Depremin ardından OHAL ilan edilmesine dikkat çeken Eksik, faşist AKP iktidarının beceriksizliklerini gizlemek için OHAL ilan edildiğine işaret etti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Iğdır Milletvekili Habip Eksik, ANF’ye konuştu.
MÜTEAHHİT ÜLKESİ
Sözlerine depremde yaşamını yitiren yurttaşların yakınlarına başsağlığı ve yaralılara acil şifalar dileyerek başlayan Eksik, şunları söyledi: “AKP iktidarı yüzyılın felaketi diyor ama aslında yüzyılın felaketi değil; bundan daha büyük depremler yaşandı, bundan daha büyük doğa olayları yaşandı ama bu kadar felakete dönüşmedi. Depremler, seller ya da diğer doğa olayları her zaman ortaya çıkıyor. Bunların felakete dönüşmesi, iktidarların yanlış yönetmeleri, felaketlerin etkilerini azaltabilecek önlemler almamasındandır. Bugün bu depremin, felakete dönüşmesinin sebebi AKP, iktidarının yetersizliğidir, yetmezliğidir ve ülkeyi bir müteahhit ülkesine dönüştürmesindendir.”
DOĞRU DÜZGÜN BİR MÜDAHALE YAPILMADI
Deprem bölgesine ekiplerin 36 saatin sonunda ulaşmasını ve bugün dahi hala ulaşılmayan yerler olmasını eleştiren Eksik, şöyle devam etti: “Mevcut iktidar, 36 saat süre geçti ama o süre içerisinde doğru düzgün bir müdahale gerçekleştiremediler. Doğru düzgün bir bilgilendirme gerçekleşmedi. Tüm bunlar felaketin boyutlarını daha da arttırdı. Bugün depremin üzerinden günler geçmesine rağmen hala ses veren ve enkaz altından canlı çıkabilen insanlar olduğunu görüyoruz. Ama ilk 36 saat altın saatlerdir ve ona rağmen maalesef iktidar bu süre içerisinde doğru düzgün bir müdahale yapamadı. Binlerce, on binlerce insan enkaz altında bırakıldı. Birçoğu hipotermi nedeniyle ya da uzun süre enkaz altında kaldığından yaşamını yitirdi. Veballeri AKP iktidarının boynundadır. Liyakatsiz kişilerle ülkeyi yönetmek istemelerinden, deprem gibi bir doğa olayının çok büyük bir felakete dönüşüp on binlerce insanın yaşamını yitirmesine sebep oldukları için vebali onların boynundadır. Binlerce binanın yıkılması, yüz binlerce insanın soğuktan kırılmasına, barınma, beslenme, sorunlarının hala karşılanmamasından dolayı vebali AKP’nin boynundadır.”
LİYAKATSİZLİK ÖLÜME SEBEP OLDU
Deprem için çalışma yürüten AFAD gibi kurumların çalışanlarına ve gönüllü çalışan herkese saygı duyduklarını belirten Eksik, eksikliğin iktidarın yönetememesinden kaynaklandığının altını çizdi: “AFAD çalışanları ya da gönüllü olan herkese minnet borçluyuz. Bir taşı bile ordan kaldırıp, enkaz altında bir insanın kurtarılması için emek sarf eden her insana teşekkürü borç biliriz. Buradaki eksiklik, AFAD’ın çalışanlarıyla, gönüllüleriyle ilgili bir durum değil. Eksiklik, tamamıyla iktidarın yönetememe ve liyakatsiz kişilerle AFAD’ı domine etmiş olmasındandır. AFAD’ın başındaki kişi, eski bir vali ve İktisadi ve İdari Bilimler okumuş; başkan yardımcılığını ve afetle mücadele müdürlüğünü yürüten kişi, ilahiyat mezunu. Bütün kariyeri diyanet işlerinde geçmiş, afet ve acil durumlarla ilgili hiçbir bilgisi olmayan biri. İşte bu liyakatsizlik ve bilgisizlik insanlarımızın 36 saat orada yalnız bırakılması ve enkazın altında ölüme terk edilmesiyle sonuçlandı. Ölüm ve yaralı sayılarının çok artmasına sebep oldu.”
