GÖRÜNTÜLÜ

Gazeteci Yıldız: Gulistan Tara hakikatin izcisiydi

Gazetecilere dönük gerçekleşen saldırının hakikati karartma amacıyla gerçekleştirildiğini söyleyen Zınar Yıldız, Gulistan Tara’yı anlatırken, “Hakikatin izcisiydi, hakikati açığa çıkarmanın ve halka ulaştırmanın arayışçısıydı” dedi.

Zinar Yıldız, "Gulistan ve Hêro arkadaşımızın anısını yaşatmak ve izinde yürümek istiyorsak hakikatin takipçisi olmalıyız. Özgür Basın emekçileri olarak Gulistan arkadaşın omuzlarımıza yüklediği yükü de üstlenerek yerine getirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

İşgalci Türk devleti, Başûrê Kurdistan'a bağlı Silêmanî’nin Seyîdsadiq ilçesinde 23 Ağustos’ta hava saldırısı gerçekleştirerek gazetecilerin aracını hedef aldı. Saldırıda Kürt kadın gazeteci Gulistan Tara ve Hêro Bahadîn şehit düştü ve 6 gazeteci de yaralandı. Gazeteci Zınar Yıldız ile Gulistan Tara’nın mücadelesine ve özgür basına dönük saldırılara ilişkin konuştuk.

‘MÜCADELEYİ YAYAN AZİMLİ BİR YOLDAŞTI’

Şehit Gazeteci Gulistan Tara ile 2003 yılından tanıştıklarını dile getiren Zınar Yıldız, “2003’lü yıllar mücadele acısından ağır yıllardı. Kurdistan Özgürlük Mücadelesine karşı yeni bir operasyon başlatılmıştı. Özgürlük mücadelesini tasfiye etme süreci yaşanıyordu. İç yoğunlaşmaların da yaşandığı bir dönemdi. O dönemde Gulistan arkadaşın özgürlük mücadelesine olan bağlılığı dikkatimi çekmişti. Tüm tüm tasfiyeci yönelimlere ve tartışmalara rağmen ilkelerden taviz vermeyen, ve onların savunuculuğunu yapan bir duruşuna sahipti. Zorlu süreçlerin yaşandığı dönemlerde Önderliğe ve özgürlüğe olan bağlılığı güçlü tavır sahibi olmasını da beraberinde getiriyordu. Bu tavrı sırf kendisi ile sınırlı bırakmazdı. Dile getirişi, anlatışı, etrafına yayma konusundaki azmi, mücadelesi örnekti. 

‘DEĞERLİ BİR EMEKTARDI’

 Son görüşmemizde ise alana yönelik saldırılardan bahsetmişti. Bu yönelimlere karşı daha çok, nasıl yapabiliriz üzerinden tartışma yürütüyordu. Bu saldırılar bizi geri çeker, bu saldırılara karşı ne yaparız demekten ziyade daha nasıl aktif olabiliriz, daha fazla nasıl basın çalışması yürütebiliriz, gerçekleri açığa çıkarabilmede özellikle bulunduğu Başûrê Kurdistan’da yaşanan hakikatleri nasıl halka ulaştırabiliriz üzerinden tartışmamız olmuştu. Bu anlamda Gulistan arkadaş hakikatin izcisiydi, hakikati açığa çıkarmanın ve halka ulaştırmanın arayışçısıydı. Özgür Basın'ın değerli bir emektarıydı” diye konuştu.

‘HALKÇI BİR KİŞİLİĞE SAHİPTİ’

Şehit Gulistan’ın halkla ilişkilerinin de çok güçlü olduğunu ifade ederek, “Toplumla çok güzel diyalogu vardı. Halkın acısını paylaşmaya, halkı anlamaya çalışıyordu. Halkın yaşanmışlıklarına karşı çok fazla ilgiliydi. Bu anlamda halkçı özellikleri ön plandaydı. Sıcakkanlı ve sevilen bir arkadaştı” dedi.

ÖZGÜR BASIN HEDEF ALINARAK HAKİKAT KARARTILMAK İSTENİYOR

Şehit Gazeteci Gulistan Tara şahsında bir kez daha özgür basının hedef alındığına işaret eden Zınar Yıldız, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Halkın acılarını paylaşan, yaşayan ve bunu basına yansıtan özelliklere sahip olan Gulistan arkadaşın yanı sıra genç yaşta hakikatin peşinden koşan, hakikati açığa çıkarma mücadelesini veren Hêro arkadaşın da hedef alınması altında, aranması gereken derin anlamlar bulunmaktadır. Silêman Ehmed’in tutuklanması, Medya Haber Tv ve Stêrk Tv’nin yasadışı ve çetevari bir şekilde basılması, Çira Tv ve Çira FM’nin hedef alınması ... Türk devleti, özgürlük mücadelesini hedef alacağı süreçlerde hakikatin yansıtılmasının önünü almak için ilk yaptığı iş, özgür basını hedef almak olmuştur. Örneğin bu yıl, Türk devletinin kimyasal silahları yoğun kullandığı ve Başûrê Kurdistan’da kayıplarını gizlemeye çalıştığı bir süreçte Medya Haber Tv ve Stêrk TV’ye dönük saldırılar gerçekleşti. Gulistan ve Hêro arkadaşa karşı gerçekleştirilen saldırı da Özgür Basın'a dönük gerçekleştirilen saldırıların devamı oluyor. Bu saldırının tek farkı, 15 Ağustos’ta Türkiye, Irak hükümeti ve KDP tarafından bir güvenlik mutabakatı imzalanması ardından gerçekleşmiş olmasıdır. Bu saldırı, mutabakatın doğurduğu bir sonuçtur. Türk devletinin saldırı ardından yaptığı ilk açıklama, saldırının Irak hükümetinin bilgisi doğrultusunda gerçekleştiğiydi. Saldırı sonrası çıkan görüntülerden anladığımız kadarıyla KDP tarafından istihbarat verilmiştir. Bazı görüntüler açığa çıktı. Bir aracın, vurulan aracın hemen arkasından vuruş anını çektiği görüntüler basına yansıdı. Yerel bir istihbarat verilerek mi bu araç hedef alındı, akıllarda soru işareti yaratıyor. Silemanî güvenlik birimlerinin bu konuları gün yüzüne çıkarması gerekiyor. Çünkü ortada bir suç durumu var. Bu saldırı askeri bir ortamda gerçekleşmiş bir saldırı değildir, çatışmaların yaşandığı bir alan değildir, vurulan hedef askeri bir hedef değildir. Basın çalışanlarının suikast tarzıyla hedef alınması, saldırının Türk devleti tarafından organize edildiği, KDP’nin istihbarat sunduğu ve Irak hükümetinin de onayladığını gösteriyor. Yasalar göz önünde bulundurulduğunda, çatışmalı ortamlarda basın mensuplarının hedef gözetilerek vurulması kanunlara aykırıdır. Bu mutabakatın bundan sonrası içinde suç doğuracağını bilmek gerekmektedir.

‘HAKİKATİN TAKİPÇİSİ OLMALIYIZ’

Özgür basın olarak en temel görevimiz, kitlelere özellikle Başûrê Kurdistan halkına bu gerçekliği anlatabilmektir. Gulistan ve Hêro arkadaşa dönük saldırı, bu hakikatin üstünü örtme amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu anlamıyla Gulistan ve Hêro arkadaşımızın anısını yaşatmak ve izinde yürümek istiyorsak hakikatin takipçisi olmalıyız. Özgür Basın emekçileri olarak Gulistan arkadaşın omuzlarımıza yüklediği yükü de üstlenerek yerine getirmemiz gerekiyor.”