Hatımoğlulları: Öcalan’a tecride derhal son verilmeli

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde 19 yıldır uygulanan sistematik tecridin bir an önce sonlandırılması gerektiğini ifade eden HDP Adana Milletvekili Tülay Hatımoğulları, “Sayın Öcalan’a artık tecridin içinde tecrit yaşatılıyor” dedi.

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde 19 yıldır uygulanan sistematik tecrit ve işkenceye dikkat çeken Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Tülay Hatımoğulları, son iki yılda ağırlaşan bu koşullara ilişkin ANF'ye konuştu.

Tecrit bu ülkede yaşanan en ağır insan hakları ihlallerinden birisi olduğuna işaret eden Hatımoğulları, “Bugüne kadar 19 yıl boyunca İmralı’da tecrit altında bulunmaktadır Sayın Öcalan. Ama artık tecridin içinde tecrit yaşatılıyor. Ne bir yakını ne bir avukatı ile görüştürülmüyor. Bunun yanı sıra içeriden de aldığımız duyumlara göre, disiplin cezası uygulamaları da var. Yani tecridin içinde tecrit uygulanarak bir de disiplin cezaları işletiliyor. Bunun kabul edilir hiçbir yanı yoktur” dedi.

‘BAŞVURULAR SÜREKLİ RET EDİLİYOR’

“Bugün uluslararası dengelerinde sağladığı politik atmosfer içinde en önemli görev ise AİHM üzerine düşmektedir” diyen Hatımoğulları, fakat oraya yapılan başvuruların da sürekli ret edildiğini hatırlattı.

Hatımoğulları, “Aslında buradan anlaşıldığı üzere AİHM’in de sağlıklı bir değerlendirme yapmamış olduğu anlaşılmıştır. Günümüz koşullarındaki siyasal dengelerin sonucuna bağlı olarak bir davranış takındığını görmekteyiz. Burada CPT’ye çok önemli görevler düşmektedir. Oralara defalarca yapılmış olan çağrılarda işkenceyi izleme komitesi hiçbir biçimde gerçek bir çalışma yürütmüş değildir” diye konuştu.

‘BU İNSAN HAKKI İHLALİ SON BULMALI’

Hatımoğulları konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Bu tecrit büyük bir insanlık suçudur da aynı zamanda. Bugün Sayın Öcalan’ın özellikle barış müzakereleri sürecinde biz çok iyi biliyoruz ki bu hükümet ve devlet onu muhatap olarak kabul etmiş, oturup kendisi ile görüşmeler gerçekleştirdi. Ne zaman ki masa devrildi ve Dolmabahçe Mutabakatına son verildi, Kürt meselesinin çözümüne yönelik şiddet yöntemine tekrar bir dönüş yapıldı, o zaman tecrit içinde tecrit gündeme gelmiş oldu. Bizim buradan çağrımızdır. Bu insan hakkı ihlaline bir an önce son verilmelidir. Öcalan ailesi ve avukatları ile görüştürülmelidir. Ve elbette bu atmosferin oluşabilmesi için en önemli vurgularımızdan biri, Kürt meselesinin çözülmesi için barışçıl yollarla yol ve yöntemlere dönülmelidir.”

‘KÜRT MESELESİ BU ÜLKENİN KRONİK BİR SORUNUDUR’

Bugün Dolmabahçe mutabakatının son bulmasının Kürt halkının siyasal iradesinin bir talebi olmadığını ifade eden Hatımoğulları, şöyle noktaladı: “Tek taraflı bir masa devirmeydi. Buradan çağrımızdır; bu masa yeniden kurulsun. Diyalog ile bu sorunlar çözülsün. Kürt sorunu bu ülkenin kronik bir sorunudur. Her zaman ifade ettiğimiz bir şeyi burada da vurgulamak isteriz, Bugün Türkiye’nin Ortadoğu siyasetinde ciddi bir iflas yaşamasının en temel nedeni Kürt meselesine demokratik yollarla yaklaşmamış olması ve Türkiye’de yaşayan Kürtlerin eşit vatandaşlık haklarına sahip olmamasıdır.”