Kayıpların akıbeti soruldu: Adalet yoksa barış da yok!

İnsan hakları savunucuları ve aileler, Amed'de kayıplar için adalet arayışlarını sürdürdü.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eylemlerinin 433’üncü haftasında buluştu.

Eylemde konuşan İHD Amed Şubesi Başkanı Raci Bilici, Uluslararası Gözaltına Kayıplara Karşı Mücadele Haftası’na dikkat çekerek, “Bu ülkede adalet sağlanması için kayıpların bulunması gerekiyor" dedi.

'DEVLET BİLİYOR'

Ramazan ayının ilk gününde kayıp yakınları ile birlikte adalet arayışlarının sürdüğünü kaydeden Bilici, “Bu adaletsizliğe, bu hukuksuzluğa bir son verin. Kayıpların faillerini devlet biliyor, nerede olduklarını da biliyor. Siyasal iktidarlar her dönem bunun üstünü kapatmak istediler, bunu görmezden geldiler. Geçmişte yaşananların üstüne gitmek istemediler, yüzleşmek istemediler. Her dönem insanlığa karşı işlenen suça ortak oldular” dedi. 

Bilici, ülkede kalıcı barışın sağlanması için kayıpların bulunması ve faillerin yargılanması gerektiğine işaret ederek, şöyle devam etti: “Zaman aşımı, hiçbir zaman kabul edemeyeceğimiz bir kavram. 20 yıllık zaman aşımı uygulasanız da o annelerin yüreğinde hiçbir zaman aşımı işlemez. Yüz yıl dahi geçse o zaman aşımı orada kalır. Dolayısıyla kayıplarla yüzleşmeden, gerçek adalet yerine gelmezse, insanlığa karşı suçların akıbeti açığa çıkarılmadığı sürece, ülkede bir barışın gerçekleşmesinin mümkün olduğuna inanmıyoruz."

HİKAYELERİ

Bu haftaki eylemde, 24 Mayıs 1994 tarihinde Amed'in Kulp ilçesinin Bağcılar köyünde Türk askerlerinin, “Biz Bolu’dan geldik, buraları bilmiyoruz, yol sormak için götürüyoruz” diyerek götürdükleri ve bir daha haber alınamayan Mehmet Selim Örhan, Cezayir Örhan ve Hasan Örhan’ın hikayesi okundu. İHD Kayıp Komisyonu Üyesi Hasan Yalçın, Selim Örhan’ın oğlu Adnan Örhan’ın anlatımlarını şöyle aktardı: 

"Düzpelit (Kevrekok) mezrasından bir anne bir gece köye bir helikopter geldiğini söyledi. Köylülere dışarı çıkmayın bu gece ‘teröristlerle’ çatışacağız denildi. Akşamüstü Lice tarafından gelen bir helikopter hemen köyün yakınına iniş yaptı, kalktı Kulp’a taraf gitti, tekrar geldi, aynı yere iniş yaptı. O gitti, ardından silah sesleri geldi ve 5-10 dakika geçmeden ağır bir koku geldi. Ertesi sabah çocuklar hayvanları otlatmaya götürünce hemen döndüler, bağırdılar, gelin burada öldürülmüş insanlar var dediler. 

Gittik, ne görelim kurşunlanmış ve sonra da cesetleri yakılmış sekiz insanla karşılaştık. Köy muhtarı da gelmişti. Kulp’a gitti, haber verdi. Birkaç yerden gelip baktılar, cenazeler tanınmayacak haldeydi. Aradan birkaç gün geçtikten sonra Kulp’tan bir helikopter geldi, muhtarı ve birkaç köylüyü çağırdı, bir çukur kazdırıp o cenazeleri oraya gömdüler.”

Örhan, “Benim için geçen bunca zamandan sonra tek hayalim var; o da, babamın bir mezarının olmasını sağlamak” dedi.