Hesen Qamişlo: Heval Fazıl bizim için güçlü bir örnek

YPG Komutanı Hesen Qamişlo, HPG Komuta Konseyi Üyesi Fazıl Botan’ı “ARGK ve HPG’de yaptığı gibi Rojava’da da YPG’ye öncülük, komutanlık etti. Yapısı, mücadele arkadaşlarına ilgisi gücümüze örnek oldu” ifadeleriyle anlattı.

Halk Savunma Birlikleri (YPG) Komutanı Hesen Qamişlo, HPG Komuta Konseyi Üyesi şehit Fazıl Botan’ı, Rojava Devrimi’ndeki emek ve öncülüğünü ANF’ye anlattı.


Şehit Fazıl Botan’ı nasıl tanıdınız? Belirgin özellikleri nelerdi?

Öncelikle mücadelesi ve yaşamıyla özgürlük mücadelesinde büyük emekler veren büyük Komutan Heval Fazıl Botan’ı saygıyla anıyoruz. Heval Fazıl’ı, öncü yaşam tarzıyla, mütevazi yaşamıyla, fedakarlığıyla, doğru yoldaşlığıyla ve dürüst arkadaşlığıyla dile getirebiliriz. Heval Fazıl, özgürlük mücadelesi içerisinde yaşama mütevaziliğiyle, kişilik kaygısı ve tereddüdü olmadan katıldı. Tüm yaşamı mücadeleydi. Heval Cemal’ın (PKK Yürütme Komite Üyesi Murat Karayılan) röportajında dediği gibi ‘Heval Fazıl, PKK ve özgürlük mücadelesinin dervişi gibiydi.’ Gerçekten de öyleydi. Hiçbir gün yaşamında, duruşunda, kılık kıyafetine baktığında onu yapısından ayrı gösterecek bir şey yoktu. Aksine tüm yaşamı ve hareketliliği yapısı, arkadaşları içindi. Onun için de çok seviliyordu. Her zaman zor yerlerde PKK’nin, ARGK’nin ve HPG’nin komutanlığını yaptığı gibi Rojava’da da YPG’ye öncülük, komutanlık etti. Yapısı ve mücadele arkadaşlarına ilgisi gücümüz içerisinde örnek alınıyordu.

34 yılı aşkın mücadele hayatında pratiğiyle, morali, coşkusu, savaşçılarıyla her türlü büyük ilgisiyle, mevzilendirme, taktik-tarz, savunma detayları vb. yaşamdaki tüm detayları bilmesiyle tanınırdı. Birçok açıdan ilk örnektir. Yıllardır tanıyorum. Bir örnek vereyim; hiçbir zaman Heval Fazıl’ın pratikte baskın yediğini duymadım. Çünkü detaylar üzerine çok hakimdir. Nerede olursa olsun oranın coğrafyasını iyi tanıyordu. Özgürlük mücadelesindeki tecrübelerini kendiyle bütünleştirmişti. Bunun için de nerede olursa oraya göre tedbirini alıyordu.

HER YERDE İZİ VAR

Savaş sahasında, pratikte Heval Fazıl’ın yanında olan arkadaşlar rahattı. Heval Fazıl’ın tedbir aldığını biliyorlardı. Yanındaki tüm savaşçılar için güvenlik tedbirini almıştı. Yapının komutanına güvenmesi savaşta önemli bir şeydir. Onun komutasındaki tüm yapı onun yanında her açıdan rahattı. Bugün Zap, Avaşin ve Metina’da Kurdistan dağlarında yürütülen savaşta savunma, mevzilendirme ve tünellerin temel taşını Heval Fazıl’ın yarattığını biliyoruz. Rojava’yı gezin birçok yerde Heval Fazıl’ın izine rastlarsınız. Til Hemis, Til Berak, Serêkaniyê ve Til Temir’e kadar eski cephelerimizi dolaştığınızda anılarının canlı olduğunu görürsünüz. Yaptığı kaleler, hendekler, savunma cephelerinin oluşumunda büyük emeği oldu. Aslında bu savaşçılara kendilerini nasıl koruyup savaşacağının inancını da verdi. Parayı tanımazdı. Maddiyatla hiçbir alakası yoktu. Arkadaşlar bazen anlatırken şöyle diyor; “Heval Fazıl’ın çantasını açın. Belki 1988-1989’dan kalma şeyler görürsünüz.” Her şeyi maneviyat üzerineydi. Onun için de efsanevi büyük bir komutandı.

Rojava’ya ne zaman geçti? YPG’de etkisi ve DAİŞ’le mücadelede rolü neydi?

Til Hemis ve Til Berak’taki mücadelemizde başta kayıplarımızın olduğu Serêkaniyê ve Cezaa gibi birçok yerde saldırının var olduğu bir süreçte Heval Fazıl Rojava’ya geçti. Heval Fazıl’ın DAİŞ’e karşı mücadelede ve Rojava Devrimi’nde belirleyici rolü vardı. Daha önceden de Rojava’ya gelmişti. Önderlik sahasında kalmıştı. Tüm devrimci ve Apocu militanlar için Rojava’nın manevi bir yönü var. Heval Fazıl’ı bir yerde tek tutamazdın. Nerede saldırı olursa oradaydı. Tek başına değildi, bir ekibi vardı. Müdahale gücü vardı. Nerede zorluk ve zahmetli durum varsa oraya müdahale ediyordu. Çok önemli hamlelerde yer aldı ve planlamasını yaptı. Büyük güçle gerilla tarzıyla nasıl savaşılacağını gösterdi.

