Genç yaşta öncü bir komutan: Bêrîtan
Türk devletinin Kurdistan’a yönelik soykırım saldırılarına karşı genç yaşta gerilla saflarına katılan Bêrîtan Koçer, kadın komutan olarak birçok eylemde yer aldı ve işgalci düşmana ağır darbeler vurdu.
Türk devletinin Kurdistan’a yönelik soykırım saldırılarına karşı genç yaşta gerilla saflarına katılan Bêrîtan Koçer, kadın komutan olarak birçok eylemde yer aldı ve işgalci düşmana ağır darbeler vurdu.
Tarihten bu yana Kurdistan'ın dört parçasında kahramanlıklarla ve destanlarla dolu bir mücadele yürütülmüştür. Özellikle günümüzde bu direnişe önderlik eden kadın gerillalar toplum için yeni bir mücadele modeli yaratmıştır. Gerilla Bêrîtan da Özgürlük Hareketi’nin öncülerinden olan şehit Bêrîtan’ın (Gülnaz Karataş) izinden gitme hayalleri ile büyür.
Bêrîtan Koçer, (Beritan Çetinkaya) 1994 yılında Siirt’te yurtsever bir ailede dünyaya gelir. Ailesi koçer olan Bêrîtan, Kürt kültürüyle ve değerlerine bağlı olarak büyür. Bu, onun özgürlük arayışının en güçlü gerekçelerinden biri olur. Özellikle 2007 yılında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik zehirleme girişimleri ve saldırılar Bêrîtan Koçer’i çok etkiler. İntikam almak ve hesap sormak için 2008 yılında Botan alanından gerilla saflarına katılır. Genç bir gerilla olarak Garê, Zap, Botan gibi birçok alanda gerillacılık yapan Bêrîtan, mücadele alanında birçok tecrübe edinir. Genç bir kadın komutan olarak birçok eylemde yer alan ve işgalci düşmana ağır darbeler vuran Bêrîtan, Şırnak’ta düşmanın hava saldırısı sonucu 6 yoldaşı ile birlikte şehit düşer.
YILLARDIR HAYALİNİ KURDUĞU ÖZGÜR BİR KURDİSTAN İÇİN YOLA ÇIKTI
Şehit Bêrîtan da birçok yoldaşı gibi gerilla yaşamına ilişkin günlük tutar. Günlüğünün bir bölümünde Bakur’a alanına yaptıkları yolculuktan ve hayatlarının bir parçası haline gelen zorlu koşullardan şu şekilde bahsediyor: “Gerilla denilince insanın aklına tüm güzellikleri ile zorlukların ortasında yaşamak gelir. Kuşkusuz bu kader değil, tecrübe ve güçlü irade ile bu zor şartların üstesinden gelinebilir. Zorlu bir süreçte, 6 Nisan'da Bakur alanına doğru yolculuğa çıktık. Mevsim bahardı ve bu yolculukta baharın birçok rengi bize eşlik ediyordu. Doğa bizi her gün farklı bir şekilde karşıladı. Rüzgar, yağmur, soğuk, nem, ağır yük, uzun yolda daha büyük zorluklara neden oldu. En zor kısım ise Berana Tepesi'ndeki kardı. Bu bölgeyi geçerken çok uğraştık. Bütün bu zorluklara rağmen yolculuğumuz çok keyifli ve coşkuluydu. Doğanın zorlu koşullarıyla karşı karşıya kaldık ama Apocu militanlar bu zorlu koşullardan asla olumsuz etkilenmiyor. İrade ve toplumsal hedeflerimiz olmazsa bu dağlarda yaşamak çok zor olur.
Grubumuzda çoğunlukla genç arkadaşlar vardı ve ilk kez Bakur alanına giriyorlardı. Çok kararlıydılar. Çünkü bir amaçları var. Onlar yıllardır hayalini kurdukları özgür bir Kurdistan için yola çıktılar. Heval Şilan heyecanı ve çalışma isteği ile yoldaşlarına moral oluyor. Heval Rojda da gençlik enerjisi ile yoldaşlarına moral veriyordu. Heval Bager, sessizliğiyle ama içindeki canlılık ve duygu zenginliğiyle arkadaşlarının merak konusu oldu. Ferhat yoldaş, zor günler geçirmek zorunda kalan arkadaşlarına fedakarlığıyla, coşkusuyla örnek oldu. Sidar arkadaş gücü ve mücadele tutkusuyla bizim de güç kaynağımızdı. Her yoldaş üzerine düşen sorumluluğu kusursuz bir şekilde yerine getirmeye çalışıyordu. Bu yaklaşımlarla her arkadaş diğer yoldaşına öncülük ediyordu.
Hayallerime ulaşmak için çıktığım bu uzun yolculuğumuzun ilk durağı olan Bakur’a ilk defa gerilla olarak geldim. Güney'de çok gerilla deneyimim oldu, eylemlere katıldım, örgütsel çalışmalarımı ve görevlerimi yerine getirdim ama Bakur’da yeni bir savaşçıyım. Bakur alanlarının gerilla mücadelemde bana büyük başarılar kazandıracağına inanıyorum.”
GERİLLAYA SIĞINAK OLDUN KATO DAĞI
Gerilla Bêrîtan günlüğünün bir bölümünde Kato dağına olan bağlılığını ve sevgisini şu sözlerle anlatıyor: “Ey Kato dağı, güzelliğinle, asiliğinle, Botan’da bir direniş kalesi gibisin. Kimse yamacında, kayalarında kaç arkadaşın ayak izi olduğunu, kaç arkadaşın senin güzelliğini görmek için yollara düştüğünü bilmiyor. Sayısız genç yürek heybetine gönül vermiş. Bugün her zamankinden daha fazla gerillaya sığınak oluyorsun ve biz de seni korumak için her şeyi yapıyoruz. Kato dağı senin için ne yazsam eksik kalır. Bazen yoldaşlarımı koruyor, bazen de göğsüne alıyorsun. Kato dağı acı, neşe ve anılarla dolusun. Her alanın inanç, sadakat ve mücadele ile doludur.”
Şehit Bêrîtan, günlüğünde Botan şehitlerinden ve kahramanlarından ise şu şekilde söz ediyor: “ Beytüşşebap’ın son şehitleri unutulur mu? Delîla, Sozdar, Berfîn, Cesûr, Baran, Helena, Cûdî, Denîz, Îbrahîm, Xemgîn, Akîf, Piling, Rênas, Dêrsim, Cûdî Şirnex, Xwînrêj, Bahoz, Têkoşer, Ferman her biri mücadelenin öncüleriydi. Her biri gerçek yoldaşlık timsaliydi. Kato dağı, bugün devrimcilerin ve onların yarattığı direniş mirasının sığınağısın.”