Hrant Dink anıldı: 15 eksik yıl!

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in katledilişinin 15’inci yıl dönümünde vurulduğu noktada anıldı. Salgın ve soğuk havaya rağmen binlerin akın ettiği anmada konuşan Rakel Dink, “15 eksik yıl. Sesin hala kulağımda” dedi.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in katledilişinin 15’inci yıl dönümünde vurulduğu noktada önünde anıldı. Salgına rağmen binlerin akın ettiği anmada Dink’in ailesi, arkadaşları yanı sıra HDP ve CHP milletvekili, Cumartesi Anneleri ile çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı.

Anma öncesi Agos Gazetesi’nin eski binasının bulunduğu Halaskargazi Caddesi’nin her iki yandan kapatan polisler tarafından arama noktaları oluşturuldu.

Üzerinde “15 eksik yıl” yazılı Hrant Dink’in dev pankartının asıldığı binanın önüne vurulduğu noktada karanfillerin bırakıldı , mumların bırakıldı.

Sarı Gelin türküsünün yankılandığı anmada, Hrant Dink ‘in Bircan Yorulmaz’ın tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevi’nden yolladığı mektup okundu.

Hrant Dink’in fotoğraflarının binler tarafından taşıdığı anmada, sık sık, “Hepimiz Hrant’ız hepimiz Ermeniyiz”, “Hrant için adalet için”, “Faşizme inat kardeşimsin Hrant”, “ Biz bitti demeden bu dava bitmez”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Katil devlet hesap verecek” sloganları atıldı.

Saatler 15.05 gösterdiğinde Hrant Dink ailesi anma noktasın geldi. Anma Hrant Dink için yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.

YİNE YIKILACAKLAR!

Hrant Dink’in kendi sesiyle yaptığı konuşmanın diletildiği anmada, Rakel Dink bir konuşma gerçekleştirdi. Eşi Hrant’ın sesinin hala kulaklarda olduğunu ifade eden Rakel Dink, “Çutağım,15 yıl oldu, arkandan sıkılan kalleş kurşunlar seni bizden alalı. Sesin hala kulağımızda. Halkına yapılanları her anlattığında seni hainlikle, arkadan hançerlemekle suçlamışlardı oysa… Ya Rab “düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik yapın, size lanet edenler için iyilik dileyin, hakaret edenler için dua et’ diyorsun. Dua ediyorum. Affet onları ne yaptıklarını bilmiyorlar” dedi.

Konurken gözyaşlarını tutamayan Rakel Dink,  şöyle konuştu:  “15 yıl oldu. 15 eksik yıl. O günün çocukları Nazım gibi büyüyorlar. Çözemediğimiz her sorunu onların omuzlarına yıkıyoruz. Sorunun sahibi de sebebi de biz değilmişiz gibi, bir de tutup cepheye çocukları gençleri sürüyoruz. Oysa bizim kanlı mirasımız olmasa, tüm dünyadaki akranlarıyla, bütün farklılıklarıyla başka bir gelecek hayali kurabilir ve gerçekleştirebilirler. Zaten yeterince sorunları olacak. Daha ne depremler göreceğiz. Şu geçmişin kilidini açalım da özgür kalsın acı dolu ruhlar. Evimizi inşa edeceğimiz sağlam kayadır gerçek. Hakikat sağlam kayadır. Gelecek korkuları ve hayalleriyle, büyüklerinin acı dolu mirası arasında sıkışıyor çocuklar. Ya kendilerine ya başkalarına zarar veriyorlar. Oysa bir araya gelip su gibi aksalar karşılarında hiçbir şey duramaz. Bu dünya ne zorbalar, ne zulümler gördü. Gün geldi hepsi yıkıldı. Devirler değişti. Ne sultanlar ne padişahlar, ne krallar yıkıldı. Yine yıkılacaklar.”

