KCDK-E: Direnerek kazanacağız, direnerek özgürleşeceğiz

KCDK-E, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komployu kınayarak “Direnerek kazanacağız, direnerek özgürleşeceğiz” mesajını verdi.

KCDK-E, 15 Şubat uluslararası komplosunun yıl dönümü vesilesiyle komplocu güçleri kınayarak, komploya karşı mücadelede şehit düşenleri andı.

Tüm kesimlere komploculara karşı özgürlük mücadelesinde aktif yer almaya ve bu kararlı duruşu 2023 yılında daha da büyütmeye çağıran KCDK-E, depremde ölenlerin ailelerinin yaralarını sarmak için herkesi seferber olmaya çağırdı.

KCDK-E’nin açıklaması şöyle:

Başını ABD, İngiltere’nin çektiği, birçok devlet ve yerel gerici güçlerin de içerisinde yer aldığı uluslararası komployu ve komplocu güçleri kınıyoruz.

Komplo karşısında onurlu bir direniş içerisine giren ve özgürlük uğruna bedel ödeyen, bu uğurda gerek komplonun gerçekleştiği gün ve gerekse de geçen 24 yıl boyunca bu uğurda hayatını kaybedenleri saygı ve minnetle anıyoruz.

KOMPLO DEĞİŞİK YÖNTEMLERLE SÜRÜYOR

15 Şubat 1999 Uluslararası Komplosu ile amaçlanan halkların birbirine kırdırtılması, soykırımın gerçekleştirilmesi ve tüm Ortadoğu’yu saracak çatışma ortamının geliştirilmesi stratejisi, Rêber Apo’nun öngörüsü ve çabalarıyla boşa çıkarılmıştır.

24 yıl boyunca komplocu güçler, bu amaçlarından vazgeçmeden farklı yöntemler deneyerek komployu sürdürdüler. Kürt sorununun demokratik çözümü ve Ortadoğu’da demokratik bir yaşam ve sistemin geliştirilmesinin önünü almak amacıyla tüm insanlığın başına DAİŞ bela edilerek özgürlük güçlerine karşı savaştırılmıştır.

Komplo ile amaçlanan soykırım stratejisi, DAİŞ ile birlikte Rojava topraklarında sürdürülmüştür. 10 binden fazla şehidi olan Rojava halkları kendi topraklarını ve özgürlüklerini koruma mücadelesini en üst düzeyde tüm fedakârlığı ortaya koyarak göstermiştir.

DAİŞ zihniyetli AKP-MHP özel savaş hükümeti, piyonları ile sonuç almayınca tüm kirli yöntemleri ve çeteleriyle Rojava’ya, Şengal’e ve tüm Kurdistan’a karşı işgal saldırılarını derinleştirmiştir. Rêber Apo’nun demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmasının yaşam bulduğu Rojava başta olmak üzere tüm Kurdistan'a saldırılar ve işgaller tecritle iç içe yapılarak kesintisiz devam ettiriliyor.

TÜRK DEVLETİNİN KİRLİ POLİTİKALARINA GÖZ YUMULUYOR

Özgürlük için mücadele eden başta Kürt örgüt, kurum ve halkları olmak üzere tüm devrimci ve demokratik kesimlerin, halkların ve inançların özgürlük, eşitlik ve demokrasi taleplerinin önünü kesmek amacıyla Rêber Apo, İmralı tecrit koşullarında bir rehine olarak tutulmaya devam edilmektedir.

24 yıldır çeşitli yol ve yöntemlerle sürdürülmüş olan tecrit, daha da ağırlaştırılarak uluslararası bir tecrit ile devam ettirilmektedir. Başta Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa Konseyi ve CTP olmak üzere, ilgili kurumların görevlerini yapmaması ve 24 yıldır tüm eylem, etkinlik ve görüşmelerimizde dilendirmemize rağmen, yapılması gerekenler konusunda adım atılmamıştır. Tersine Türkiye’nin kirli politikalarına göz yumarak ve onaylayarak Türk devleti cesaretlendirilmiştir.

