‘Haklı bir karar ama haksız sonuçlar doğuracak’

AYM verdiği pilot bir kararla ‘makul yargılanma’ süresinin uzunluğu ile ilgili başvuruların kurulacak yeni bir komisyon tarafından bakılmasını istedi. Avukat Hüseyin Boğatekin, kararın olumlu olduğunu ancak daha fazla sorun çıkacağına işaret etti.

Anayasa Mahkemesi (AYM) geçtiğimiz günlerde verdiği bir karar ile makul sürede yargılanma hakkıyla ilgili başvuruların incelenmesi için yeni bir komisyon kurulmasını önerdi. Uzun yargılama nedeniyle yapılan on binlerce başvuru, şimdi Türk meclisinin açılmasını ve de yeni bir komisyonun kurulmasını bekleyecek.

AYM’nin temizlik işçisi Nevriye Kuruç’un başvurusu üzerine açıkladığı “Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlali İddiasına Yönelik Başvurulabilecek Etkili Bir Yol Bulunmaması Nedeniyle Etkili Başvuru Hakkının İhlal Edilmesi (Pilot Karar)” başlıklı kararda gerekçe şöyle açıklandı:

“Anayasa Mahkemesine bireysel başvurunun ikincilliği ve hukuk sisteminde düzenlenen başvuru yollarının tüketilmesinden sonra başvurulabilecek bir anayasal başvuru yolu olması da dikkate alınarak yargılamaların uzun sürmesinden kaynaklı ihlaller nedeniyle ortaya çıkan ve yapısal sorun teşkil eden durumun telafi edilebilmesi için kanuni bir düzenleme ile bu konuda başvurulabilecek bir mercinin oluşturulması gerekmektedir. Oluşturulacak başvuru yolunun başvurucuların yargılamaların uzun sürmesinden kaynaklı zararlarını tazmin edebilecek nitelikte olması gerektiği açıktır.”

KRONİKLEŞMİŞ SORUNLARDA PİLOT KARAR ÇIKAR

Peki, AYM’nin bu kararı uzun yargılamalar için bir umut mu yoksa zaten karar aşamasındaki davaların daha da sarkmasına ve uzamasına mı sebep olacak? Daha önce 2018’de de uygulanan benzeri komisyon deneyimi süreci tekrar mı yaşanacak?

AYM’nin bu kararının sonuçlarını Avukat Hüseyin Boğatekin ANF’ye değerlendirdi: “Anayasa Mahkemesi bazı konularda tabiri caizse kronikleşmiş sorun gördüğünde özetle, ‘Bakın bu konuyla ilgili binlerce başvuru geldi, Meclis bunu düzeltsin. Öyle bir yol bulsun ki bana gelmeden başka bir başvuru yolu açılsın’ der. Türkiye’deki yargıda kronikleşmiş sıkıntılardan biri de makul sürede yargılanma hakkıdır. Adil yargılanma hakkının bir alt başlığı şunu söyler: ‘Kişi hem cezai konularda hem de medeni hak ve yükümlülüklere ulaşma hususunda dava yoluna gitme hakkına sahiptir. Ve bunun en kolay yoldan ve en makul sürede çözüme ulaştırılması hakkına da sahiptir.’ Ama Türkiye'deki makul sürede adil yargılanma en büyük sorunlardan biri.” 

ÇOK FAZLA YASA DEĞİŞİYOR

Türkiye’de adil yargılanma ilkesi kapsamında makul sürede yargılama yapılmadığını kaydeden Avukat Boğatekin, bu sürenin çok uzun sürme sebebinin ilk olarak çok fazla yasa değişimi olduğunu söyledi: “Ben 2011 yılında avukat olduğumda, özellikle o dönem başlayan politik dosyalar üzerine davalar hala yerel mahkeme aşamasında ve devam ediyor. Çünkü Türkiye'de çok fazla yasa değişikliği var. Yasa değişikliği olduğunda mahkemeler kapatılıyor, var olan dosyalar başka mahkemelere gidiyor. Yargıtay aşamasındaki dosyalar sırf yasa değişikliğinden kaynaklı yeniden görülmeleri gerektiği için bozulup yerel mahkemeye gönderiliyor. Bu süreçlerin tamamı yıllar sürüyor.

Örneğin 2014’te veya 2015’te mahkumiyet kararı alıp Yargıtay yoluna başvurduysanız o dönem istinaf yoktu ve dosyalar ancak 2021-2022’de dönmeye başladı. Yani 6-7 yıl sürdü o davaların Yargıtay’dan gelişi ve hala sürmeye de devam ediyor. Örneğin, yine 2016’da çıkan siyasi dosyaların başvurusu hala Yargıtay Dairesi’nde. Dosyalar ilk gittiğinde Yargıtay 9’uncu daireye gider. Örgütlü suçlara Yargıtay'ın 9’uncu Dairesi bakar. O kapanınca dosyalar Yargıtay 16’ncı daireye devredildi. 16’ncı daire kapatıldı ve en son olarak 3’üncü daireye devredildi. Yani sürekli mahkemeler kapatılıyor.”

