Kazbek: Korkarak gazetecilik yapılmaz

26 yıldır gazetecilik yapan Gökhan Kazbek, Türkiye’de gazeteciliğin bu kadar tehdit altında olduğu bir dönem daha yaşanmadığını belirterek, "Korkarak gazetecilik yapılmaz" dedi.

Gazeteci Gökhan Kazbek, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) 2017 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye’nin 180 ülke arasında 155. sırada yer almasının şaşırtıcı olmadığını söyledi. Kazbek, Türkiye’de basın özgürlüğünün zaten kara listede olduğunu vurguladı.

RSF’nin incelemesini ANF’ye değerlendiren Kazbek, 26 yıldır gazetecilik yapıyor. Gökhan Kazbek'e göre; Türkiye’de gazeteciliğin bu kadar tehdit altında olduğu bir dönem daha yaşanmadı. 2013’te Gezi direnişi sırasında sosyal medyada yaptığı bir paylaşım nedeniyle çalıştığı TRT’den çıkartılıp yargılanan ve son olarak çalıştığı İMC televizyonu da KHK'yle kapatılınca yine işsiz kalan Kazbek, gerçeğin yargılandığı bir ülkede gazetecilik yapmanın çok zor olduğunu kaydetti. Parlamento muhabirliğinden editörlüğe, istihbarat şefliğinden haber müdürlüğüne, Ankara temsilciliğine kadar meslekte çalışmadığı alan ve dal kalmayan Kazbek, Sınır Tanımayan Gazeteciler endeksinde çıkan sonucun şaşırtıcı olmadığını söyledi.

HABERCİLİK YAPACAK ALAN BIRAKILMADI

Türkiye’de AKP medyası dışında gazetecilere haber yapabilecek bir alan bırakılmadığını, kendi yaşadığı mağduriyetten yola çıkarak anlatan Kazbek, şunları söyledi: “En son çalıştığım İMC televizyonu Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılınca benim gibi birçok gazeteci işsiz kaldı. Bugün Türkiye’de açlık sınırı bin 500 TL, asgari ücret ise bin 400 TL olarak açıklanıyor; benim cebimde bu ikisi de yok ama 26 yıllık gazeteciyim. Her şeyden önce insanız ve hayatımızı idame ettirmemiz lazım. Benim iki çocuğum var, üniversiteye gidiyorlar; ev kiram var ve evde bir çorba kaynaması gerek. Bu durum benim durumumdaki bütün gazeteci arkadaşların problemi. Biz şimdi ne yapalım? Biz zaten gazeteciliğe de şaşaalı koltuklarda oturarak gelmedik; biz bu işe çekirdekten başladık, tırnaklarımızla kaza kaza bir yerlere geldik."

GAZETECİLİK GERÇEĞE DAYANIR

Türkiye’de gazetecilerin haber yapamaz duruma getirildiğine dikkat çeken Kazbek, doğru haber vermeye çalışan gazetelerin, kanalların, yayın organlarının ya kapatıldığını ya da sansürlendiğini hatırlattı. Kazbek, “Gerçekleri söylemeye kalktığımız zaman suçlanıyoruz, yargılanıyoruz, hapse atılıyoruz, işsiz bırakılıyoruz. Peki söyleyemezsek nasıl habercilik yapacağız? Bu durumda her şeyin üstüne toprak atıp görmezden gelmemiz lazım; ama görmezden geldiğimiz zaman gerçek yok olmuyor ki. Türkiye'nin borcu varsa var, darboğazdaysa darboğazda, ülkede hak ihlalleri varsa var, gazeteciler de bu hak ihlallerinin mağduruysa mağdurudur, o kadar” dedi.

YAPILANIN ADI DA GAZETECİLİK DEĞİL

Gazetecilerin toplumda doğruyu söyledikleri için en çok mağdur edilen meslek kesimi olduğuna işaret eden Kazbek, baskıdan dolayı artık gazetelerin otosansür uygulama noktasına geldiğini belirtti. “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın tadında habercilik yapılıyor” diyen Kazbek, şöyle devam etti: “Bu doğru bir yaklaşım değil, çünkü gazeteci her şeye muhaliftir. Muhalif olmazsanız gerçekleri ortaya çıkaramazsınız; şüphe duymadan haber yapamazsınız. Öyle korkarak, kimse bana bulaşmasın, diyerek gazetecilik yapılmaz; onun adı zaten gazetecilik de olmaz.”

GAZETECİLERİN DE BÜYÜK PAYI VAR

Mesleğin bu konuma gelmesinde gazetecilerin de büyük payı olduğunu ifade eden Kazbek, Türkiye’de kendi hakkını savunamayan tek mesleğin gazetecilik olduğunu vurguladı. Kazbek, “Öteden beri bu böyle. Şimdi ah vah ediyoruz. İğneyi kendimize de batırmamız şart. Başka ülkelerde gazeteciler, meslek örgütleri, haklarını söke söke alıyorlar. Ama biz maalesef kendi içimizdeki kavga veya hırs nedeniyle bunu başaramıyoruz. Bu neyin hırsıysa artık? Para mı, mevki mi, birilerine yaranma hırsı mı? Belki de hepsi, bilemiyorum" diye konuştu.

BU GİDİŞATI DURDURABİLİRİZ

Fikirlerin yargılandığı bir ülkede gazetecilik yapmanın zaten çok zor olduğunu kaydeden Kazbek, Türkiye'de siyasetin ve siyasi çıkarların, halkın ve halkın çıkarlarının önüne geçtiğini söyledi. Gazetecilerin de esas probleminin bu ikilem olduğuna işaret eden Kazbek, Türkiye’de basın özgürlüğünün zaten kara listede olduğunu, dolayısıyla 'dört sıra gerilemiş, iki sıra ilerlemiş' tartışmasının çok gereksiz olduğunu savundu. Kazbek, bu gidişatı yine gazetecilerin değiştirebileceğini ifade ederek, çözüm olarak da şunu söyledi: “Biz gerçeklerden taviz vermeden işimizi yapmalı, mesleğimize sahip çıkmalıyız. Gazetecinin toplum karşısındaki sorumluluğu zaten budur. Bu kötü gidişatı aşmak için de var gücümüzle doğru ve dürüst habercilik için çalışmamız lazım."