Kartal: İsveç Kürt halkından özür dilemeli

KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal, 34 yıl sonra Olof Palme dosyasının kapatılmasından sonra İsveç hükümetinin Kürt halkından özür dilemesi gerektiğini belirtti.

İsveç eski Başbakanı Olof Palme, 28 Şubat 1986 günü eşiyle birlikte korumasız bir şekilde sinemadan yaya olarak eve dönerken katledildi.

34 yıl süren soruşturmada biriken dosyalar 250 metrelik raflar oluşturdu. 10 Haziran günü basın açıklaması yapan savcı Krister Peterson, 20 yıl önce ölmüş birini katil zanlısı olarak sunarak, soruşturmayı kapattığını duyurdu. Yeni bilgiler ortaya çıkarsa, soruşturma yeniden açılabilecek.

Olof Palme cinayetinin en büyük mağdurlarından biri de Kürtler oldu. Dönemin polis yetkilileri somut bir kanıta dayanmadan PKK’yi suçlamış, Avrupa genelinde Kürtlere yönelik bir kriminalizasyon kampanyası başlatılmıştı. Olof Palme’nin Kürtlere yaklaşımı, neden hedef haline geldiği, ortadan kaldırılmasının hangi güçlerin işine yaradığı, Kürtlerin neden kurban olarak seçildiği ve 34 yıl sonra Kürtlerin özür beklentisini Kongra Gel Eşbaşkanı Remzi Kartal ile konuştuk.

PALME KÜRT HALKI İLE DAYANIŞMA İÇERİSİNDEYDİ

Öncelikle neden Palme?

Şubat 1986’da katledilen Olof Palme’nin Kürtlerle ve uluslararası alanda ezilen diğer halklarla ilişkisine bakılırsa öldürülme nedeni de ortaya çıkar.

Olof Palme Avrupa’da sosyal demokrat bir lider olarak bütün ezilen halklarla dayanışma içerisindeydi. Vietnam halkı ile dayanışma içerisindeydi. Amerikan emperyalizminin Vietnam’da yürüttüğü savaşa karşıydı. Güney Afrika’da ırkçı Apartheid rejiminin uyguladığı politikalara karşıydı.

Kürt halkı ve Filistin halkıyla da dayanışma içerisindeydi. Bu anlamda Palme hem ezilen halklarla yan yana olduğu için, hem de uluslararası alanda emperyalist ABD’nin uyguladığı politikalarla karşı karşıya geldiği için katledildi.

Olof Palme’nin Kürtlerle ilişkisi nasıldı?

Kürt halkı ile dayanışma içerisindeydi. Kürt halkının özgürlüğü hak ettiğini, Kürt sorununun demokratik-siyasal zeminde çözülmesi gerektiğini ifade ediyordu. Kürtlerin birliğini dile getiriyordu. 12 Eylül rejiminden sonra Türkiye’de uygulanan baskı, işkence, tutuklamalara; genel olarak askeri cuntanın başlattığı ve daha sonra da devam eden uygulamalara karşı çıkıyordu. Bu temelde de Kürt halkı ile dayanışma içerisinde olan bir liderdi.

Kürt halkı ile olan bu ilişkinin bir tehdit olarak görüldüğünü mü düşünüyorsunuz?

KÜRTLERİ SAHİPLENMESİ TEHLİKELİ GÖRÜLDÜ

Avrupa’da böyle bir liderin Kürt sorununu sahiplenmesi onlar için tehlikeliydi. 15 Ağustos 1984’te (PKK tarafından) başlatılan silahlı mücadele, Türkiye ve NATO’daki müttefikleri açısından ciddi bir tehlike olarak görüldü. Bu açıdan Palme’yi ortadan kaldırmak onlar için çok yönlü bir kazanç olacaktı. Bir yandan Avrupa’da kendilerine muhalefet eden ve üçüncü dünya ülkeleri ile dayanışma içerisinde olan, diğer yandan onların mücadelesine Avrupa sahası ve uluslararası ilişkilerde öncülük edebilecek bir liderin verdiği rahatsızlık, ortadan kaldırılması için bir gerekçe oldu.

NATO’DAKİ DERİN GÜÇLERİN PLANI

PKK nasıl suçlamalara dahil edildi?

Öyle bir senaryo düzenlendi ki, Kürt halkının özgürlük mücadelesini de kriminalize ederek bir taşla birkaç kuşu vurma gibi bir planlama yapıldı. Bu özellikle İsveç gizli polisi Säpo’nun ABD, Almanya ve İngiltere başta olmak üzere NATO’nun derin güçlerinin birlikte uyguladığı bir konseptti.

