Gürkan: Çözüm Emek ve Özgürlük İttifakı programıdır

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, "Bugünkü sorunların çözüm adresi Emek ve Özgürlük İttifakı’nın programı ve mücadele çağrısıdır" dedi.

Seçime artık 40 günden çok daha az bir zaman kaldı. İlkeler, ortaklıklar, ittifak haritaları belirlendi ve hatta seçim adayı listeleri açıklanmaya başladı. 14 Mayıs yaklaşırken Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenlerinden Emek Partisi (EMEP) ile ittifakın özellikle depremden sonra neden bir seçenek olduğunu, işçilerin taleplerini, göçmen politikalarını ve seçim güvenliğini konuştuk.

“Gericilik durdurulacaksa, tek adam yönetimi yenilecekse, demokratik bir siyasal sistemi kuracaksak bunun öznesi tabii ki, işçiler, emekçiler, ezilenler, yani tüm emekçi halk kesimleri olacaktır. Kazanımın yolu ise bu kesimlerin örgütlenmesi, birleşik gücü ve ortak mücadelesidir” diyen Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, ANF’nin sorularını yanıtladı.

Sizin de içinde bulunduğunuz Emek ve Özgürlük İttifakı'nın bir umut ve üçüncü seçenek olmasının temel nedeni nedir? Ve de 6 Şubat depremleri sonrası Emek ve Özgürlük İttifakı'nı halkın talepleri doğrultusunda diğer ittifaklardan ayıran en keskin çizgi nedir?

 Bugün halkın yaşadığı yoksulluğun düzeyi, işsizlik oranları, gençler için geleceksizlikle yarına ilişkin yaşadığı umutsuzluk, enflasyonun tırmanışı gibi göstergeler iktidarın uyguladığı ekonomi politikalarının yıkıcı sonuçlarını gösteriyor. Tarım, enerji politikaları, kentleşmeye dair politikalar... Aslında bu politikaların tümünün gösterdiği tek bir gerçeklik rant, yağma, talan, sömürü üzerinedir. Ayrıca iktidarın uyguladığı baskılar, yasaklar, seçim sürecinde bile HDP örneğinde olduğu gibi parti kapatma davaları, muhalefet partilerin başkanları, yöneticilerine karşı tehdit ve şantajlar, İyi Parti, CHP İstanbul il başkanlıklarının kurşunlanması gibi olaylar içinde bulunduğumuz siyasi atmosferi de işaret ediyor. Öte yandan Cumhur'un yeni müttefikleriyle pazarlık yaptığı konular ise nafaka, 6284 sayılı kadına yönelik şiddetle mücadeleye dair yasanın kaldırılması gibi kadın haklarına dair. Buradan bir toplumsal gericiliğin örgütlenmekte olduğunu görüyoruz. Rant, yağma, talan ve sömürü politikalarının yanına tüm bu baskı, yasak, şiddet, kutuplaştırma politikalarını yan yana koyduğumuzda iktidarın bugününü gösterdiği gibi 14 Mayıs'ta seçimleri kazandığında ülkeyi nasıl bir karanlığa götürmek istediklerini de işaret ediyor.
Şunun altını da kalınca çizmek lazım; depremde gördüğümüz iktidar yüzü bir beceriksizlik örneği değil, tam tersine tercih ettikleri politikaların ürünüdür. Bu nedenle halkın yaşadığı bu derin sorun çözümü için seçimlerden beklentisi var ve Emek ve Özgürlük İttifakı sorunların çözümüne dair ortaya koyduğu programıyla ve işaret ettiği mücadele ile halkın örgütlenme gereksinimiyle farkını ortaya koymuştur. İttifakın bir halk seçeneği olmasının arkasında yatan temel de budur.

Peki, Emek Partisi olarak kendi parti programınızın da temelini oluşturan işçilerin talepleri bugün seçime giren partilere ya da ittifaklara ne diyor?

