Gülüm: Halkla birlikte yöneteceğiz

Yerel seçimlerin demokrasi mücadelesi açısından çok önemli olduğuna işaret eden Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Züleyha Gülüm, en büyük vaatlerinin, halkla birlikte yönetilen bir yerel yönetim olduğunu söyledi.

HDP’nin Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Züleyha Gülüm, diğer partilerin şehir için verdikleri vaatleri tutuklamadıklarını, ancak HDP olarak, mevcut sorunları çözecekleri anlattı. Gülüm, “İktidarcı anlayışı ve sadece seçilenlerin yönettiği, halkın oy verdikten sonra kenara çekildiği bir yerel yönetim anlayışını kabul etmiyoruz” dedi.

İstanbul ve Bursa’nın ardından Marmara Bölgesi’nin en büyük kenti olan Kocaeli bir sanayi şehri. Büyük göç alan Kocaeli, Kürtlerin, Gürcülerin, Lazların, Çerkezlerin, Boşnakların, Romanların; Alevilerin ve Sünnilerin bir arada yaşadığı bir yer. Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı, HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm oldu. Züleyha Gülüm, Ardahan doğumlu. Gülüm, ilk öğrenimini Sultan Murat İlk Okulu’nda, Orta ve Lise öğrenimini Sefaköy Lisesi’nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Gülüm, 1999’dan bu yana serbest avukatlık yapıyor. Gülüm, halen 27. Dönem HDP İstanbul Milletvekili olarak Meclis’te ve aynı zamanda Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyesi. Sokak sokak çalışmalarını sürdüren Gülüm, halkın yoğun ilgili ile karşılanıyor. Gülüm, ANF’nin sorularını yanıtladı.

İNSAN VE DOĞA MERKEZLİ BİR YÖNETİM YOK

Türkiye’nin en büyük illerinden biri olan Kocaeli, 90’lı yıllardan sonra Kürtlerin de göç ettiği bir kent. HDP, İstanbul’da aday göstermedi, ancak Kocaeli’de gösterdi. Kocaeli’nin HDP için önemi nedir?

Bütün şehirler gibi Kocaeli de bizim için önemli. İl ayrımı yapmaksızın bütün şehirler, bütün insanlar kıymetli. Bizim için insan kıymetli, doğa kıymetli. Kocaeli de öncelikle bu anlamda bizim için kıymetli bir il. Kocaeli bir yanıyla sanayi kenti; işçi havzaları yoğun, bunun getirdiği çeşitli sıkıntılarla da baş başa olan bir yer. Bir yanıyla da farklı kimliklerin bir arada yaşayabildiği, çok yoğun göç almış bir kent. Bir arada yaşam örneğini oluşturabilecek bir şehir olabilir, tabi halklar arasında düşmanlıklar körüklenmediği sürece. Biz şunu çok iyi biliyoruz ki; halklar bir arada eşit özgür koşullarda yaşayabilir. Bunun tersini, yani düşmanlaştırma politikalarını asıl güden iktidardır. İktidarın yarattığı ortam bu politikaları besliyor. Kocaeli çok fazla sorunla baş başa bırakılmış. İnsanlar ekonomik nedenlerle başka illere olduğu gibi Kocaeli’ne de göç etmişler/ ediyorlar. Burada sanayileşmenin ve betonlaşmanın getirdiği birçok sıkıntıyla yaşamak zorunda kalıyorlar. İnsan ve doğa merkezli bir yönetim anlayışı yok.

DEMOKRATİK BİR BELEDİYECİLİK YÜRÜTECEĞİZ

HDP’nin Kocaeli için vaatleri nedir?

Biz aslında yerel yönetimler açısından bir vaatte bulunmuyoruz. Bizim en büyük vaadimiz, halkla birlikte yönetilen bir yerel yönetim. İktidarcı anlayışı ve sadece seçilenlerin yönettiği, halkın oy verdikten sonra kenara çekildiği bir yerel yönetim anlayışını kabul etmiyoruz. Bizim yerel yönetim anlayışımız; demokratik, kadın özgürlükçü, ekolojik bir yönetim anlayışıdır. Asıl olanın halkın iradesi olduğu, yörede yaşayan halkın hangi hizmetlerin nasıl yapılacağına, nereye, ne kadar bütçe ayrılacağına kendisinin karar verdiği bir belediyecilik anlayışından bahsediyoruz. Yerel yönetimleri, kadınların kadın meclislerinde kararlarını aldığı, belediyelerin de bu kararların uygulayıcısı olduğu mekanizmalar olarak görüyoruz. Yine yerel meclislerin oluştuğu ve belediye kararlarının bu meclisler üzerinden alındığı bir mekanizmadan bahsediyoruz. Yerelde yaşayan insan, kendi ihtiyaçlarını, taleplerini çok daha net bilir, bunun üzerinden bir belediyecilik anlayışının yerleşmesi gerektiğini düşünüyoruz. Sadece seçilenlerin kararları aldığı bir mekanizmanın, kişi ve karar en iyisi bile olsa asla doğru olmayacağını düşünüyoruz. Bu yönüyle ilk işimiz kadın meclislerinin, gençlik meclislerinin, engelli meclislerinin kurulması, yörede bulunan bütün demokratik kitle örgütlerinin karar sürecine katılmasıdır. Toplumun her kesiminin kendi alanıyla kendisiyle ilgili kararları kendisinin verdiği bir mekanizma. Yani demokratik bir belediyecilik. Kadınlar açısından özgürlükçü yaklaşan, kadın iradesini açığa çıkaran, kadınların kendi yaşam alanlarıyla ilgili kararları aldığı bir belediyecilik. İnsanı ve doğayı özne alan; doğayı katleden değil, insan ile birlikte koruyan; sermayenin değil halkın çıkarlarını savunan bir belediyecilik anlayışı. Bizim temel ilkelerimiz bunlardır ve çalışmalarımız bu yaklaşımlar doğrultusunda yürüyecektir.