1985’TE PLANLANDI

Palme katledilmeden önce Kürt halkıyla dayanışma içerisinde olan, bu yönüyle Kürtler arasında büyük bir sempatiye sahip olan bir liderdi. Uluslararası güçler cinayeti PKK’ye yükleyerek işin içinden çıkma planı yaptı.

Daha 1985’te İsveç istihbaratı Säpo’nun PKK’nin öldürülecekler listesinde Olof Palme’nin de olduğunu iddia ederek, bunu basına deklare etmesi, cinayetin bir yıl öncesinden nasıl planlandığını, kimlere yıkılacağının da işaretiydi. Gerçekle alakası olmayan, yalan bir bilginin basına yansıtılması, daha o zaman niyetlerini ortaya koyuyordu.

PALME’NİN ÖLDÜRÜLMESİ ARDINDAN PKK’YE KARŞI SALDIRI KAMPANYASI

Palme’nin vurulması Kürtler açısından neyi ifade ediyor?

Vurulması Kürt cephesi açısından çok büyük bir kayıptır. Kürt halkı ile dayanışma içerisinde olan bir liderin ortadan kaldırılması özgürlük hareketi açısından da büyük bir kayıptı.

Palme’nin vurulması PKK’nin “terörist örgütler” listesine alınması sürecinin başlangıcı olarak değerlendirildi. Hafıza tazelersek, cinayetten sonra Kürtlere yönelik nasıl bir yaklaşım gelişti?

Öldürüldükten sonra hem İsveç’te hem Almanya’da hem de diğer Avrupa ülkelerinde PKK’ye yönelik çok kapsamlı saldırılar gelişti. PKK kriminalize edilerek daraltılmak ve bu temelde Türkiye’nin PKK’ye yönelik yürüttüğü NATO destekli konseptinin de büyütülmesine, geliştirilmesine neden oldu. Palme’nin katledilmesinden sonra hem bölgede, Kürdistan ve Ortadoğu’da, hem de Avrupa başta olmak üzere uluslararası alanda PKK’ye yönelik bir terörize etme-gösterme kampanyası başlatıldı.

DOSYANIN KAPATILMASI DEVLETLER ARASI BİR KONSEPT

34 yılda cinayet aydınlatılmadan soruşturmanın kapatılmasını nasıl yorumluyorsunuz?

34 yıl sonra dosyanın bu şekilde kapatılması, yine NATO’nun derin güçleri ve devletler arası bir konsepte işaret ediyor. Suç 2000 yılında ölen bir insanın üzerine atılıyor. Bu tabi ki Kürtler ve PKK açısından şunu ifade ediyor: Daha olayın başında, elde hiçbir ciddi kanıt yokken PKK’nin yaptığına yönelik önce Stockholm’deki görevli polislerin, daha sonra dosyayı yürüten savcıların bu konuda birçok Kürt’ü tutuklaması, bu şekilde soruşturmaların yapılması zaten bir plan dahilinde olduğunu gösteriyor. 34 yıldan sonra bütün bunların hesabı verilmeden, Kürtlerle ilgili doğru dürüst bir açıklama yapılmadan, özeleştirel bir tutum ortaya konulmadan ve ayrıca ölmüş bir insanın üzerine atarak dosyanın kapatılması hem İsveç kamuoyu açısından, hem ilerici dünya açısından, özellikle de Kürt halkı açısından kabul edilebilecek bir durum değil. Bu şunu ispat ediyor: Evet, karanlık büyük güçler tarafından Palme öldürüldü ve 34 yıl sonra da dosya bu şekilde kapatılarak ortadan kaldırıldı. Buna karşı önemli bir mücadelenin yürütülmesi gerekiyor.

KÜRT HALKINDAN ÖZÜR DİLENMELİ

İsveç hükümetinin Kürtlerden özür dilemesi yönünde talepler var. Bu konudaki tutumunuz nedir?

İsveç hükümetinin Palme dosyasında PKK’ye yönelttiği iddialar nedeniyle Kürt halkından özür dilemesi ve yapılanların izah edilmesi talep edilmelidir. Bu temelde Kürt kurumlar bir mücadele içerisinde olacaktır. Kürt kurumları ile birlikte ilerici, demokratik çevreler, sivil toplum örgütleri, kadın hareketleri, Kürt halkının dostları başta İsveç’te olmak üzere uluslararası alanda bir çalışma yürütmeli, baskı oluşturmalıdırlar. 34 yıl sonra PKK ile ilgili ciddi bir açıklama yapılmadan cinayetin ölmüş bir kişiye yüklenerek kapatılması kabul edilemez. İsveç hükümetinin daha kabul edilebilir, daha makul, daha doğru bir açıklama yapması talep edilmelidir. Bu anlamda bir mücadele yürütülecektir.