DEPREME RAĞMEN ROJAVA BOMBALANDI
Kurdistan’da yaşanan depremin hemen ardından Türk devletinin Rojava’yı art arda bombalamasına ilişkin de konuşan Eksik, “Basına yansıyan söz konusu durumda şok içine girdik. Rojava’da da Suriye ve Irak’ta da aynı şekilde deprem oldu. Ona rağmen toplarla Rojava’yı bombaladıklarını duyunca dehşet içine girdik. Düşmanlığın bir sınırı vardır. Depremin olduğu bir yeri bombalamak, kabul edilebilir bir durum değil. Orduyu o anda bir yeri bombalamakla meşgul edeceklerine, insanların canını kurtarmaya yönelik kullansalardı bu kadar insanımız canını yitirmezdi. Böyle bir afet karşısında bütün Türkiye ve Ortadoğu halklarının birbiriyle kaynaşabileceği, dayanışma duygusu yüksekken, bu kadar felaketin yol açtığı sorunlar karşısında kenetlenebilecekken, geçmişteki kavgaları bir kenara bırakma fırsatı bulacakken bunda ısrar etmesi aslında AKP iktidarının içindeki, barışı istemeyen, halklar arasında köprülerin kurulmasını istemeyen, savaş ve savaş politikalarından nemalanan güçlerin devreye girmesiyle alakalıdır. Bu tamamıyla halklar arasında köprü kurarak, Ortadoğu coğrafyasında barışın tesis edilmesine yönelik bir kanala, bir sürece evrilebilirdi. Hala da böyle bir şansımız var. Bugün hemen hızlı bir şekilde Rojava’yla olan sınır kapıları açılırsa, yardım konusunda kanallar geliştirilirse, diyalog geliştirilirse, Türk, Kürt, Arap, Ermeni, Süryani, Êzidî bütün halkların, bir arada ortak bir şekilde bu felakete karşı mücadele etmesinin kanalları açılırsa Ortadoğu coğrafyasında hasret duyduğumuz ortak yaşam koşullarını oluşturabilir, barışın zeminini oluşturabiliriz” dedi.
AKP BECERİKSİZLİKLERİNİ GİZLEMEK İÇİN OHAL İLAN ETTİ
Deprem bölgesinin afet bölgesi ilan edilmesi gerekirken OHAL ilan edilmesini değerlendiren Eksik, AKP iktidarının süreci yönetemediğine şu sözlerle dikkat çekti: “AKP iktidarı bu beceriksizliğini, yönetememe durumunu OHAL ilan ederek perdelemek, sis bulutu oluşturarak bunun görünmesini engellemek için OHAL ilan etti. AKP iktidarı, seçim içinde ayrıca bir hesap içinde. Kendi bekasını sürdürmek için halktan destek bulamayan, halkın büyük tepkisiyle karşılaşmış olan AKP iktidarı, böyle bir rejimin içnde seçim çalışmalarını yürütmek, böyle ortamlarda seçime gitme konusunda daha istekli oluyor. Bekasını sürdürmeyi bir OHAL ilan etmeye bağlamış bir iktidarla karşı karşıyayız. Atılabilecek bütün adımları afet bölgesi ilan edip, seferberlik ruhuyla atabilirlerdi. Zaten mevcut durumlarda da AKP iktidarının yapmak isteyip de yapamadığı hiçbir durum yok ki. İstese Cumhurbaşkanı tek bir kelimeyle orduyu oraya çağırabilirdi. Ama yapmadı. Onun yerine bekledi ve bugün bunlara gerekçe olarak, asayiş durumlarını ortaya atıyor ve OHAL ilan ediyor. Kolluk güçlerinin görevini yapması için OHAL ilan edilmesine gerek mi var?”
BULAŞICI HASTALIKLAR YAYILABİLİR
HDP Kriz Koordinasyon Merkezi olarak barınma, hijyen, sağlık için bir çok çalışma yaptıklarını ifade eden Eksik, bu çalışmayı daha da güçlendireceklerini kaydetti: “Öncelikli sorunlardan biri hijyen. Böyle durumlarda su yok ve su olmadığı için bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkma durumu söz konusu. Barınma için yer yok, yine tuvalet ihtiyacı ciddi bir sorun. Aynı zamanda sağlık hizmetlerine ulaşma söz konusu değil. Çünkü AKP iktidarı, sağlık ocaklarının hemen hemen hepsini kapatıp yerine Aile Sağlık Merkezleri oluşturdu. Bu Aile Sağlık Merkezlerinin çoğunluğu da binaların altında olduğu için yıkıldı. Bir çok hastane de depreme dayanıklı yapılmadığı için onlarda yıkıldı. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde çok ciddi bulaşıcı hastalıkların yayılması, kronik hastalıkların da ağırlaşması tablosuyla karşı karşıya kalabiliriz. Bununla ilgili hem HDK’nin Sağlık Meclisleri sahada aynı zamanda TTB ve Sağlık meslek örgütleri buna yönelik çalışma yürütüyorlar. Bir an önce yeterli düzeyde ceset torbası ve defin için uygun koşulların yaratılması gerekiyor. Kimlik bilgilerinin alınması, uygun bir şekilde bilgilerin kaydedilmesi lazım. Bulaşıcı hastalıklar için derhal çadır kentlerin oluşturulması lazım. Çadır kentler oluşturulurken Mimarlar ve Mühendisler Odası ile ve TTB ve sağlık meclislerimizle ortaklaşarak uygun bir şekilde kurulması lazım.