HALK SAĞLIĞI DÜŞÜNÜLMEMİŞ

Kocaeli’nin temel sorunları nedir?

Kocaeli'nin çok ciddi sorunları var, yıllardır belediyeler bu sorunları çözme niyeti ve iradesiyle davranmamışlar. Evet, çok çeşitli vaatlerde bulunmuşlar, ancak seçimlerden sonra sermayenin çıkarları doğrultusunda hareket etmişler. Halkın sağlığı düşünülmemiş, meslek hastalıkları görmezden gelinmiş, kirlilik çok yüksek oranda, kanserden kaynaklı ölümler çok yüksek oranda. Özellikle sanayi bölgelerinin getirdiği sağlık sorunlarıyla karşı karşıyalar ve Dilovası bu konuda açık ara önde. Ulaşım sorunu var, toplu ulaşım yetersiz, kullanılabilir değil, toplu ulaşımın yaygınlaştırılması ve ücretsiz hale gelmesi gerekiyor. Körfez’de kirlilik ciddi boyutlarda, imar planları rant alanına dönüşmüş. Betonlaşmanın hızla arttığı, yeşil alanların, deprem toplanma alanlarının yok edildiği, biraz önce de dediğim gibi insana doğaya değil sermayeye yatırım yapan bir belediyecilik anlayışı var önümüzde. Tüm sorunların halkın talepleri ve çıkarları doğrultusunda, doğanın çıkarları doğrultusunda ele alınması gerekiyor. Bunun için halkla, STKlarla, meslek odalarıyla birlikte yeni projelerin yapılması gerekiyor.

KADINLARIN YÖNETTİĞİ BİR BELEDİYE

Seçim çalışmalarına ilk hangi eksiklikler üzerinden başladınız?

Kadınların, özellikle kurumlarda eksikliğini hissettik. Erkek egemen bir yapı göze çarpıyor. Kadınlar yaşamın birçok alanında varlar; çalışma, örgütlenme gibi ama bir klasik olarak temsili noktalarda kadınları göremiyoruz. Kocaeli'de erkek egemenliğin etkisinin güçlü olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle dernek, oda vb çalışmalarında kadın sayısı oldukça az. Kadın mücadelesi açısından kadın dernekleri, kadın platformu var. Kadınların ciddi bir mücadele verdiklerini, ancak devletin engellemeleri ile karşılaştıklarını da biliyoruz. Kadın cinayetlerinin de ciddi oranda olduğu bir şehir ama kadınlar bu davalara sahip çıkıyorlar, kadın platformu bu davaların takipçisi. Kadın dayanışmasını güçlü kurmaya çalışıyorlar. Kadınların belediye ile birlikte daha görünür olması sağlanabilir, kadınların olduğu, kadınların yönettiği belediyecilik Kocaeli’ni çok daha başka bir yere taşıyabilir. Demokratik özgürlükçü ve kadından yana bakan bir belediyecilik anlayışı yerleştirebiliriz. Belediyelerin, kadınların eşit temsil edildiği, pozitif ayrımcılığın uygulandığı yerler haline gelmesi, kadın mücadelesinin önemli kazanımlardan biri olacaktır.

İYİ PARTİYE OY VERMEK İSTEMİYORLAR

Seçim çalışmalarının startını verdiniz. Kocaeli halkı HDP’ye karşı nasıl bir tutum sergiliyor?

