve çökecek olan bir iktidarın değil insanlığın sağlam temelleri üzerine kurulan ve yükselen yeninin zamanıdır. HDP bu yeninin tek temsilcisi olarak geleceğe umutla, güvenle ve tarih bilinciyle yürüyor. Bugünden yarına yeni demokratik siyasete, demokratik cumhuriyete ulaşacak olan da bu yol ve yürüyüştür.

HDP renkleri soldurmadan, kimlikleri karartmadan demokratik birliğin sağlanabileceğine kanıttır. Bu birliğin kazanabileceğine tarihsel bir örnektir. Türkiye ve Kürdistan halklarının tekçiliğe, zorbalığa, savaş ve faşizme mahkumiyete, mecburiyeti de yok. Çünkü başka bir yol var, başka bir yaşam umudu ve enerjisi var; HDP var. Elbette bugün bırakalım özgür siyasi çalışmayı en berbat rejimlerde dahi güvence altında olan parti kongresini de özgür ve kolay yapamıyoruz. Kongre hazırlıklarını yürüten sayısız arkadaşımız şu an gözaltında ya da hapiste. Üyelerimiz ve halkımız kongre yapabilmek, bu salonlara gelebilmek için büyük mücadeleler verip, hayati bedeller ödüyor. Ama partimiz hiçbir zaman mağduriyet pasifizmine sürüklenmedi. Hiçbir zaman zorlukları mücadelenin önüne koymadı. Bugün de demokratik halk siyasetinin saygınlık ve görkemini büyük zorluk ve bedelleri göğüsleme gücünden aldığını çok iyi biliyoruz. Ve yine biliyoruz ki; en koyu karanlık ortasındaki en küçük ışık cürümünden fazla parlar. Sadece tek bir ışık en büyük karanlığı yırtmaya, kör edici perdeyi çekip atmaya yeter. Savaşın, faşizmin, OHAL-darbe rejiminin her yana kara bulut gibi çöktüğü bir iklimde HDP ışığı taşıyanların, faşizmin karanlığını yenecek olanların partisidir.

3. Olağan Kongremiz bütün zaaf ve yetmezliklerimizi aşarak, siyasi mücadele ışığını büyüttüğümüz, halklarımızın özlem ve beklentilerine cevap verdiğimiz bir eşik olacaktır. Kadın, genel ve yerel konferanslarımızdan yükselen mücadele kararlılığı stratejimizi güçlendirme, kendini yenile iradesi, kongrede taçlanarak yarına köprü oluyor şimdi. Önümüzde yerelden merkeze tüm siyaseti ve Türkiye’yi demokratikleştirmeye, hakça yaşamaya ve kazanmaya açılan zorlu ama onurlu bir yol var. Radikal demokrasi utku ve pratiğiyle Türkiye’nin HDP’lileşeceği, yani herkesin adalet, onurlu barış, eşitlik, özgürlük ve farklılıklarıyla bir arada yaşayabileceği bir ortak vatan için birlikte yürüyeceğiz.

Halkların tarihsel haklılığına dayananlar mutlaka kazanacaklar. Kobanê’den Efrin’e, Efrin’den Amed’e, Amed’den İstanbul’a yeni bir yaşam için direnenler, çağın zafer hakikati olarak tarihe adını yazdıranlardır. Cizre’de yakılıp Efrin’de bombalansa da Türkiye’nin her yanında zindanlara doldurulsa da halklarımızın direniş ve zafer hakikati yeni çağın kapısında bir kutup gibi parlıyor. Bugün bölgeyi savaş cehennemine çeviren bütün zalim, sömürücü, işgalci iktidarlar karşısında yeni bir demokratik siyasi model, yeni bir ufuk yükseliyor. Ankara’dan Efrin’e bizleri birleştiren aynı ufka bakıyor olmaktır. Halkların ve büyük insanlığın eşit, özgür, gönüllü, demokratik birliğine ve yaşam modeline inanmaktır. İşte yeni ufka baktığımızda toprağı, birliği, geleceği için direnen Efrin halkının kazanacağını görüyoruz. Çocukların bombalarla öldürülmediği, annelerin ağıt yakmadığı, kadınların cansız bedenine işkence yapılmadığı, Kobanê’nin bedenine çiçeklerin, zeytin ağaçlarının selam durduğu bir özgürlük ve kardeşlik yurdu görüyoruz. Ve bütün inancımızla bir kez daha söylüyoruz: Savaşa karşı, ölüme karşı yaşam zaferimiz olacak.

Şimdi, kazanma iradesini kuşanarak ilerlemenin ve tüm bölge ve Türkiye halklarının faşizme, savaşa, OHAL’e karşı birleşeceği yeni yollar açmanın zamanıdır. Partimiz bütün demokrasi güçleri ile faşizme ve darbe rejimine karşı ittifaka dün olduğu gibi bugün de hazır. Herkes çok iyi bilmeli ki; bu ağır zulüm ve saldırganlık karşısında ancak direnerek ve birleşerek kazanabiliriz.

Bizler İmralı’dan F tiplerine devam eden tecride, yaşamın ve siyasetin tek tipleştirilmesine ve tırmandırılan savaşa rağmen kazanmanın mümkün olduğunu biliyoruz.

Değerli delegeler, sevgili kadınlar, sayın konuklar

3. Kongremizin bütün Türkiye ve bölge halkları için güç ve başarı olacağına yürekten inanıyorum. Zorlu ve kritik bir dönemde görev üstlenen başta Eş Genel Başkanımız Serpil Kemalbay olmak üzere bütün MYK, PM üyelerimizi, il-ilçe yöneticilerimizi, kadın ve gençlik meclislerimizi kutluyor, selamlıyorum.

Göreve seçilecek olan parti Eş Genel Başkanları ve yöneticileri ise yürekten kutluyor, başarılar diliyorum. Tutuklu kadın milletvekillerimiz, parti yöneticilerimiz adına kongreyi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

'Birer birer ve hep beraber,

İpek bir kumaş dokur gibi

Hep bir ağızdan sevinçli bir destan okur gibi'

mücadele edeceğimize ve başaracağımıza inanıyorum.

Dirençle, özlemle, yoldaşça kucaklıyoruz hepinizi. Yolumuz açık olsun…

Figen Yüksekdağ."