Sevgi Kişin Sazan: Katliamcı zihniyet yargılanmadı

DAD Genel Merkez yöneticisi Sevgi Kişin Sazan, Gazi Katliamı’nın faillerinin cezasız kaldığını hatırlatarak, katliamcı zihniyetin yargılanmadığını söyledi.

Alevilerin hedef alan katliamların birkaç tetikçiyle geçiştirildiğini, onların da bir süre sonra ödüllendirildiğini belirten DAD Yöneticisi Sevgi Kişin Sazan, Alevi ve Kürt düşmanlığının devam ettiğini ifade etti. 

Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Genel Merkez Yöneticisi Sevgi Kişin Sazan, Gazi Katliamı’nın 28. yıl dönümünde ANF’ye konuştu. Alevilere saldıran zihniyetin hem yeni olmadığını hem de devam ettiğini kaydeden Kişin Sazan, “Alevilerin nasıl ibadet edeceğini ve neye inanacağını dahi tarif eden bir Cumhurbaşkanı ile karşı karşıyayız” dedi.

BİRKAÇ KİŞİYLE YETİNİLDİ

Gazi Katliamı’nda sonra açılan dava sürecine işaret eden DAD Yöneticisi, “Her zamanki gibi birkaç tetikçiyle geçiştirmeye çalıştılar. Alevi katliamlarını asıl gerçekleştiren, onlara bunu yaptıran gücün üzerine hiçbir zaman gidilmedi. Alevi katliamları, sadece birkaç tane tetikçi, birkaç ‘heyecanlı’ veya ‘meczup’ vatandaşla tanımlandırıldığı müddetçe olmaya da devam edecektir” diye konuştu. 

BU HALK DÜŞMANLIĞIDIR

Bursaspor - Amedspor maçında Amedspor’a saldırılara ve stadyumda açılan pankartlara/posterlere dikkat çeken Sevgi Kişin Sazan, şunları dile getirdi: “Üç-beş tane faşistin kendi iradesiyle yaptığı bir şey değildir. İşte bu halk düşmanlığı, kitle düşmanlığıdır. Bu faşist zihniyet, Gazi’de Alevi düşmanlığını yaratır, Bursa'da da Kürt düşmanlığını. Demokrasiye inancı olmayan, demokrasiyi gerçekleştiremeyen devletler, liderler kendini tekçi, faşist, korku üzerinden var etmeye çalışır.”

ALEVİLER DAHA FAZLA ÖRGÜTLENMELİ

Depremlerde dahi özellikle Alevi yerleşim merkezlerine iktidar tarafından yardımların sağlanmadığı, bazı köylere hiç uğranmadığı vurgusunu yapan Kişin, Alevilerin örgütlülüğünün önemini şu sözlerle hatırlattı: “Ortaya çıkan sonuç, Alevilerin bundan sonra örgütlülüğünün daha da yükseltilmesi, büyütülmesi ve gerçekten de Alevi kimliği etrafında toplanılmasıdır. Cemevlerinin bu dönemde ne kadar önemli olduğunu herkes gördü. Kapılarını depremden etkilenenlere sonuna kadar açtı. Alevilere, Sünnilere, Hristiyanlara hiçbir ayrım yapmaksızın. Herkes eline aldığı eşyalarını cemevine ‘orada benim eşyam mağdur olan depremzedeye ulaştırılır’ rahatlığıyla götürdü.”