Bir anı anlatayım; kışın bir gece toplantıdayken Til Hemis’e yakın Ebu Qesayib denen bir noktamıza saldırı olmuştu. DAİŞ’le bizim aramızda çok defa gidip gelen bir tepeydi. Gece karanlığında tepeye saldırdılar ve 4 arkadaşımız şehit düştü. Tepenin etrafında gücümüz vardı ama tepe onların eline geçmişti. Toplantıda bize haber geldi. Hemen çıktık. Heval Fazıl da peşimizden geldi. İlk başta ‘Düşmanın bu tepede konumlanmasına izin vermemeliyiz. Halen yerleşmemişler. Aslında bu gece saldırmalıyız, düşman orada kalmamalı’ dedi. Saldırı yeniydi, imkanlarımız müsait değildi. Güçte bütünlüklü değildi. Ertesi güne bıraktık. Planlama yaptık. Tabii planlamada heval Fazıl belirgindi. Öyle bir planlama yapılmıştı ki, bir yanda pusu, bir yanda baskın, bir yanda taciz, bir yanda da mayınlama. Öyle bir planlama yapılmıştı ki bütün gücümüzü tepenin çevresinde konumlandırmıştık. Heval Fazıl, koordine ediyordu. Ertesi gece gücümüz harekete geçti. O eylemde 66-67 DAİŞ çetesi öldürüldü. O yapılan eylem Til Hemis’in özgürleştirilmesi hamlesine kadar düşmanın o hatta saldırmamasına hatta taciz ateşinde bile bulunmamasına vesile oldu.

Gerilla taktik ve tarzının ovada büyük güçle sentez edilmesinin örneğiydi. Rojava sınırı boyunca adeta savunma kalesi oluşturulmuştu, bunu Heval Fazıl yapmıştı. QSD ve YPG yapısının tamamı heval Fazıl’ı böyle tanıyor. Her devrimci, her savaşçı, YPG’de mücadeleye yeni katılan herkes onunla rahattı. Yıllardır mücadelede yer alması ve tecrübesine rağmen yine de çevresinden görüş alıyordu. Bir tepeye, bir köye, bir mevziiye gitseydi oradaki arkadaşlarla tartışıyordu. ‘Nasıl yapalım, nasıl hareket edelim, ne tarzla vuralım, düşmanın hareketi ne’ diye görüşlerini alıyor ve detaylı katılıyordu. YPG yapısının büyük kısmı Heval Fazıl’ı tanıyordu. Örnek bir komutandı. Tüm hamlelerde emeği vardı. Şimdi var olan çok sayıda savaşçımız ve komutanımız yaşamda, savaş gerilla taktik ve tarzını yürütmede Heval Fazıl’a borçluyuz. Burada önemli bir iz bıraktı.

Yaralandığı süreçten biraz bahseder misiniz?

Heval Fazıl’ın yaralandığı süreçte ikinci Til Hemis özgürleştirilmesi hamlesindeydik. Heval Fazıl bizim cepheye bakıyordu. Hamlenin başlamasından birkaç gün sonra DAİŞ, Til Temir’e saldırdı. Saldırı çok büyüktü. Saldırının nedeni Til Hemis ve Til Berak’taki çetelerin yükünü azaltmaktı. DAİŞ’in böyle bir tarzı vardı. Biz bir yerde hamle yaptığımızda o da misilleme saldırı yapıyordu. Til Temir’e dönük kapsamlı bir saldırı yaptılar. Til Temir, çoğunlukta Asurilerin yaşadığı bir yer. Bu vesileyle heval Fazıl’ın mücadelesi sadece Kürtler için değil bugün Til Temir’de huzur ve güven içerisinde yaşayan tüm Asuri ve Süryani halkı içindi de. Heval Fazıl’ın bunda büyük emeği var. Sadece savunma pozisyonunda değil, DAİŞ’e karşı hamleye de geçti. Adım adım DAİŞ’in oradaki saldırılarının kırılmasının yanı sıra arkadaşlar onlara karşı atağa geçti.

Böylece Til Temir’in ve çevresindeki köyler özgürleştirildi, kontrolü sağlandı. Savunma cephesi oluşturuldu, oranın gücü yeniden örgütlendirildi. Bugün Til Temir’deki halkımız huzur içerisinde yaşıyorsa heval Fazıl’ın emeği sayesindedir. Yaralanıp tedaviye gittiğinde bile bütün düşünceleri burası üzerineydi. Savaşın yaşandığı yerleri soruyordu. Ağır yaralı durumuna rağmen arkadaşları, savaş ve buradaki durum dışında aklında bir şey yoktu. Alanda tanıdığı eski arkadaşları sürekli soruyordu.

Mücadelesine nasıl sahip çıkmak gerekir?

Rojava halkı bunu bilmelidir, Rojava Kurdistan bugün tüm dünya tarafından duyulup örnek olarak alınıyorsa Heval Fazıl gibi kahramanların sayesindedir, onlara borçludur. Rojava Devrimi heval Fazıl Botan, heval Rûbar Qamişlo, heval Devrim, heval Masiro ve heval Arîn Mîrxan gibi bu halkın yüzlerce kahramanın fedakarlıklarının mirasıdır. Heval Fazıl, Rojava ve Kurdistan devrimi için büyük kayıptı. Kurdistanlı savaşçılar ve devrimciler olarak heval Fazıl’ın böyle anmalı ve takipçisi olmalıyız. Kürt halkına, ezilen tüm halklara ve arkadaşlarına başsağlığı diliyorum. Anılarının önünde saygıyla eğiliyorum.