GÜCÜ ELE GEÇİREN ZULME ÇIKIYOR

Köyde çeşmenin başında silahıyla durup haraç alana eşkıya denildiğini belirten Dink, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sonra silahları kağıt parçalarının arkasına sakladılar. Atlarına devlet dediler, şirket dediler. Kağıtlarda kendi koydukları kanunlar yazılıydı. Biz inandık, siz inanmayın çocuklar. Kimsenin olmayana benim diyene inanmayın. Herkesin olana benim diyene inanmayın. Bu topraklarda yükselen her itiraza dış güçler dediler. Doğru, sizin içiniz onların dışıdır. Sizin içiniz yandığında onlar hep dışarıda duman var dediler pencerelerini kapattılar. Gezi direnişinde gençler yaşadıkları şehri korumaya çalıştılar. Sonra zülme uğrayan dostlarını korumak için çoğaldılar. Ona da ‘dış mihraklar’ dediler, ‘terör’ dediler, şu dediler, bu, şu dediler. Çocuklarımızın gözleri çıkarıldı, gaza, zehirli suya boğuldu. Çocuklar öldürüldü. Kimdi terör estiren? Bu kadar çok gencin bu kadar az kırıp döktüğüne çok az rastlanılırdı üstelik. Şimdi kendi yazdıkları kağıt parçalarıyla sözüm ona yargılıyorlar. Mümkün mü? Ey yöneticiler, gerçekten doğru mu karar verirsiniz? Hayır. Haksızlık tasarılarınız içinizde. Zorbalık saçar elleriniz Çutagım sana terörü hep sorduklarında lanetledin. Karşısında gücün terörünü de koydun onu da lanetledin. Kastettiğin devlet gücünün gayrimeşru işleriydi. Dünyada çok terör estirildi ve devam ettiriliyor. Senden önce de senden sonra da. Gücü ele geçiren zulme çıkıyor. Hangisi birbirini suçlayabilir. Olan halklara oluyor.”

SÖZÜMÜZ SÖZ

Her 19 Ocak’ta başka zulümleri de anmaya ve hatırlatmaya çalıştıklarını ifade eden Rakel Dink, “Resimler yan yana konduğunda, o acı albüme birlikte bakıldığında belki asıl katil ayan beyan ortaya çıkar diye…Kıbrıs’ta bir başka gazetecinin, Kutlu Adalı’nın nasıl peşine düşmüşler gördün mü? Bu topraklarda estirilen terörün asıl kaynağını söylerken yanlış mı söylüyormuşuz? Kutsal kitap der ki; ‘Karanlığın meyvesiz işlerine ortak olmayın. Tersine onları açığa çıkarın’. Dostlarımızı yıllarca hapislerde bekletiyorlar. Birini salıp birini alıyorlar. Saçma sapan gerekçelerle, yalanlarla… Artık gerekçe bile uydurmuyorlar, ‘öyle işte’ deyip alıyorlar. Ülkenin her derdine koşan genç avukatları aldılar, gazetecileri aldılar, Osman’ı da, Bircan’ı da aldıkları gibi… “Kürdüm” diyen her siyasetçiyi aldılar. İstiyorlar ki silahlar konuşsun, insanlar konuşmasın. Yine kendi dillerini dayatıyorlar. Ama umudu söndüren olmayalım. Seni toprağa verirken buradan yükselen isyan ve itiraz sesi susmadı, susmayacak. İşçiler, kadınlar, öğrenciler, köyler yine direnişte. Herkesin olanı, kimsenin olmayanı, “benim” diyenden koruyorlar. Bir gün yine birleşip sel olup akacaklar. Kiminin gönlü kırık. ‘Bize olurken neredeydiniz?’ diye soruyorlar. Biz öyle olmak istemedik, gücümüz yettiğince seslerine ses katmaya gayret ettik, edeceğiz. Sesin, kulağımızda. Sözümüz söz” dedi.

Anma sloganlarla sona erdi.