Çok da geriye gitmeden son 2 yıllık işçi hareketine, emek mücadelesine baktığımızda mücadele ve kazanım görüyoruz. Hatırlarsanız 2022 yılına grevlerle girmiştik. Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Alpkan Birelma'nın araştırmalarına göre 2022 ilk aylarında 24 işçi ve memurun 108 işyerindeki grevi kazanımla sonuçlanmış. Son aylarda iktidarın yasaklamasına karşı fiili grevle cevap veren Bekaert işçilerinin kazanımları; geçtiğimiz günlerde EYT uygulamasının yarattığı iş yüküne karşı insanca çalışma koşulları için birleşerek eylemlere başlayan ve kazanımlar elde eden Sosyal Güvenlik Kurumu emekçilerinin mücadeleleri de bir yolu işaret etmektedir.

Gericilik durdurulacaksa, tek adam yönetimi yenilecekse, demokratik bir siyasal sistemi kuracaksak bunun öznesi tabii ki, işçiler, emekçiler, ezilenler, yani tüm emekçi halk kesimleri olacaktır. Kazanımın yolu ise bu kesimlerin örgütlenmesi, birleşik gücü ve ortak mücadelesidir. Tabii ki sandık, seçimler önemlidir ama değişimin tek seçeneği değildir. Aslolan mücadele ve örgütlülüktür.

Ülkenin birçok sorununa çözüm önerisi sunuyor İttifak. Örneğin Emek Partisi'nin de sık sık dile getirdiği gibi göçmenler hem deprem hem de gündelik hayatta sürekli nefret hedefi haline getiriliyor. Seçime doğru giderken göçmenler konusunda nasıl bir çözüm öneriniz var?

Hem bölgedeki çatışma ve savaş politikalarının hem de kapitalist-emperyalist sistemin yarattığı işsizlik, yoksulluk, çölleşme ve çoraklaşmanın bir sonucu olarak mültecilik, göçmenlik ülkemizin bir gerçekliğidir. Kısaca özetlersek, biz halka ve insanlığa karşı suç işleyenler hariç mültecilerin yurttaşlık, barınma, istihdam dâhil hakları tanınması gerektiğini söylüyoruz. Mülteciler ülkeler arası pazarlık ve şantaj konusu olmaktan çıkarılmalıdır. Göçmen işçiler işçi sınıfının bir parçası olarak kabul edilmeli ve sendikalar bu perspektifle hareket etmelidir.

Seçime örneğin OHAL ilan edilen deprem bölgesinde bile çok da eşit girilmeyeceği, iktidarın burada OHAL'i kullanacağı gibi bazı göstergelerin yanı sıra ciddi bir seçim güvenliği meselesi de var. Hem ittifak hem de Emek Partisi olarak bu meseleyi nasıl ele alıyorsunuz?

Adil, eşit ve demokratik bir ortamda seçim gereksinimi bugünden büyük sorunlardan birisidir. Çünkü AKP iktidarı ve gerici ittifakı iktidarı kaybetmemek için her türlü yola başvuracağını, her türlü hukuksuzluğu yapacağını, iktidar olmanın gücünü sonuna kadar kullanarak eşitsizlikte zirve yapacağını bugüne kadarki pratikleriyle gösterdi. Dolayısı ile seçim güvenliği bugün her partinin acil olarak çözmesi gereken sorundur. Seçim Güvenliği Platformu bileşenleri bu konuda çaba sarf ediyor. Hem seçim sürecinde haksızlığa, eşitsizliğe ve hükümetin bu yolda attığı adımlara işaret ederek müdahale etmeye çalışıyor hem de sandığın korunması için atılacak adımları ortaya koyuyor.

Son olarak Cumhurbaşkanlığı seçimi için ne diyeceksiniz?

Cumhurbaşkanlığı seçiminde tutumumuz açık, tek adam yönetimini devirmek ilk hedef. İsimler üzerinden bir tartışma yürütmedik. Bugün yaşanan sorunların çözüm adresi Emek ve Özgürlük İttifakı’nın programı ve mücadele çağrısıdır. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise taktiği tek adam yönetiminin yenilmesidir. Mücadelenin ilerletilmesinde bunun önemli bir aşama olduğunu düşünüyoruz. İttifak olarak tutumumuzu açıkladık, önümüzdeki günlerde gelişmelere göre taktik tutumumuzu sandık tutumu olarak tekrar değerlendirebiliriz.