Son Dakika: Stêrk TV ve Medya Haber TV'ye baskın: Polisler tüm binayı talan etti

HDP AİHM'e seslendi: İç hukuk tükendi, devreye gir!

HDP heyeti, AİHM önünde açıklama yaptı. Heyet adına konuşan Parti Sözcüsü Baydemir, "Eşbaşkanlarımız, milletvekillerimiz özgür oluncaya kadar, yani adalet teşkil edinceye kadar adalet yürüyüşümüzü, eşitlik ve özgürlük yürüyüşümüzü sürdüreceğiz" dedi.

HDP Sözcüsü Osman Baydemir, HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu ve milletvekilleri Ertuğrul Kürkçü, Meral Danış Beştaş ve Mithat Sancar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önündeydi. HDP’nin cezaevinde tutulan eş başkanları ve milletvekillerinin durumunu bir kez daha gündeme getiren heyet adına konuşan Baydemir, Türkiye’de iç hukuk yollarının tükendiğini belirterek AİHM’e tutuklu milletvekillerinin durumunu gündeme alması çağrısında bulundu.

'ERDOĞAN GİZLİ BELGE GÖNDERİYOR, MAHKEME TUTUKLUYOR'

Baydemir şöyle konuştu:

"6 milyon seçmen adına HDP’ye gönül vermiş, HDP’ye destek vermiş, Demirtaşları, Yüksekdağları parlamentoya gönderen halkın iradesi adına bir kez daha çağrımızı yineliyoruz. Geciken adalet, adalet değildir. Bugün Demirtaş 237 gündür halen cezaevindeyse, milletvekilleri halen cezaevindeyse, belediye başkanları halen cezaevindeyse bunun adı yargılama değil, bunun adı siyasetin hükümet tarafından tasfiye edilmesi operasyonudur.

Türkiye’de mahkemeler, muhalefetin bastırılmasının aracı haline dönüştürülmüş durumda. AKP Genel Başkanı Erdoğan talimat veriyor, mahkemelere, savcılara gizli belge gönderiyor. Mahkemeler, savcılar Hükümetten giden bu gizli belgelere dayanarak eşbaşkanlarımız, milletvekillerimiz hakkında fezlekeler hazırlıyor. O fezlekelerden dolayı, talimatla hazırlanan fezlekelerden dolayı arkadaşlarımız tutuklu durumda.

'İÇ HUKUK TIKANDI; MUHALİFLER TEHDİT ALTINDA'

Elimde gördüğünüz belge, (Baydemir'in geçtiğimiz gün Meclis'te düzenlediği basın toplantısında kamuoyuna açıkladığı, "yargıya gizli ibareli talimat" belgesi) yargının talimatla işlediğinin belgesidir. Bu belgeden dolayı bir kez daha AİHM önünde ispat ediyoruz ve AİHM’e ek delil olarak sunduk ki Türkiye’de iç hukuk yolları elverişsizdir, tıkanmıştır.

Yargının gecikmiş olması, AİHM kararının gecikmiş olması, telafisi imkansız zararları doğurmaktadır. Şu ana kadar Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliği talimatla düşürüldü. Nursel Aydoğan’ın milletvekilliği düşürüldü. Ferhat Encü ve Besime Konca da aynı riskle karşı karşıya ve bu telafisi imkansız bir durum.

Sadece siyasetçiler değil aynı zamanda muhalif basın mensupları, memurlar, işçiler, sendikalar, ne kadar demokrasi gücü varsa ağır tehdit ve saldırı altında. İnsanların işine el konuluyor, ekmeğine el konuluyor, açlığa mahkum ediliyor, açlık grevine giren insanlar tutuklanıyor. 113 gündür Nuriye ve Semih işlerine dönmek için açlık grevindeler.

'AİHM KARARINI VERMELİ'

Bugün baskı altında olan sadece parlamenterlerimiz değil, 6 milyon insanın iradesidir. 6 milyon insanın iradesi cezaevine konmuştur. Cezaevinde olan aynı zamanda örgütlenme özgürlüğü hakkıdır, fikir hürriyeti hakkıdır. AİHM’in koruduğu tüm haklar şu anda saldırı altındadır.

AİHM’i bir an önce kararını açıklamaya davet ediyoruz. Bir kez daha AİHM önünde adalet çağrımızı yineliyoruz ve bütün Avrupa kamuoyuna, dünya kamuoyuna neredeyse 2 yıldır yürüttüğümüz adalet yürüyüşümüzü sürdürme kararlılığımızı buradan da ilan ediyoruz. Eğer bugün AİHM önündeysek Türkiye’de AYM hükmünü açıklamadığı içindir. İç hukuk yolları etkin olmadığı içindir. Bundan bir ay önce gene burada mahkeme önünde çağrıda bulunmuştuk. İnsan hakları, hukuk ve demokrasi hiçbir ülkenin iç meselesi değildir. İnsan hakları adalet özgürlük ve eşitlik insanlığın ortak değerleridir. Eşbaşkanlarımız, milletvekillerimiz özgür oluncaya kadar, yani adalet teşkil edinceye kadar adalet yürüyüşümüzü, eşitlik ve özgürlük yürüyüşümüzü sürdüreceğiz. Daha fazla gecikme olmaksızın AİHM kararını açıklamalıdır."

JAGLAND İLE NE GÖRÜŞÜLDÜ?

Baydemir, "AKPM Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland’la görüşmenizin gündeminde neler vardı" sorusuna da şu yanıtı verdi:

"Sayın Jagland’la benim ikinci görüşmem ama heyetimizdeki diğer arkadaşlarımızın daha önce yoğun görüşmeleri oldu. OHAL uygulamaları, KHK’ler, milletvekilleri ve gazetecilerin tutuklanmasına ilişkin görüş alışverişinde bulunduk. Sayın Jagland’la Türkiye’nin aynı zamanda tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerin hayat bulması konusundaki endişelerimizi bir kez daha paylaştık. AİHM’in yargılama esas ve usullerine dair bir değişikliğe giderek tutuklu gazeteci ve siyasetçilerin durumunun öncelikle ele alınması gerektiğine ilişkin önerimizi de ilettik. Adaletin tecellisi için özgürlüklerin herkes için tecelli etmesi ve demokrasinin kurumsallaşması için Avrupa kurumlarının da yapması gerekenleri bir kez daha istişare ettik."