HDK: Salgın toplumsallık ve örgütlenmeyle aşılır

HDK, "Pandemi, kapitalizm ve ulus devlet ürünüdür. Doğru bir toplumsallıkla, örgütlenmeyle bu süreç aşılır" dedi.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Sağlık Meclisi, bugün yaptığı yazılı açıklamada, "Salgın, kendi kaynağını bize açıkça gösteriyor, günbegün çürüyen devletli uygarlık ve onun güncel hali olan kapitalizm" dedi.

SALGINLA NASIL BAŞA ÇIKABİLİRİZ?

Açıklamada öne çıkan bölümler şöyle:
"Salgının sonuçları ile başa çıkmak ve gelecekte yaşanabilecek yeni salgınları kontrol etmek sermayenin bireysel ve kollektif kapasitesini aşar. Bu, mevcut düzendeki yaşam pratiklerimize minik bir ara vererek yapabileceğimiz bir şey değildir. Bu ancak ve ancak bizlerin, ezilenlerin, yoksulların geçmişten bugüne yeni bir yaşam ve dünya için mücadele edenlerin kollektif aklı ve yaratıcı organizasyonu ile başarılabilir.
Çünkü bu sorun ile baş etmenin yolları;
Ekolojik düşünmek ve ekolojik bir toplum inşası ile mümkündür.
Doğru bir toplumsallıkla bu süreç aşılır. En geniş toplumsal örgütlenme ağı, herkesin kendisini ifade edebilmesi ve bunların ortaklığı ile oluşacak demokrasi ile bu sorunla baş edilir. En geniş anlamda her yerde (mahallede, sokakta, evde, işyerinde, hastanede) öz yönetimlerimizi oluşturarak, öz disiplinimizi geliştirerek, ötekileştirmeden, ayrımcılık yaratmadan bir arada yürüyerek başarabiliriz.
Kaynakların toplumun ihtiyacına göre eşit paylaşımını esas almamız gerekir. Eşitlik olmadan salgın ile baş edilemez. Devlet yoksullar için çok dar bir ekonomik paket açıkladı. Paketin büyük çoğunluğu sermayeye ayrıldı. Bunun karşısında üretici kooperatiflerimizle ağlarımızı güçlendirmeyi görev bilmeliyiz.
Ulusal sınırları lağvedelim. Ekolojik bir yaşamda sınırlar olmaz. Çünkü virüs sınırları tanımıyor. Ve bize hatırlatıyor, bu evren içinde hep birlikte varız, insanlık da bunun bir parçası olarak demokratik bir düzen içinde var olmalıdır.
Devletin eril aklına sosyal mesafe koyalım. İktidar, kadınların bedenini, emeğini, kimliğini yok saymaya devam ediyor. Savaşlar, göçler, esnek çalışma, güvencesizlik, işsizlik, ekonomik kriz virüsten önce tüm dünyaya bulaşmış ve kadınları öldürüyordu. Evde kal sözü bu ortamda kadınlar için daha fazla şiddet, daha fazla sömürü, daha fazla ölüm ifade ediyor. Toplumsal ilişkilerin kılcal damarı olan evden başlayarak demokratik bir yaşamı inşa edelim.
Fiziki teması sınırlamamız gerekir. Bunu devletin zoru ve yasaklama kararları ile değil, kendi öz örgütlerimizle ve öz denetim/disiplinimizle yapmak gerekir.
SES ve TTB’nin ilgili açıklamalarını esas almaya çalışalım."