‘KCK davaları’ mirasına sadık kaldı

Cumhurbaşkanlığı ‘kumpas’, AKP’li Ayvalı ‘birbirlerine kırdırdık’ dedi. AKP, Kürt siyasetçileri hedef alan ‘KCK davaları’nı ‘FETÖ’nün bıraktığı yerden sürdürüyor.

AKP Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı Emre Cemil Ayvalı, CNN Türk’te katıldığı bir programda, “AK Parti, FETÖ ile kol kola girdiyse bunu farklı darbecileri tasfiye etmek için yaptı. 2002’de iktidara gelmişim, sene 2007 - 2008. Benim bir müsteşar atamam için bu adamın genel müdür olarak 12 yılı doldurması lazım. Bir tarafta darbeci Kemalist gelenek vardı, bir tarafta da FETÖ vardı. Bunları birbirine kırdırmak suretiyle yol almak mecburiyetinde kaldım. Mesele budur” ifadelerini kullandı. Ayvalı daha sonra yanlış anlaşıldım diyerek istifa etti.

Ayvalı’nın bu sözlerinden bir hafta kadar önce HDP Milletvekilleri Leyla Güven ve Musa Farisoğulları ile CHP’li Enis Berberoğlu’nun vekilliği düşürüldü. Vekillikleri düşürülen Güven, Farisoğulları ve de Berberoğlu aynı gün gözaltına alınarak tutuklandı. CHP İstanbul Milletvekili Berberoğlu, korona tedbirleri kapsamında belli bir süreliğine ev hapsine alındı. HDP Hakkâri Milletvekili Leyla Güven ise kalan bir aylık cezası, tutuklu yargılandığı başka bir dosyadan mahsup edilerek tahliye edildi. HDP Amed Milletvekili Musa Farisoğulları’nın tutukluluğu ise devam ediyor.

‘KCK DAVALARI’NDAN

HDP’li Farisoğulları ve Güven’in, 15 Temmuz’dan sonra ‘kumpas’ olarak nitelenen, Ayvalı’nın da ‘birbirlerine kırdırdık’ dediği ‘KCK davaları’ndan aldıkları ceza sonucunda vekillikleri düşürüldü. Farisoğulları, Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davada, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 9 yıl, Güven ise yine aynı mahkemece ve aynı suçtan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Daha sonra Yargıtay tarafından onanmıştı. Öte yandan KCK, Balyoz ve Ergenekon davaları, 15 Temmuz’daki devlet içi çatışma sonrası Cumhurbaşkanlığı internet sitesinde yayınlanan raporda, “Ergenekon, Balyoz, KCK, Selam-Tevhit, Tahşiye, Askeri Casusluk davalarında sahte delil ve kurgu mahkemeler ile rakiplerini tasfiye ettiği ortaya çıktı” şeklinde yer aldı.

DÜN DE CEZALAR VERİLDİ

Buna rağmen devam eden ‘KCK davaları’nda Kürt siyasetçilere onlarca yıl hapis cezaları verilmeye devam ediliyor. Dün de ‘KCK Cizre’ ve ‘KCK Mardin’ davaları görüldü. ‘KCK Cizre davası’nda yargılanan ve aralarında yerine kayyum atanan Cizre Belediye Eşbaşkanı Mehmet Zırığ ile çok sayıda siyasetçinin de bulunduğu 64 kişi hakkında "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla 6 yıldan 10'ar yıla kadar hapis cezası verildi. Zırığ, "2011'de FETÖ’cü savcılar tarafından açılan davada verilen bu karar ile FETÖ-AKP ortaklığının devam ettiği esasında belgelenmiş oldu. Ne FETÖ ne tek adam rejimi bize geri adım attırır” dedi.

‘KCK Mardin davası’nda da 2016’da yerlerine kayyum atanan Kızıltepe ve Artuklu Belediye eşbaşkanlarının da olduğu 50 Kürt siyasetçinin yargılandı. 21 siyasetçiye 148 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Davanın avukatları, soruşturmanın ‘FETÖ’ soruşturmaları kapsamında meslekten menedilen savcılar tarafından açıldığını ve dönemin savcılarının halen tutuklu olduğunu hatırlattı. Avukatlar, dosyanın kanunsuz bir şekilde başlatıldığını ve yine kanunsuz bir şekilde cezalar verildiğini belirtti. Avukatlar, ‘KCK davaları’nın Cumhurbaşkanlığı sitesinde dahi ‘FETÖ’ tarafından hazırlanan “kumpas” davalar arasında olduğunu, ancak sonra siteden çıkarıldığını anımsatarak, verilen kararların ve yargılamanın kanunsuz olduğunu ifade etti.

