Hatay’da yardımlar çok azaldı!

Hatay’da yardımların çok azaldığına dikkat çeken HDP ve TİP koordinasyon merkezleriyle Sol Parti Dayanışma Gönüllüleri, depremzedelerin barınma ve temel ihtiyaçlarının hâlâ sürdüğünü vurguladı.

Yandaş medyanın çizdiği pembe tablonun tersine depremlerin büyük yıkıma neden olduğu illerden Hatay’da halka gönderilen yardımlar giderek azalıyor. Siyasi partilerin ilk 17 gün dolu olan yardım depoları yarı yarıya boşalmış durumda. ANF’ye konuşan HDP ve TİP koordinasyon merkezleriyle Sol Parti Dayanışma Gönüllüleri, depremzedelerin barınma başta olmak üzere temiz su, hijyen, iç çamaşırı, giysi ihtiyaçlarının hâlâ sürdüğünü vurguladılar.

‘AKIN AKIN GELEN YARDIMLAR KESİLDİ’

Hatay’ın Defne İlçesi’ndeki Çekmece’de bulunan HDP Hatay kriz koordinasyonunda yer alan Mazlum Kaya, depremlerin ardından akın akın gelen yardımların kesildiğine dikkat çekti. Hatay’da bir normalleşmeden söz etmenin mümkün olmadığını vurgulayan Kaya, tam tersine gün geçtikçe sorunların daha da kangrenleştiğine işaret etti. Depremlerin üzerinden yaklaşık 2 ay geçmesine rağmen insanların temel ihtiyaçlarının henüz karşılanmadığını vurgulayan Kaya, “Şu anda deprem bölgelerinde normalleşme diye bir şey yok. İnsanların paraları da, çalışma olanakları da yok. Sadece gelen yardımlarla ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar. Ama artık o yardımlar da maalesef çok azaldı. Bizim elimizde olmadığı için dağıtamıyoruz” dedi.

‘SEÇİM GÜNDEMİYLE HATAY UNUTULDU’

Barınmanın hâlâ ciddi bir sorun olmaya devam ettiğini anlatan Kaya, daha iki gün önce depremzedelerin çadır sormaya geldiğini, olmadığı için de koordinasyondaki bir çadırı söküp verdiklerini söyledi. Seçim gündemiyle Hatay’ın unutulduğunu ifade eden Kaya, “Depremlerin üzerinden 20 gün geçtikten sonra yavaş yavaş yardımlar azaldı. Şimdi ise yok denilecek kadar az. Gelen insanları geri çevirmek zorunda kalıyoruz. Alt yapı bozulduğu için zaten su kullanılamıyor. Bu açıdan temiz su hayati bir önem taşıyor. Gıda da yok. Özellikle kadın ve çocuk iç çamaşırı ve giysi gelmiyor artık. Bu da hijyen açısından ciddi bir sorun teşkil ediyor” hatırlatmasında bulundu.

‘RAMAZAN KOLİLERİ BURAYA GELSE DAHA İYİ OLUR’

Çocukların bu ortamda psikolojilerinin iyice bozulduğunu belirten Kaya, mümkün olabildiği kadar oyun alanları oluşturmaya çalıştıklarını söyledi. Deprem bölgelerinde insanların normale dönmesi için daha büyük bir çaba gerektiğinin altını çizen Kaya, şunları kaydetti: “Deprem medyada da artık ön planda değil. Bu da sanki her şeyin düzeldiği konusunda bir algı yaratıyor. Oysa durum öyle değil. Hâlâ çadırı olmayan insanlar var, üzerlerinde giysi olmayan insanlar var. Ülkenin her yerine dağıtılan Ramazan kolileri buraya gelse daha iyi olur mesela. En çok buranın o yardımlara ihtiyacı var. Çünkü burada çok az sayıda açılan marketler gıdaları fahiş fiyatlara satıyor. Seçim önemli ama deprem bölgelerinin unutulmaması lazım. Burada hava soğuk ve insanlar battaniye bile bulamıyor. O açıdan en önemli gündemin deprem olması lazım.”

