HDP'li vekiller: İmralı tecridi kaldırılmalı

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecride karşı Adalet Nöbetini sürdüren HDP'li vekiller, "Ülkenin normale dönmesi için İmralı tecridi kaldırılmalı, çözüm için adım atılmalı" dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük ağırlaştırılmış tecrit devam ediyor.

HDP milletvekillerinin İmralı tecridine karşı başlattığı Adalet Nöbeti 22’nci gününde devam etti. Nöbete milletvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit, Mahmut Toğrul, Ömer Öcalan, Zeynel Özen, Dilan Dirayet Taşdemir, Celadet Gaydalı, Züleyha Gülüm, Kemal Peköz katıldı.

 Burada açıklama yapan Ömer Öcalan, şunları söyledi:

"22 gündür adaletsizliğe, hukuksuzluğa, haksızlığa karşı HDP’li vekiller olarak buradayız. Bu gündemin takipçisiyiz. Çünkü ülkenin her tarafından adaletsizlik ve hukuksuzluk akmaya devam ediyor. Bunun temelinin elbette birkaç kritik noktada yattığını biliyoruz. Ama burada nöbetimizin sebeplerini tüm kamuoyu ve basın bilmektedir. Tekrar tekrar hatırlatmak istiyoruz. Bu ülke bir hukuk devletiyse, kanunlar ve yasalar ile yönetiliyorsa, bu ülkenin tabii olduğu bir anayasa varsa bunun elbette her yerde uygulanması gerekiyor. Kişilere, bir lastik gibi nereye çekmek isterseniz çekeceğiniz bir yöntemi uygulayamazsınız. Bakın İmralı’da Sayın Öcalan’ın yanında bulunan Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş, Hamili Yıldırım’dan 22 aydır haber alamıyoruz.

'BİR AN ÖNCE AVUKATLAR GÖRÜŞMELİ'

Ailelerin başvurusu, avukatların başvurusu sonucu değiştirmiyor. Adalet Bakanı’nın çıkıp bir açıklama yapması gerekiyor, izahata muhtaç bir durumdur. Zaman zaman tecrit ağırlaştırılmıştır ama 22 ay önce İmralı ile gerçekleşen iletişim kısa bir telefon görüşmesidir. 4-5 dakikalık bir telefon görüşmesidir. O da mevzuata uygun olmayan bir yöntemle gerçekleştirilmiştir. Aile Urfa Adalet Sarayı’na çağrılmıştır 2021’in 25 Mart’ında. İmralı’dan bir telefon bağlanmıştır. Kardeşiyle 4-5 dakikalık yapılan bir görüşmedir ve bu görüşme kesilmiştir. Orada Sayın Öcalan’ın belirttiği durumu tekrar kamuoyuna sunmak isteriz. 'Bu mesele siyasi bir meseledir, hukuki bir meseledir. Burada hukuki sorunlar vardır, bir an önce avukatların buraya gelmesi gerekiyor.' O görüşmenin özeti buydu. Sayın Öcalan, 'devletin yanlış yaptığı, bu yanlışa kimsenin ortak olmaması gerektiği' telkininde bulunmuştur. Bakınız aile olarak her hafta rutin olarak başvuru yapıyoruz. Ama başvurularımız maalesef bir boşluktadır. Karşımızda muhatap yoktur. Ne olumlu ne de olumsuz bir geri dönüş vardır.

 Milletvekillerimiz ve Eş Genel Başkanlarımız başvuru yaptı Adalet Bakanlığına. Adalet Bakanlığı bu başvurularımıza herhangi bir geri dönüş yapmamıştır. Şimdi biz soruyoruz: Bu ülkenin 3’üncü büyük partisinin başvuruları boşlukta mı kalacak? AKP-MHP faşizmi bu ülkenin hukuk sistemini ve kurumsal yapısını alt üst etmiştir, yasaları kendine göre yorumlamıştır. Büyük bir keyfiyet ve hukuksuzluk söz konusudur. Elbette buradaki meselenin Kürt sorunu ile ilgisi olduğunu biliyoruz. Yakıcı ve derin sorunların yaşandığını biliyoruz. Yıllardır yaşanan acıların gerçekliğini biliyoruz. 40 yılı aşan bir çatışmalı sürecin farkındayız. Halkımız da farkında. Binlerce köy boşaltılmıştır, binlerce insan iki taraftan da hayatını kaybetmiştir. Biz bu meselenin demokratik yol ve yöntemlerle çözülmesini savunan büyük bir partiyiz. Bunun mücadelesini yürütüyoruz, doğru adresi gösteriyoruz hükümete. Bu meselenin çözümü Washington’da, Moskova’da değildir ya da Soçi’de yapılan toplantılarda değildir. Ya da komşu ülkelerle yapılan ortak operasyonlarda değildir. Bu sorunların muhatapları bellidir. Yakıcı bir sorundur, insanlar yaşamını yitirmektedir. Büyük ölümler yaşanmaktadır. Ama bu ölümlerden siyaset devşiren bir AKP-MHP klasiği ile karşı karşıyayız.

