Halk hareketleri Irak için hayırlı sonuçlar vercektir

Kürtler Irak içinde tüm haklarını en iyi ve en ileri derecede Irak’ın demokratikleşmesi ve yerel demokratikleşmenin gelişmesiyle elde eder.

Irak’ta halk elektrik ve başka nedenlerle Basra eyaletinde ayağa kalktı. Buraların Şii bölgesi olması bu gösterileri daha dikkat çekici hale getirdi. Dış etkenle var mı tam bilemiyoruz. Ancak iç sorunlar olmasa bu düzeyde hareketlerin yaşanması zordur. İç sorunları dış etkenlere bağlama esas olarak demokratik olmayan ülkelerin bu tür hareketleri bastırmada kullandıkları bir argüman olmaktadır. Dolayısıyla bu protestoları ve halk eylemlerini Irak’ın iyi yönetilmediğini, halkın demokrasi isteği olarak anlamak gerekir.

Irak da bir taraftan otoriter, despot siyasi sistemden kurtulmak isteniyor; diğer taraftan otoriter ve merkeziyetçi yönetim tam bırakılmıyor. Şu açıktır ki Saddam Hüseyin devrildikten sonra Irak’ta yeni siyasi dinamikler ve aktörler ortaya çıktı. Bu yönüyle tek bir zihniyet ve politikanın hakim olduğu Irak’tan uzaklaşma yaşandı. Bu Irak siyasi tarihi açısından olumlu bir gelişmedir. Farklı ideolojik eğilim, zihniyet ve politik dinamikler sadece Irak’ta değil Başûrê Kurdistan’da da ortaya çıktı. Bu da çok olumlu bir gelişmedir. Farklı ideolojik, toplumsal ve siyasi dinamiklerin ortaya çıkması Irak’ın ve Başûrê Kurdistan’ın demokratikleşmesi açısından tarihi önemde görülmelidir.

Önceleri Başûrê Kurdistan’da KDP ve YNK’nin hakim olduğu bir siyasi iktidar vardı. YNK, KDP’den farklı olarak demokratik bir eğilim ve dinamizm olarak ortaya çıksa ve Başûrê Kurdistan’da olumlu bir rol oynasa da özellikle belli imkanlara kavuşunca ve iktidarı paylaşınca giderek KDP’ye benzeşme yaşandı. Hala toplumsal taban nedeniyle belli bir demokratik dinamik taşısa da imkanlar ve iktidar YNK’yi otoriter ve merkezi yönetim zihniyetiyle hareket etmesini sağlamaktadır. İçinde parçalılık olsa da bu karaktere sahiptir. Zaten parçalanma etkenlerinin KDP’ye yaklaşması da bu gerçekliğini ortaya koymaktadır. Tüm bu gerçeklikler Başûrê Kurdistan’da ortaya çıkan farklı siyasal eğilimleri toplumdaki demokratikleşme eğilimi ve sancıları olarak görmek gerektiğini göstermektedir.

Farklı ideolojik zihniyet ve siyasi eğilim sadece Irak geneli ve Başurîê Kurdistan’da değil, Êzîdxan’da da ortaya çıkmıştır. 3 Ağustos 2014 DAİŞ’in soykırım saldırısı Şengal için de dönüm noktası olmuştur. Êzîdîler KDP ya da merkezi hükümetin etkisindeydi. Bunun dışında bir siyasi eğilim ortaya koymak mümkün değildi. 3 Ağustos’ta HPG-YJA-Star gerillalarının Şengal’e müdahalesiyle Êzîdxan Êzîdîleri PKK Önderi Abdullah Öcalan’ın düşünceleriyle tanıştı. Aslında Bakurê Kurdistan, Avrupa, Rusya, Ermenistan ve Rojava Êzîdîleri PKK Önderliği’nin düşüncelerini tanıyordu. Bu Önderliğin Êzîdîlere verdiği değeri biliyorlardı. Şengal, Şexan ve çevresindeki Êzîdîler de PKK ve Önderliği’nin düşünceleriyle tanışmışlardı. Ancak 3 Ağustos’ta soykırıma fedaice kalkan olununca, Êzîdîler PKK Önderliği’nin düşünceleri ve politikalarının kendilerinin demokratik ve özgür yaşamı anlamına geldiğini çok iyi gördüler. Bu açıdan Êzidxan’da da önemli bir demokratik dinamizm ortaya çıktı. Bu aslında Êzîdîlerin kara kaderlerinin değişmesi anlamına geliyordu.