TECRİDİ KIRINCA BÖLGE ÖZGÜRLEŞECEK

Biliyoruz ki tecrit sadece Önder Apo’ya uygulanmıyor. Tecrit Önder Apo şahsında Kürt halkına, dört parça Kurdistan topraklarında kadınlara, gençliğe, Türkiye ve Ortadoğu halklarına uygulanıyor. Tecrit ile sorunların çözümü engelleniyor, halklar birbirine düşmanlaştırılmaya çalışılıyor. İçte ve dışta savaş, işgal politikası devam ettiriliyor, Kürt halkının iradesi tanınmıyor, belediyelerine kayyum atanıyor. Kürt halkının bütün kazanımları tek tek yok edilmek isteniyor.

Bu saldırılar sadece Kuzey Kürdistan’da değil, tüm parçalardaki ve yurt dışındaki Kurdistanlıların tüm kazanımlarına ve değerlerine yönelik bir saldırı ve etnik temizlik uygulanmaktadır.  Başta Rêber Apo olmak üzere Kurdistan halkının ulusal birlik direnişi, dünya halklarının enternasyonalist dayanışması bu kirli politikaları önemli oranda boşa çıkarmıştır. Halkımız ve dostlarımızın ortak direnişiyle tecridi kırıp, faşizmi yıkarak yenilgiye uğrattığımızda, Kurdistan ve bölge halkları özgürleşecektir. Direnerek kazanacağız, direnerek özgürleşeceğiz.

Uluslararası Komplo’nun devamı olan tecrit bir insanlık suçudur. Türkiye devleti tam 24 yıldır bu insanlık suçunu işlemeye devam ediyor. Uygulanan tecrit ne hukuki, ne ahlaki, ne insani ne de vicdanidir. Kürt halkı, demokrasi, barış, özgürlük ve adalet isteyenlerin bunu kabul etmesi mümkün değildir. Bizim mücadelemiz Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü, Kürt sorununun demokratik, barışçıl çözümü ve Türkiye’yi demokratikleştirme mücadelesidir. Özgürlüğe giden bu mücadele yolunun önündeki tecrit engeldir ve derhal kaldırılmalıdır.

DEPREM FELAKETİ VE ÇÖKEN DEVLET

İçinden geçtiğimiz süreç birçok acıyı beraberinde bağrında taşıyor. Çevre ve deprem felaketlerine dayanıklı olmayan binaların rant için peşkeş çekilmesi sonucu on binlerce yurttaşımız hayatlarını kaybetmiştir. Yüzbinlerce insan yaralanmış, evsiz, barksız, aç ve susuz kalmıştır. Binlerce çocuk annesiz, babasız kalmış, binlerce anne ve babada çocuklarını yitirmiştir.

Kurdistanlı merkezli bu felaket karşısında faşist AKP-MHP iktidarı halkımızı kaderiyle yüz yüze bırakmıştır. Soykırım politikasının bir devamı olarak devlet gerçek yüzünü ortaya koymuştur. Enkazların altında kurtulmayı ve yardım eli bekleyen halkı yine halkın örgütlü gücü yetişmiş ve yardım elini uzatmıştır.

ÇAĞRI

KCDK-E olarak uluslararası komployu kınamak ve Rêber Apo’ya özgürlüğü, özgür Kurdistan’la taçlandırmak için halkımızı enkaz altında katleden devlete karşı mücadeleyi kararlı şekilde sürdürerek cevap olmalıyız.

Herkesi ‘Rêber Öcalan’a özgürlük’ mücadelemizde aktif yer almaya ve bu kararlı duruşu 2023 yılında daha da büyütmeye, yine depremde ölenlerin ailelerine ve yaralarını sarmak için herkesi seferber olmaya, tüm imkânlarımızı en üst seviyede seferber ederek çalışmaya çağırıyoruz.