HDP Antep Milletvekili Mahmut Toğrul, DAİŞ çetelerine ilişkin soru ve araştırma önergeleri verdi.

Toğrul, önergelerinde, ABD merkezli düşünce kuruluşu Soufan Center'ın, “Yabancı Savaşçılar ve Geri Dönenlerin Yarattığı Tehdit" adlı son raporuna göre Irak ve Suriye'de bulunan 5 bin 600 yabancı uyruklu DAİŞ terör örgütü üyesinin ülkelerine döndüğüne dikkat çekti. Toğrul, "Bu çetelerin Arap ülkelerinden o kadar olmasa da, özellikle Avrupa, Kuzey Amerika, Rusya ve Orta Asya’dan gelenlerinin ciddi bir kısmının Türkiye üzerinden Suriye’ye geçiş yaptığı ve tekrar Türkiye üzerinden ülkelerine döndüğü iddia edilmektedir" dedi.

'TÜRKİYE'DEN 1,500 KİŞİ KATILDI...'

"Türkiye’den savaşmak için Suriye ve Irak’ta IŞİD terör örgütü saflarına katılan çete sayısı ise bu araştırmada yaklaşık 1,500 olarak verilmiştir" diyen Toğrul, şunları kaydetti:

"Suriye ve Irak’ta IŞİD adına savaşıp da ülkelerine geri dönenler arasında Türk pasaportu taşıyanlar birinci sıradadır. Yaklaşık 900 IŞİD militanının herhangi bir engele takılmadan Türkiye’ye döndüğü belirtilmektedir. Hatta ilerleyen zaman içinde Türkiye’ye daha çok IŞİD üyesinin gelebileceğine de dikkat çekiliyor. Raporda aynı zamanda IŞİD belasının ortaya çıkmasından bu yana, Türkiye'ye dönen 7 bin 240 kişinin, IŞİD veya El Kaide üyeliği şüphesiyle gözaltına alındığı ya da tutuklandığı belirtiliyor. 33 ülkeden IŞİD'e katılan cihatçıların incelendiği rapora göre Türkiye, en fazla vatandaşı IŞİD'e katılan ülkeler sıralamasında 7. ülke sırasındadır.

'TÜRKİYE ÖNEMLİ BİR GEÇİŞ YOLU'

IŞİD üyelerinin ülkelerine ve Türkiye’ye dönüşünde Türkiye önemli bir geçiş yolu olma özelliği taşımaktadır. Yine bununla birlikte Suriye ve Irak’tan çekilen IŞİD üyelerinin önemli bir bölümünün Türkiye’de kendilerini rahatlıkla kamufle edebilecekleri ve zaman içinde kanlı eylemlere imza atarak tehlikeli olacakları kanısındayız. Bu yapıların Türkiye’deki işler iyice sarpa sararsa, Türkiye’deki yaşanan kriz iyice derinleşirse, bu tür yapıların çok daha fazla Türkiye’de etkili bir şekilde varlık gösterecekleri aşikardır. Türkiye’nin şu anda içinden geçtiği konjonktürde çok parçalı yapısı, katmerleşerek yaşanan ciddi sorunlar, stratejik ve ekonomik sorunların IŞİD benzeri yapılara çok elverişli bir alan sundukları çok ortadadır. Türkiye gerçekten, Irak’ta ve Suriye’de yıllarca acılar çektirmiş bu yapıların merkez üslerinden birisi olabilir. IŞİD’in önümüzdeki süreçteki planları göz ardı edilmeyecek kadar önemlidir. Örgüt yönetiminin talimatlarına göre, yakın zaman içinde halen ülkelerine ve Türkiye’ye dönmeyi bekleyen kadınlar ve çocukların geçişi sağlanacaktır. Kısacası Suriye ve Irak’ta kontrolde tuttuğu bölgeleri kaybeden IŞİD terör örgütü tersine göçü başlatmış durumdadır ve Binlerce IŞİD üyesi Suriye ve Irak’ı terk etmekte ve terk etmeye de devam edecektir.