TÜRKİYE KAMUOYUNA ÇAĞRI

Tabii ki Türk halkını da burada göreve çağırıyoruz. Bu kanın durması, bu çatışmalı sürecin bitmesi için, ülkenin normale dönmesi için meselenin muhatapları ile ilk etapta konuşulması gerekiyor, çözüm için adım atılması gerekiyor. Devlet bunu yaptı, biz bunları kendiliğinden söylemiyoruz. 2013-2015’te devlet kimi görüşmeler gerçekleştirdi. Partimizin de tarafı olduğu heyetler oluşturuldu, bu heyetler İmralı’da Sayın Öcalan ile görüşmeler gerçekleştirdi. MİT’ten insanlar gitti, Kamu Güvenliği Müsteşarlığı’ndan insanlar gitti. Şimdi bunlar olmamış gibi hareket eden bir hükümet var. 2009-2015 yılları arasında Oslo görüşmeleri de buna dahildir ama şimdi 2013-2015’te yapılan görüşmeleri görmezden gelmemiz isteniyor. Birçok sorun olmasına rağmen en azından 2013-2015 sürecinde insanlar yaşamını yitirmedi. Bu halkın evlatlarının tırnağına zarar gelmedi. İşte biz bunu savunuyoruz; çözümü, demokrasiyi ve özgürlükleri savunuyoruz. Tabii ki Sayın Öcalan’ın hukukunu da savunuyoruz.

'SEÇİMLERE İNDİRGENMEYECEK KADAR CİDDİ MESELEDİR'

Bu ülkede yasalar neden İmralı’da uygulanmıyor? Aileler neden görüşe gidemiyor, avukatlar neden görüşmelerini yapamıyor? Burada derin bir Kürt düşmanlığının olduğunun farkındayız ama çözüm burada değildir. AKP iktidarda kalmak için her şeyi kendi denetimine almak istiyor. Dönem dönem bazı sorunları derinleştirmek istiyor. Ama bu mesele seçimlere, siyasal güncel meselelere indirgenmeyecek kadar ciddi bir meseledir. Biz devlet ciddiyetiyle bu meseleye yaklaşılmasını istiyoruz. Bunun talebinde bulunuyor, bunun mücadelesini yürütüyoruz. HDP, milletvekilleriyle o yüzden 22 gündür adalet nöbeti tutuyor, sorunları derinleştirmek isteyen AKP’ye karşı çözümler öneriyor.
Taleplerimiz meşru ve yasaldır. Durduğumuz yer de meşrudur. Kimseden lütuf beklemiyoruz, istisnai bir durum beklemiyoruz. Bu ülkenin infaz mevzuatında ne varsa onu uygulayın diyoruz. Adalet Bakanlığına çağrımız vardır. Kurumsal olarak Adalet Bakanı İmralı’da uygulanan hukuksuzluktan sorumludur, yaşanacak her türlü olumsuz durumdan sorumludur. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ bundan sorumludur, başvurularımıza dahi cevap verememektedir. Bir an önce kanunların uygulanmasını istiyoruz. Aile ve avukatlar olarak İmralı’da rutin görüşmelerin gerçekleştirilmesini istiyoruz. Öyle ilginç disiplin cezalarıyla, akla mantığa ve yasalara sığmayan disiplin cezalarıyla bunu geçiştiremezler. Herkesin bu meselenin ciddiyetinin farkında olması gerekiyor. Halk ve parti olarak bu mücadeleyi yürütüyoruz, AKP’yi hukuka çağırıyoruz, kanunları uygulamaya çağırıyoruz. Bunun için mücadelemizi sürdüreceğiz. İmralı’daki tecridin bütün toplumu rehin almasına izin vermeyeceğiz."