Kocaeli'de çalışmalarımız hızla devam ediyor. Temas ettiğimiz insanlar, birbirimizle görüşlerimizi paylaşabildiğimiz noktada hızla HDP’yi anlayan, kavrayan bir yerde duruyor. 2011 yerel seçimlerinden bugüne Kocaeli'de partimizin oylarının ciddi şekilde arttığını görüyoruz. Halkın bizimle temas ettiği ve kendimizi ifade ettiğimiz oranda bize olan ilginin yoğunlaştığını gözlemleyebiliyoruz. 24 Haziran seçimlerinde de ciddi oy aldık. 31 Mart yerel seçim döneminde ise HDP’nin nasıl kritik bir yerde durduğu, izlediği stratejinin burada nasıl karşılık bulduğunu birebir gözlemliyoruz. Özellikle Türkiye’nin batısında AKP-MHP iktidarını geriletme üzerine toplumsal muhalefetle ve tüm demokratik kitle örgütleriyle yan yana gelme kararımızın buralarda nasıl karşılık bulduğunu, bu anlamda ciddi bir takdir de topladığımızı gözlemleyebiliyoruz. Basın ve diğer kanallar yoluyla bize uygulanan bir ambargo var. Bu ambargoyu kırabilmemizin tek yolu da birebir temaslar gerçekleştirmek. Ciddi bir destek olduğunu söyleyebiliriz.

Kocaeli'de CHP tarafından aday çıkarılmayarak İYİ Parti adayının desteklenme kararı da diğer bir etken. İnsanlar İYİ Parti’ye oy vermek istemiyor. Bunun bir alternatif olmadığını görüyorlar. Bu nedenle de HDP’ye doğru yönelimin arttığını görüyoruz. İnsanları, AKP’nin ülkede yarattığı tahribatın, sorunların farkına varıyor. Kocaeli ekonomik krizden en çok etkilenen illerden biri, bu da AKP den kopuş getirebilir. Kocaeli’de her dört kişiden biri borçları nedeniyle icra takipleriyle karşı karşıya, işsizlik had safhada. AKP’nin aslında sermayeden yana olduğunun, halktan yana olmadığının görünür hale geldiğini söyleyebiliriz. Bu dönem AKP’nin Kocaeli'de ciddi oy kaybı yaşayacağı bir süreç olacaktır.

AKP-MHP İTTİFAKINI GERİLETECEĞİZ

Bu yerel seçimleri daha önemli kılan nedir?

Yerel seçimler ülkenin geldiği aşama itibariyle sadece bir yerel seçim olmaktan çıktı. Demokrasi ve özgürlüklerin, barışın kanallarını açıp, umudu yeniden kuracak mıyız? Yoksa baskıcı, otoriter tek adam rejimiyle mi yönetileceğiz? İktidar tek adam rejimini yerleştirmeye, faşizmi kurumsallaştırmaya çalışıyor.

Yerel seçimler demokrasi mücadelesi açısından çok önemli bir yerde duruyor. Yerelde kurulmayan demokrasinin genelde de kurulması mümkün olamıyor. Demokratik, kadın özgürlükçü, ekolojik yerel yönetimler, tüm ülkede demokrasinin kurulmasında, kurucu zorlayıcı bir güç olabilir. Bu aynı zamanda kayyumlarla elimizden alınan, irademize el konulan belediyelerin ve daha fazlasının geri alınması ile aslında bir halkın ‘irademize el koyamazsınız’ sözünü yüksek sesle haykıracağı ve sonuç alacağı bir şekilde söyleyebileceği bir seçim olacaktır. Bu anlamıyla da çok kıymetli ve çok önemli bir yerde duruyor. Bir bütün olarak baktığımızda yerel seçimlerle gerçekten, bu ülkenin geleceği açısından bir tercih yapmış olacağız. Bu iktidar ülkeyi karanlığa doğru sürüklüyor. Geleceğimizi karartan, geleceğimizi yok eden, gelecek nesillerin de geleceğini yok edecek bir idare biçimine geçiş yapıyorlar. Buna dur diyeceğimiz, AKP-MHP ittifakını gerileteceğimiz, umudu yaratacağımız bir seçim olacak.

AYNI ZAMANDA ÖRGÜTLENME DÖNEMİ

HDP ve seçmeni açısından her zaman umut var, her zaman mücadelenin içerisinde yer aldık, asla yılgınlığa düşmedik ama en geniş kesimler açısından da bunun örgütlenmesi çok kıymetli. Toplumsal muhalefeti kurmak açısından da seçimler önemli bir yerde duruyor. Biz seçimleri sadece oy atılan gün olarak değerlendirmiyoruz, oyuna sahip çıkma olarak da değerlendiriyoruz ama aynı zamanda yaşam alanlarının bir bütün olarak örgütlenmesinin de zorunlu olduğu süreçler olarak değerlendiriyoruz. Çünkü sadece oy verip çekilen bir topluluğun demokrasiyi inşa etmesi mümkün değil. O nedenle bizim açımızdan seçim süreçleri ve sonrası tümüyle bir örgütlenme alanı, toplumsal muhalefetin yan yana geldiği, farklılıklarımızla bir arada olabildiğimiz, ortak noktalarımız üzerinden mücadeleyi yükselttiğimiz zeminler olarak değerlendiriyoruz.