Irak’taki halk hareketleri yeni siyasi dinamiklerin ortaya çıktığı demokratikleşme sürecinin doğal sonucu olarak görülmelidir. Bu halk hareketleri Irak açısından hayırlı sonuçlar ortaya çıkaracaktır. Irak’ın güçlenmesi kesinlikle bu demokratikleşme süreciyle gerçekleşecektir. Irak’ın birliğini de demokratikleşme sağlayacaktır. Çünkü demokratikleşme olmadığı müddetçe yönetimlerin halkla bütünleşmesi; halkın iradesi ve taleplerinin yönetime yansıması olmaz. Bu da yönetimleri halkın istemleri dışında bir yönetim haline getirmektedir. Ancak demokratikleşme böyle patlamaların önüne geçer. Daha doğrusu halk yönetimden uzak olmadığında sorunların çözümü zamanında olur. Irak’ta Şiiler bu kadar tepkili olduğuna göre Sünnilerin tepkisi daha fazladır. Çünkü Irak’ta hala Sünni halkla bütünleşen bir yönetim haline gelinmedi. Zaten bu başarılamadan Irak’ta istikrar ve barış sağlanamaz. Bu açıdan demokratikleşme ve yerel demokrasinin gelişmesi Irak’ın tek çaresidir.

Irak’ta sorunlar ayrı devletler ve devletçikler kurmayla çözülemez. Başûrê Kurdistan’da bağımsızlık referandumu ile iç sorunları çözme adımının ne sonuçlar verdiğini gördük. Kürtler Irak içinde tüm haklarını en iyi ve en ileri derecede Irak’ın demokratikleşmesi ve yerel demokratikleşmenin gelişmesiyle elde eder. Tartışmalı bölgelerde Kürtlerin etkisi ancak demokratikleşmeyle sağlanır. Êzîdxan için de çözüm Irak’ın demokratikleşmesi ve Êzîdîlerin özerkliğidir. Yerel demokrasi farklılıkların özgünlüğünün özerkliği anlamına gelmektedir. Bu açıdan Êzîdîler Êzidxan’da demokratikleşmeyi, yerel demokrasi yani demokratik özerkliği geliştirerek hem Irak’ın hem de Başûrê Kurdistan’ın demokratikleşmesinde rol oynayabilirler. Aslında şu anda Irak’ın en demokratik alanı Şengal’dir. Şengal bu demokratikleşme ve demokrasisini kapsamlılaştırır ve derinleştirirse Irak ve Başûrê Kurdistan’ın en temel demokrasi dinamiği haline gelir.

Ancak Şengal’deki demokratik toplum ve bunun yarattığı kurumlar hala Irak ve Başûrê Kurdistan açısından tarihi rollerinin farkında değiller. Kendilerinin yaşadığı gelişmeye çok dar yaklaşmaktadırlar. Bu nedenle Şengal’de gerçekleşen büyük değişimin etkisi ve sonuçlarını göremiyorlar. Çok formel bakıyorlar. Ne aldık ne verdik yaklaşımı var. Hala Irak ya da başka bir güç bize ne verdi ne verecek diye bakıyorlar. Bizim demokratik devrimimiz ve demokratik yapılanmamız şunu yarattı, şunu yaratacak, şunu kazandıracak yaklaşımı sınırlıdır. Ancak Şengal ve Êzîdxan’daki gelişmeler orada somut içinde olanlardan bağımsız olarak sonuçlarını yaratacaktır; Irak ve Başûrê Kurdistan’ın demokratikleşmesinde rolünü oynayacaktır. 

Kaynak: Yeni Özgür Politika