Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 418’inci haftasında, İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi önünde açıklama yaptı. İHD Ankara Şube Hapishaneler Komisyonu Üyesi Ümit Can Akbulut, 31 yıldır cezaevinde tutulan Eşref Sincar’ın durumuna dikkat çekerek, tedavisinin yapılması gerektiğini belirtti.
Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Sincar’ın yaşadığı sağlık sorunlarını mektup aracılığıyla aktardığına değinen Akbulut, “Sincar’ın daha önceden aldığı 3 hücre cezası nedeniyle tahliyesi engellenmiştir. Sağlık sorunları giderek çoğalıyor ve her bir sağlık sorunu ağır bir şekilde kendini hissettirmektedir. Tüm sağlık sorunları ile ilgili raporları bulunan tutuklunun, kendini zorlayan başlıca hastalıkları; ağır apne sorunu için ayrı ayrı zamanlarda 3 kez Ankara’da Hastaneye gitmiş ve hastanede yatmıştır. Her doktorun kendince önerdiği bir çözümle karşılaşmış; kimisinin boğazında delik açılmak lazım dediğini, kimisinin gözün alt kısmında-burun kenarından delik açmak lazım dediğini, kimisinin boğazına tel takmamız ve kimisinin de üst çeneni kırmamız lazım dediğini aktarmıştır” diye konuştu.
Sincar’ın hastalıklarına dair tedavileri reddettiğine değinen Akbulut, şöyle konuştu: “Sincar, her doktorun ayrı ayrı formüle sahip olduğunu görünce bu tedavi formüllerini kabul etmemiştir. Geceleyin nefesinin durmasını engelleme işlevini gören yani solunum cihazını (cpap), daha çok kendisini boğduğu için iptal etmiştir. Polisomnografi raporunda da belirtildiği üzere geceleri sık sık ve ağır derece de nefes alışverişi duruyor, bu nedenle her geceyi adeta işkence çekerek geçirdiğini belirtmiştir. Astım sorunu var ve bu sorunu için çeşitli ilaçlar kullansa da iyileşme sağlanamıyor ve yaşamını zorlaştırıyor. Dört yerden boyun fıtığı var ve bu sağlık sorunu da boyun, kol ve başında sürekli olarak ağrı çekmesine ve yaşamı çekilmez hale getirmesine neden oluyor. İki kez fizik tedaviye gönderildiği halde bu tedavilerin bir işe yaramadığını ifade etmektedir. Her iki dizde menüsküs aşınması var ve bu sorundan dolayı ne doğru dürüst yürüyebiliyor ne merdiven çıkabiliyor ne de tuvalet ihtiyacını giderebiliyor. Verilen ağrı kesici ve merhemler işe yaramıyor ve tedavi etmiyor. Prostat rahatsızlığı bulunan Eşref Sincar, bu hastalıktan dolayı da 7 yıldır kesintisiz ilaç kullanmaktadır” dedi.
Akbulut, Eşref Sincar’ın infazının ertelenmesi gerektiğinin altını çizdi.

İSTANBUL
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, "F Oturumu” eyleminin 546’ncısını gerçekleştirdi. Dernek binası önünde yapılan bu haftaki eylemde Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi'ndeki ağır hasta tutsak Dicle Bozan’ın sağlık durumuna dikkat çekildi.
“Hasta mahpus serbest bırakılsın" pankartının ve ağır hasta tutsakların fotoğraflarının bulunduğu dövizlerin taşındığı eyleme tutsak yakınlarının yanı sıra çok sayıda insan hakları savunucusu katıldı. Eylemde sık sık “İnsan haklarıyla insandır”, “Tecrit öldürür, dayanışma yaşatır”, “Tedavi haktır, engellenemez” ve “Dicle Bozan serbest bırakılsın” sloganları atıldı.
Bu haftaki açıklamayı İHD İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Ferit Barut okudu. Cezaevlerinde son süreçlerde artan hak ihlalleri, işkence, kötü muamele ve intihar vakalarında artış görüldüğüne dikkat çeken Barut, en son 6 Eylül'de Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi'nde Emel Hacıoğlu adlı bir adli tutuklunun şüpheli bir şekilde yaşamını kaybettiğini hatırlattı.  
Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi'ndeki ağır hasta tutsak Dicle Bozan’ın yaşadıklarını anlatan Barut, Bozan'ın 2017 yılında ağır yaralı olarak yakalandıktan sonra tutuklandığını ve hastanede bir bacağının diz altından ampute edildiğini, kolostomi yapıldığını ve diğer bacağındaki şarapnel parçalarının çıkarılmadan Elazığ T Tipi Cezaevine götürüldüğünü aktardı. Bozan'ın migren ve epilepsi hastası olduğunu da sözlerine ekleyen Barut, "Bozan, epilepsi atakları nedeniyle sık sık baygınlık yaşamaktadır. Sık sık yaşadığı epilepsi krizleri nedeniyle tek başına tutulmaması gerekirken Bozan, Elazığ’daki tedavi imkanlarının yetersizliği nedeniyle 2018 yılında İzmir Menemen R Tipi Hapishanesi’ne gönderilmiştir” dedi.
Bozan’ın Menemen R Tipi Cezaevinde  tek kişilik hücrede tutulduğunu dile getiren Barut, “Gerekli tıbbi bakım da sağlanamamıştır. Yaralı olarak ilk yakalandığı sırada ameliyatla bağırsağı dışarı alınan Dicle Bozan’ın yeniden ameliyat ile bağırsağının içeri alınması gecikmiş olması sürecinde Menemen R Tipi Hapishanesi'nde olması ile birlikte ameliyatı 9 ay geciktirilmiş oldu. Menemen R Tipi Hapishanesi'nde de ameliyatı ve tedavisi yapılmayan Dicle Bozan aynı hapishanede tedavi amaçlı getirilen Ergin Aktaş ve Abdullah Turan ile birlikte; tedavi ve tıbbi bakım talebi ile açlık grevi yapmak zorunda kalmışlardır" şeklinde konuştu.
Bozan'ın sağlığa erişim hakkının engellendiğini belirten Barut, Bozan'ın Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi'ne sürgün edildikten sonra Bozan'la görüşme yapan Avukat Abdulcelil Akın'ın görüşlerini de paylaştı. Barut, "Avukat Akın, Dicle’nin bacağındaki protezin dizden bükülmediği için ve ağırlığı fazla ve eski tarz bir protez olması nedeniyle, tuvalet sorunu yaşamaktadır. İdarenin engelliler için verdiği plastik klozetler ise yetersiz gelmektedir. Dolayısıyla sorunu çözmek için idareden klozet talep edilmiş, talep yerine getirilmiş fakat getirilen klozetin kullanıma uygun olmaması üzerine ve iade edilerek yeniden uygun boyutta ve yükseklikte bir klozet talep edilmiş, halen son görüştüğümde klozetin gelmesini beklemekteydi. Dicle’nin klozet sorunu ciddi olarak yaşamını engelliyor. Bacağındaki protez eski tarz olduğundan, tuvalet sorunu, yürüme, hareket etme ve sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkilemektedir. Dicle’nin kullandığı protezinin 5 yıl kullanım zorunluluğu nedeniyle hemen değiştirme durumu da yoktur. Hapishanedeki 5 yılın 3 yılını geçirdiği ve 2 yıl daha beklemesi gerekiyor. Ancak ondan sonra yeni bir protez talebi yapabilecektir” dedi.