HAKİM VE SAVCILAR SIK YER DEĞİŞTİRİYOR

Buna sebep olan başka bir durumun ise hakim ve savcıların çok fazla tayin edilmesi olduğunu ifade eden Avukat Hüseyin Boğatekin şöyle devam etti: “Hakim ve savcıların çok sık bir şekilde tayinlerinin yapılması da bu konuda önemli bir etken. Doğal olarak bir hakim ya da savcılık, özel yetkili mahkemelerden kendisine kalan yüzlerce sayfalık dosyaya bakmıyor. O da erteliyor, çünkü ne de olsa birkaç ay sonra yerinin değişeceğini biliyor ve bir sonraki hakim baksın diyor.

Geçen bir yargılamada hesapladım, elimdeki bir davayı son 6 yılda 25 ayrı hakim ve savcı görmüş. Doğal olarak bu davalar bitmiyor. Anayasa Mahkemesi’ne de bu nedenle binlerce, on binlerce dava gitti. Bu on binlerce dava sadece makul sürede yargılanma hakkıyla ilgili.”

2018’DE ÇOK KÖTÜ BİR KOMİSYON KURULMUŞTU

Anayasa Mahkemesi’nin 2018’de de bu komisyonun kurulmasını tavsiye ettiğini hatırlatan Avukat Boğatekin, “AYM yine bir komisyon kurun demişti ve 2018’de çok kötü bir komisyon kurulmuştu. Anayasa Mahkemesi'nden daha geç süreyle karar veren, başvuru yolları çok ağır, tazminat miktarı çok düşük olan ve aynı zamanda hiçbir etkisi, bağlayıcı kararı olmayan bir komisyondu. O komisyondan çıkan bir tazminat kararı hiçbir mahkemeyi bağlamıyordu. Mahkemeler hızlanma gereksinimi duymuyorlardı.

Anayasa Mahkemesi bir pilot karar vererek belki kanayan bir yaraya dikkat çekti ama bununla birlikte de çok ciddi mağduriyetlere yol açtı. Karar aşamasındaki binlerce dosyayı karar vermek yerine resmen bir boşluğa attı. Şimdi dört aylık süresi var meclisin, bunun iki-üç ayının tatil olduğunu düşünürsek meclis açılır açılmaz bir ay içerisinde bir komisyon kurulması gerekecek muhtemelen. Belki bu komisyon hazırdır, belki de hiç kurmayacaklar bilemiyoruz. Öyle olursa Anayasa Mahkemesi dosyaları yeniden ele almak zorunda kalacak. Çünkü dört aylık süre dolacak.

Komisyon kurulursa bu komisyonun başvurusu nasıl olacak? Bu komisyonu kim çalıştıracak? Başvuru süresi ne olacak? Anayasa Mahkemesi'ne on binlerce, milyonlarca sayfayla yapılan başvuru doğrudan bu komisyona mı gidecek yoksa 2018’deki gibi yeniden başvuru yapıp yeniden mi beklenecek?” şeklinde konuştu.

ON BİNLERCE İNSANIN HAK KAYBI OLACAK

Uygulamanın 2018’deki gibi olursa sonuçların daha fazla haksızlığa sebep olacağını da öngören Avukat Boğatekin, şöyle devam etti: “On binlerce insanın hak kaybı olacak. 2018’de Anayasa Mahkemesi davaları reddetti, kişilere gönderdi, kişiler de üç ay içerisinde bu komisyona başvurdu. Mesela benim 200 tane başvurum var. 200 başvurunun en az 500’le bin sayfa arasında eki var. Ben üç ay içerisinde bu yeni başvuruları nasıl yapacağım? Doğal olarak benim müvekkillerim hak kaybına uğrayacak. Daha önceki komisyon 2-3 yıldan önce de karar vermedi. Doğal olarak makul sürede yargılanmak ve adil yargılanma ilkesinin tesisi açısından Anayasa Mahkemesi'nin pilot kararı haklı da olsa büyük bir mağduriyete yol açacak.

Bizce meclis bu konuda hazır değil, ikincisi bir mağduriyet oluşacak. Komisyona başvurular alınsa bile komisyonun karar alma ve uygulama gibi bir yetkisi yok. Sadece tazminat verecektir. Bir tazminat mahkemesine ya da başvuru yoluna dönüşmüş olacak. Tabii ki tazminat da bir hak, en azından bir manevi tatmin yolu da olabilir. Ama bu komisyon Anayasa Mahkemesi’nin de beşte biri oranında veriyor tazminatı. Yani maddi, manevi veya adil yargılama açısından her konuda mağduriyet yaratan bir karardır bu. Bu karar dediğim gibi haklı olmakla birlikte haksız sonuçlar ortaya çıkaracak.”