‘Gerici ittifakı yenmek tarihsel görevimizdir’

SYKP İstanbul İl Eşbaşkanı Roni Gönen, tarihin en gerici ittifakı olarak nitelendirdiği Cumhur İttifakı’nı yenmenin, tarihsel görev ve sorumlulukları olduğunu söyledi.

SYKP’nin hem Yeşil Sol Parti’de hem kendi ismiyle sokaklarda çalışmayı sürdüreceğini kaydeden SYKP İstanbul İl Eşbaşkanı Roni Gönen, faşizmin kurumsallaşmasını sekteye uğratacak bir mücadele hattı ortaya koyacaklarını vurguladı. 

Emek ve Özgürlük İttifakı’nda yer alan Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi’nin (SYKP) İstanbul İl Eşbaşkanı Roni Gönen, ANF’ye konuştu. HDP kurulduğu günden itibaren bir bileşen partisi olarak çalıştıklarını hatırlatan Gönen, SYKP’nin ilk günden itibaren ortak çalışma prensibini benimsediğini ve buna göre hareket ettiğini söyledi. Gönen, seçim stratejisine ilişkin şunları ifade etti: “Özellikle Türkiye’de ekonomik krizin yaratmış olduğu yoksullaşmanın giderek artması, ciddi bir sınıfsal seçime gittiğimizin işareti. Biz de hem SYKP’de hem de Yeşil Sol Parti’de seçim çalışmasını bir sınıfsal etki, işçi sınıfı ve emekçilerin gerçek kurtuluşunun neresi olduğuna dair bir fikri anlatmak ve bu fikri örgütlemek adına bir seçim çalışması yürüteceğiz. Tabii onun dışında AKP iktidarının 20 yıldır yaratmış olduğu bir sürü tahribat var. Biz 2023 konjonktüründeki seçimi dönemeç olarak görüyoruz, bu dönemeç Türkiye’de faşizmin kurumsallaşmasının dönemecidir. Dolayısıyla AKP-MHP üzerinden kurulan ve Cumhur İttifakı denilen, tarihin en gerici ittifakı olarak karşımızda bir öbek duruyor ve bunu yenmek bizim tarihsel görev ve sorumluluğumuzdur. SYKP, bugün bu sorumlulukları hem Yeşil Sol Parti’de hem kendi ismiyle ve çalışmasıyla sokaklarda sürdürecek ve faşizmin kurumsallaşmasını sekteye uğratacak bir mücadele hattı ortaya koyacaktır.”

BİR YILDIR SEÇİM GÜVENLİĞİNİ ÇALIŞIYORUZ

Seçimlerde önemli hususlardan birinin de seçim güvenliği olduğunu söyleyen Gönen, seçim güvenliğiYle ilgili olarak SYKP’nin bir yıl öncesinden çalışmalara başladığını, bunun için hem HDP içerisinde hem de sendikalarda, STK’lar ile görüşmeler yaptıklarını belirtti. Gönen, seçim güvenliğinin sadece tutanak tutmak ya da tutanaklara sahip çıkmak olmadığını, seçim günü yaşanacak provokasyonlara karşı da mücadele etmek olduğunu dile getirdi.

ERDOĞAN’IN YENİLMESİ İÇİN

Cumhurbaşkanlığı seçimleri için SYKP’nin bir adayı destekleme konusunda önümüzdeki günlerde yapacağı MYK sonrası açıklayacağını söyleyen Gönen, şöyle devam etti: “Soruna, Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasında birini seçmekten öte, AKP’nin ve Tayyip Erdoğan’ın yenilmesi üzerinden bakıyoruz. Biz Kemal Kılıçdaroğlu’nun da, Tayyip Erdoğan’ın da sınıfsal karakterinin ne olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla burada bir sınıfsal karakter üzerinden seçim yapmayacağız. Bugün bir geçiş sürecinin nasıl yönetileceğinden, nasıl idare edileceğinden ve bunun kimi karakterlerinin ne olacağına dair bir tartışma sürdürüyoruz. Bu konuda AKP-MHP’nin yenilmesi, Erdoğan’ın yenilmesi ve muhalefetin desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Önümüzdeki günlerde yapacağımız Parti Meclisi toplantısında da bu eksende bir tartışma sürdüreceğiz. Kendi kurullarımızdaki tartışmaları da HDP’ye taşıyarak, HDP’de bir ortaklaşma zemini yakalayacağımızı düşünüyoruz.”

SEÇİMDEN SONRA DA MÜCADELE

Seçimin sonucu ne olursa olsun mücadelenin devam edeceğini, muhalefet kazanım elde etse dahi mücadelenin daha da büyüyeceğini belirten Gönen, şunları söyledi: “Erdoğan’ın ya da muhalefetin kazanması durumunda da çok uzun sürmeyecek bir iktidar sürecinden bahsediyoruz. Erdoğan’ın kazanmasının bugünkü şartlarda ihtimali giderek düştü ve objektif olarak kazanma sürecinin azaldığı bir süreçteyiz, ancak bu kazanamaz diye bir şey söylemek mümkün değil. AKP eğer seçimi kazansa da mücadeleyi kaldığımız yerden sürdüreceğimizi biliyoruz. İbrenin muhalefet partilerinin Meclis’te ve eğer HDP desteklerse Kılıçdaroğlu’nun kazanacağını görüyoruz. Restorasyon süreçleri kemer sıkma politikalarıyla beraberdir ve bu da işçi sınıfının o güne kadarki kazanımlarının elinden alınması demektir. AKP kazansa da kaybetse de mücadelenin seçim sonrasında başka bir evreye geçmesi ve başka bir düzeyde tartışılması gerektiğini düşünüyoruz.”