KCK, Ankara Katliamı’nda hayatını yitirenleri andı

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, üçüncü yıldönümünde 10 Ekim Ankara katliamında hayatını kaybedenleri andı. KCK, Türkiye'deki ve Ortadoğu’daki demokrasi ve özgürlük düşmanlarının yenilgiye uğratılacağını vurguladı.

10 Ekim 2015’te Ankara’da düzenlenen katliamın üçüncü yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayınlayan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, bu katliamı “Türkiye demokrasi güçleriyle Kürt halkının demokrasi mücadelesinde ortaklaşmalarına yapılmış bir saldırı” olarak değerlendirdi.

KCK açıklamasında “Bundan üç yıl önce faşist Tayyip Erdoğan MİT tarafından kontrol altında tuttuğu, beslediği çeteleri barış ve demokrasi yürüyüşüne saldırtarak 105 demokratı, yurtseveri ve sosyalisti katlettirmiştir. Yüzlercesini yaralamış, onlarcasını sakat bırakmıştı” diye hatırlattı.

Açıklamada devamla şu ifadeler yer aldı: “İktidarını kaybetmek istemeyen Tayyip Erdoğan ve AKP ile soykırımcı ulus devletin çökmesini istemeyen güçler kirli bir ittifak geliştirmişlerdir. Bu soykırımcı faşist ittifak 4 yıldır demokrasi güçlerine ve Kürt halkının özgürlük mücadelesine saldırarak ömrünü uzatmaya çalışmaktadır.

Kürt sorununu çözmek istemeyen iktidarlar yüz yıldır Kürt halkının özgürlük mücadelesini ve demokrasi güçlerini bastırmak için faşist baskı ve zulme başvurmuşlardır. AKP iktidarı da Kürt sorununu çözme zihniyeti ve politikası olmadığından Kürt halkının özgürlük mücadelesinin gelişmesi karşısında faşizme yönelmiştir. 10 Ekim katliamı ve o günden bugüne demokrasi güçlerine ve Özgürlük Hareketine yönelik yoğun saldırılar bunun kanıtıdır.

10 Ekim’de Ankara Garı Meydanında gerçekleştirilen katliam Türkiye demokrasi güçleriyle Kürt halkının demokrasi mücadelesinde ortaklaşmalarına yapılmış bir saldırıdır. Önder Apo Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümü için demokrasi güçleriyle Kürt halkının özgürlük güçlerinin ortaklaşma projesini ortaya koymuştur. Bu proje ekseninde 7 Haziran seçimlerinde önemli bir ortaklaşma yaşanmış; Türkiye'nin demokrasi birikiminin önemli bir bölümü mecliste temsilini bulmuştur. Hem toplumsal hem de siyasal zeminde yeni Türkiye'nin temelleri oluşmuştur. Soykırımcı sömürgeciliğin yüz yıldır engellemeye çalıştığı Kürtlerle Türkiye halklarının birliği doğrultusunda çok önemli adımlar atılmıştır. Bu birlikte ve ortak mücadelede kendi ölümlerini görenler bu katliamı yaptırmışlardır.

Suriye'de ve Ortadoğu’da özgürlük ve demokrasi güçlerine karşı DAİŞ ve El Nusra’yla ilişki ve ittifak içine giren AKP iktidarı, aynı ilişki ve ittifakı Türkiye ve Bakurê Kürdistan'a yönelik de kurmuştur. Kobanê’de kurduğu ilişki binlerce insanın nasıl canına mal olmuşsa, Amed mitinginde, Suruç’ta ve Ankara Garı’nda da yüzlerce yurtsever, demokrat ve sosyalistin katledilmesine yol açmıştır. Kürt halıyla Türkiye halklarının birliğinin sağlayacağı demokratikleşme böylece engellenmek istenmiştir.

10 Ekim yürüyüşüne yönelik saldırıda şehit düşenler Türkiye halkları için çok anlamlıdır, Kürt halkı için çok değerlidir. Onlar Türkiye için gerekli zihniyet, duygu ve ruh için bir ideolojik ve siyasi çizgi oluşturdular. Demokratik ulus ve Demokratik Türkiye'yi bir daha kazınamayacak biçimde bu topraklara kanlarıyla yazdılar. Onlar Demokratik Türkiye ve Özgür Kürdistan için bir araya gelmişlerdi. Çünkü savaşa karşı çıkarak Kürt sorununun demokratik çözümünü istiyorlardı. Bu nedenle onların özlemlerine sahip çıkmak tüm Türkiye halklarının ve Kürt halkının ahlaki ve siyasi sorumluluğudur. Türkiye halkları ve Kürt halkı ancak onların özlemleri ve amaçları doğrultusunda mücadele ederek bu sorumluluğu yerine getirebilirler. 10 Ekim Türkiye'yi demokratikleştirecek ve Kürdistan'ı özgürleştirecek ideolojik ve siyasi çizgi olarak görülüp bu doğrultuda mücadele edildiğinde Türkiye'de yeni bir mücadele tarihi başlayacak; AKP-MHP faşizmi şahsında Türkiye'deki ve Ortadoğu’daki demokrasi ve özgürlük düşmanları yenilgiye uğratılacaktır.

Her 10 Ekim Türkiye ve Kürdistan'da özgür ve demokratik yaşamın nasıl kazanılacağı bilincinin tazelenip derinleştirildiği gün olmalıdır. Her 10 Ekim Türkiye halklarıyla Kürt halkının ortak mücadelesinin yeni bir boyut kazandığı gün olmalıdır. 10 Ekim zihniyeti ve ruhu temelinde mücadelenin yükseltilerek özgür ve demokratik yaşamın zaferi sağlanmalıdır.

Türkiye halklarının ve Kürt halkının özgür ve demokratik yaşamının nasıl sağlanacağını somut bir biçimde gösteren 10 Ekim şehitlerini minnet ve saygıyla anıyor, onların özlemi olan yeni Demokratik Türkiye ve Özgür Kürdistan'ı gerçekleştireceğimizin sözünü yineliyoruz.”