Türkiye için IŞİD'le ilgili bir başka değerlendirme ise şöyledir: Eğer örgüt, siyasi veya örgütsel bir kriz yaşatacağına inanıyorsa, Türkiye’de her an eylem yapabilecek durumdadır. Türkiye’de son dönemde IŞID terör örgütüne yönelik yapılan yoğun operasyonlar, kolluk kuvvetlerinin 13 kentle ilgili uyarılarda bulunması, İstanbul’da bir AVM’ye yönelik bombalı saldırı girişimi, itfaiyenin müdahale ettiği iki ayrı yangında evlerin içinde görülen patlayıcı düzenekleri ve son olarak 29 Ekim kutlamalarına saldırı gerçekleştirmeyi düşünen motosikletli 2 kişinin gözaltına alınması, IŞİD’in ne gibi eylemler gerçekleştirebileceğinin birkaç örneğidir.

'VARLIKLARINI KORUYORLAR'

Yapılan operasyonlara rağmen Türkiye’de IŞİD vb. yapıların ciddi bir şekilde varlığını koruduğunu düşünüyoruz. Çevre ülkelerden Türkiye’ye geldiği belirtilen IŞİD üyelerinin coğrafyamızda daha fazla insanın hayatına mal olup canımızı acıtmaması için gerekli önlemlerin alınarak kapsamlı incelemelerin yapılması elzem hale gelmiştir."

Toğrul, Türkiye’ye geldiği belirtilen DAİŞ üyeleriyle ilgili gerekli önlemlerin alınarak incelemelerin yapılması ve güvenlik tedbirlerine dair yapılacakların belirlenmesine ilişkin araştırma istedi.

SORULAR

HDP'li Mahmut Toğrul, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya şu soruları yöneltti:

"OHAL’in ilan edilmesiyle birlikte Gaziantep’te kaç derneğin faaliyetlerine son verildi? Ve bu derneklerden kaçının IŞİD terör örgütüyle bağlantısı bulunmaktadır?

Yunus Durmaz ve Bahaa Alden Najeep’in kurucu üyesi ve dernek başkanlığını yapmış oldukları derneklerin kapatılmamasının nedeni nedir? IŞİD faaliyetleri yürüttüğü düşünülen söz konusu derneklerin kapatılmasına dair bir yaptırımınız olacaktır?

Gaziantep’te çoğu çocuk 56 kişinin yaşamını yitirdiği bir Kürt düğünün faillerinden olduğu düşünülen ve "IŞİD üyeliği" gerekçesiyle gözaltına alınan Suriyeli Gençleri Geliştirme ve Eğitim Derneği'nin başkanı Bahaa Alden Najeep’in akıbeti ne olmuştur?

İnsan Hakları Ortak Platformu'nun sadece OHAL'in ilk 5 ayına ilişkin raporunda bin 425 dernek kapatıldı. Bu kadar dernek OHAL gerekçesiyle kapatılmasına rağmen IŞİD ile bağı aleni olan derneklerin kapatılmamış olmasının nedeni nedir?

Darbe girişimi sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) süreciyle birlikte çıkartılan Kanun Hükmünde Kararname ile çoğunluğu hak ihlalleri alanında faaliyet yürüten dernekler başta olmak üzere kapatılan yüzlerce derneği, IŞİD terör örgütünün faaliyet yürüttüğü derneklerden daha fazla mı tehlikeli buluyorsunuz?

Hükümetiniz sürekli IŞİD terör örgütüyle mücadele ediyoruz demesine rağmen IŞİD faaliyetleri yürüten dernekleri karşı mücadele etmemesinin nedeni nedir? IŞİD’in açık bir örgütlenme aracı olarak kullanmış olduğu derneklerin faaliyetlerini rahatlıkla sürdürtmelerine göz yumulmasının nedeni nedir?"