‘BİNLERCE İNSANIN HÂLÂ YARDIMA İHTİYACI VAR’

TİP merkez koordinasyonunda yer alan ve aynı zamanda Hatay İl Kadın sorumlusu olan Nilay Tıraş, ilk günlere nazaran yardımların çok azaldığını belirtti. Hatay’da depremlerin ardından arama kurtarma ekiplerinin çok geç geldiğini hatırlatan Tıraş, şimdi ise yardımların giderek azaldığına dikkat çekti. Şu anda Dostluk Parkı’ndaki merkez koordinasyonuna TİP’in kendi bütçesinden karşıladığı yardımların geldiğini anlatan Tıraş, şöyle konuştu: “Binlerce insanın hâlâ yardıma ihtiyacı var bu kentte. Şehir dışına çıkan insanlar memleketlerine geri dönüyor yavaş yavaş. Onların çadıra ihtiyaçları var çünkü evleri girilecek durumda değil. Gıda, hijyen malzemeleri, giysi gibi ihtiyaçlar da var. Biz bu ihtiyaçları karşılayamamaya başladık. Binlerce başvuru var. İlk günlerde köylere ve binlerce insana ulaşabildik ancak gelinen noktada yardımlar azaldı hatta hiç gelmiyor diyebiliriz.”

‘ANA AKIM MEDYA PEMBE TABLO ÇİZİYOR’

Yardımların azalmasının bir nedeni seçim iken, diğer nedenin ise yandaş medyanın Hatay’a dönük çizdiği pembe tablo olduğuna işaret eden Tıraş, “Bu pembe tablodan ötürü insanlar devletin burayla ilgilendiğini düşünüyor. Oysa öyle bir şey yok. Demin de belirttiğim gibi burada hâlâ binlerce insanın ihtiyacı var. Önümüz yaz, sinek ve böcek ilaçlarına da ihtiyaçları olacak. Bu anlamda depremin unutulmaması, devletin basiretsizliğinin unutulmaması ve dayanışmanın sürekli bir hal alıp devam etmesi gerekiyor” vurgusunda bulundu.

‘TEMİZ SU İHTİYACI GÜN GEÇTİKÇE ARTIYOR’

Hatay Defne Salı Pazarı’nda yardım dağıtım çalışmalarını sürdüren Sol Parti Dayanışma Gönüllüleri’nden Can Nevzat Erdoğan da, gün geçtikçe hayat şartlarının kolaylaşması gerekirken, zorlaştığını vurguladı. Bulundukları noktada enkaz kaldırma çalışmalarının başladığına ve molozlardan ötürü toz miktarının arttığına dikkat çeken Erdoğan, bu durumun burada kalan depremzedelerin ve gönüllülerin sağlığını ciddi şekilde etkilediğini belirtti.

Depremin hemen sonrasına nazaran yardımlarda da ciddi bir azalma olduğunu ifade eden Erdoğan, bunun esas olarak ana akım medyada yaratılan algıdan kaynaklandığını söyledi. Erdoğan, “Ana akımda çıkan haberlere bakıldığında sanki burada deprem süreci tamamlanmış, insanlar çadırda kalmıyor, temiz su problemi bitmiş gibi bir algı yaratılıyor. Oysa bu ihtiyaçlar devam ediyor. Özellikle temiz su ihtiyacı gün geçtikçe daha da artıyor çünkü şebeke suları içilecek durumda değil” dedi.

‘ARTIK İNSANLARIN KALDIĞI YERLER SOSYALLEŞMELİ’

Marketlerin çoğunun açılmadığını, açılanların da ancak araba ile gidilebilecek mesafede olduğunu belirten Erdoğan, çoğu insanın da böyle bir imkânı olmadığına dikkat çekti. Bir dönüş furyasının da söz konusu olduğunu anlatan Erdoğan, depremin ilk günlerinde gitmek zorunda kalan insanların geri döndüğünü, bu durumun da yeni çadır ihtiyacı doğurduğunu hatırlattı. Şu anda temiz su ve insanların duş alabileceği, tuvalet kullanabileceği daha fazla alan gerektiğini aktaran Erdoğan, “Biz insanların bu ihtiyaçlarını elimiz geldiğince karşılamaya çalışıyoruz. Mühendis arkadaşlarımızla burada duş ve çamaşırhane kurduk. Saatlik aralıklarla alabiliyoruz. Yine insanların yıkanabileceği bir alan kurduk. İki öğün yemek verebiliyoruz. Artık insanların kaldığı yerlerin daha sosyalleşmesi gerekiyor. Çünkü insanlar çadırlarına sıkışmış halde yaşıyor ve ihtiyaçlarını zor karşılayabiliyor. İnsanların kaldığı yerlerin biraz daha sosyal alana çevrilmesi, insanların zaman geçirebileceği alanların oluşturulması lazım. Biz de bunu yapmaya çalışıyoruz.”