İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek için sürdürdükleri “F Oturumu” eylemlerinin 451’incisini koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle sanal medya üzerinden gerçekleştirdi.

Komisyon üyeleri, bu haftaki açıklamalarında Kırıkkale F tipi Cezaevi’nde bulunan ağır hasta tutsak Cihat Özdemir’in durumuna dikkat çekildi.

Cihat Özdemir’e dair açıklamayı insan hakları savunucusu Nur Sürer okudu.

Salgın süreci ile birlikte cezaevlerindeki tutsaklara yönelik hak ihlallerinin ciddi oranda arttığını söyleyen Nur Sürer, özellikle tedavi, beslenme, hijyen, havalandırma, kalabalık koğuşlar ve karantina koşullarından kaynaklı olumsuzlukların tutukluların yaşam haklarına yönelik tehdit haline dönüştüğünü ifade etti.

Cezaevlerinden gelen ölüm haberlerinin de bu durumu doğruladığının altını çizen Sürer, “Pek çoğu gerekli önlemler alındığında önlenebilir ölümler olması nedeniyle, bu ölümleri doğal kabul etmek mümkün olmayıp, mahpus cinayetleri olarak tanımlamak gerekmektedir. Tüm yetkilileri, mahpusların yaşam hakkının korunması ve mahpus cinayetlerinin durdurulması için harekete geçmeye çağırıyoruz” dedi.

Hasta tutuklu Özdemir’e 2 buçuk yıl önce tiroid kanseri teşhisi konulduğunu aktaran Sürer, sonrasında yaşananları şu sözlerle paylaştı: “Özdemir, 3 Aralık 2019’da ameliyat edilerek tiroid ve çevresinde bulunan lenf bezleri çıkartılmıştır. 4 gün sonra göğsünden sarkan direnlere rağmen elleri kelepçelenip, ring aracı ile hapishaneye götürülmüş, götürüldüğü Sincan Hapishanesinde pislik içinde bir hücreye konulmuştur. Sonrasında hastalık hızla ilerlemiş, koltuk altlarında ve boyunda bezeler, testiste kist, beyinde ise 4 cm’lik nodüller tespit edilmiş, kanser beyne, böbreklere ve testislere yayılmıştır. Ek olarak bel ve boyun fıtığı, kronik otit ve yüzde 30 işitme kaybı, pankreas enzim eksikliği, iç hemoroit, varikosel, kronik venöz yetmezliği, reflü, kronik gastrit, ciddi ağız ve diş sorunları, her iki dizinde menüsküs hastalıkları bulunan Cihat Özdemir, sık sık baygınlık yaşamakta, yoğun ağrı çekmekte, yaşamını arkadaşlarının yardımı ile sürdürebilmektedir.”

Özdemir'in ameliyat aşamasına kadar gelmiş olan bel fıtığı nedeniyle doktoru tarafından ortopedik yatak kullanması gerektiği yönünde rapor verildiğini belirten Sürer, ancak bu rapora rağmen ortopedik yatak almasına izin verilmediğini de kaydetti.

Özdemir’in yine diş problemleri olduğundan yemek yemekte zorluk yaşadığını belirten Sürer, “Diş tedavisi esnasında kelepçe uygulanması zorunluluğu nedeniyle tedavi olamamaktadır. Kız kardeşi ile yapılan görüşmede; ağabeyinin tedavisinin yapılabilmesi için defalarca tahliye ve infaz ertelemesi talebinde bulundukları, ancak tüm taleplerinin reddedildiği, yeterli tedavi ve bakımın sağlanmaması nedeniyle ağabeyinin yaşamının tehdit altında olduğu belirtilmiş, dışarıda kendi yanlarında, tam teşekküllü hastanelerde uzman hekimler tarafından uygulanacak tedavi ile ağabeyinin iyileşmesinin mümkün olduğunun altı çizilmiştir” diye konuştu.

Ağır ve kronik hastalıkları yanında Kovid-19’a yakalanma riski bulunan Özdemir’in salgın sürecinde tedavi olanaklarının durma noktasına geldiğini dile getiren Sürer, bu durumun yaşam hakkına ağır tehdit oluşturduğu gözetilerek, bir an önce serbest bırakılması gerektiğini söyledi.