MAHKEMELER VE YARGITAY DİKKATE ALMIYOR

ANF’ye konuşan Amed Baro Başkanı Avukat Cihan Aydın, davaların hem soruşturma hem de kovuşturma sürecinde ‘FETÖ’nün etkin olduğunu belgeleriyle ortaya koyduklarını söyledi. Aydın, şunları ifade etti: “Bizim tespitlerimize göre en az 12 Cumhuriyet Savcısı ile yargılama sırasında ya da soruşturma aşamasında yer alan dinleme- arama gibi kararlar veren 13 hakim, 15 Temmuz’dan sonra ‘FETÖ’ ile irtibatları nedeniyle ihraç edildi ve bir kısmı tutuklandı. Yine soruşturma aşamasında görev alan birçok polisin de benzer bir akıbete uğradığını tüm aşamalarda ortaya koyduk. Ancak bu taleplerimiz yerel mahkemelerce dikkate alınmadığı gibi Yargıtay da bu konuda herhangi bir değerlendirme yapmadı. Biz bu itirazlarımızı Anayasa Mahkemesi üzerinden de yeniden dile getireceğiz. Elbette orada bir sonuç alıp alamayacağımız belli değil, çünkü bu süreçte istinaf da dahil üç şamada sonuç alamadık. Yine de AYM’den bir sonuç alacağımızı umuyorum. Oradan da sonuç alamazsak AİHM’ye gideceğiz ve mutlaka bir sonuç alacağımızı düşünüyorum.”

Baro Başkanı Aydın, özellikle ‘kumpas’ olarak nitelendirilen davalarda büyük oranda beraat kararı verildiğinin altını çizerek, şunları ekledi: “Ama özellikle Kürt siyasetçilere yönelik olanlara tutum, diğerlerine benzer olmadı. Çünkü davanın başlamasından hazırlanışına kadar ‘FETÖ’nün önemli bir izi var. Bu elbette çifte standart bir yaklaşım.”

NE OLMUŞTU?

Kürt siyasetçilere karşı Nisan 2009'da başlatılan siyasi soykırım operasyonları, Türk medyasında ‘KCK operasyonları/davaları’ olarak anıldı. Bu operasyonlarda aralarında eşbaşkanlar, milletvekilleri, belediye eşbaşkanları, meclis üyeleri, insan hakları savunucuları, gazeteci ve aydınların bulunduğu 10 bin civarında insan tutuklanarak yıllarca hapis yatmak zorunda bırakıldı. Yargılamalar 8 yıl boyunca devam etti. İstanbul ve Amed merkezli bu davalardan ‘KCK Ana Davası’dan karar, 2017’de Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde çıktı. 99 kişiye ceza verildi, 55 kişi beraat etti. Mahkeme toplamda bin 109 yıl 10 ay 22 gün ceza yağdırdı. Yargıtay’da ise daha sonra aralarında Güven ve Farisoğulları’nın bulunduğu cezayı onadı. Ana davanın da dışında hemen hemen her merkezde operasyon ve davalar söz konusu.

TUTUKLANAN HAKİM VE SAVCILARI

Türk devleti içinde 15 Temmuz’da yaşanan çatışma sonrası Gülen Cemaati ile ilişkili olduğu gerekçesiyle birçok hakim ve savcı ihraç edildi, tutuklandı. Davadan alınan ilk isim, aslında MİT soruşturması krizinde yaşandı. 2012’de Hakan Fidan’ın da aralarında bulunduğu 5 MİT mensubunu şüpheli sıfatıyla ifadeye çağıran ve KCK soruşturmasını yürüten de Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya davadan alınan ilk isim oldu. O dönem Sarıkaya’nın yanı sıra ‘KCK operasyonları’nı yürüten İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün ile İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın tarafından görevden alındı. ‘KCK operasyonları’nı da yürüten Çapkın, daha sonra kendisi de ‘FETÖ’den tutuklandı ama 2018’de tahliye edildi.

Öte yandan 2013’te ‘KCK davaları’na bakan dönemin hakimleri ‘FETÖ’ ile AKP mücadelesi öncesi önemli makamlara da getirildi. Örneğin ‘KCK İstanbul ana davası’ ve ‘KCK Basın Komitesi’ adı altında süren davalara bakan Hakim Ali Alçık 2013’te Yargıtay’a atanan 17 isimden biriydi. Balyoz davası hakimlerinden biri de olan Alçık, 15 Temmuz sonrası tutuklandı. Alçık, 2018’de ‘FETÖ üyeliği’nden 12 yıl cezaya çarptırıldı ve hala tutuklu.

‘KCK davası’ iddianamesini hazırlayan Özel Yetkili Savcı İsmail Aksoy önce ihraç edildi, ardından tutuklandı. Aksoy’un yargılaması halen tutuklu olarak devam ediyor. Yine bu davalarda özel Yetkili Savcı olan Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ahmet Karaca da ihraç edildi ve tutuklandı. Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Ergun Tokgöz ihraç edildi ve tutuklandı. Soruşturma savcılarından Cumhuriyet Savcısı Adem Özcan ihraç edildi ve yargılanıyor. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılarından Durdu Kavak ihraç edildi ve hapis cezası aldı.

‘Diyarbakır KCK Ana davası’nın Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz da ihraç edilip tutuklananlar arasında yer aldı. Hatta yerine getirilen Bekir Soytürk de ‘Ben bu geminin kaptanıyım’ sözlerinden sonra tutuklandı. Gözaltına alınanlar hakkında telefon dinlemesi, fiziki takip, gözaltı, yakalama ve tutuklama kararlarını veren hakimler Ömer Sevgiliocak ve Suna Yeşilküçük, İsmail Gözükara, Ömer Yıldırım ve Suna Yeşil de ihraç edildi, tutuklandı. Bu isimler aynı zamanda Balyoz, Ergenekon ve Hizb-ut Tahrir davalarının mimarı olarak gösterilen listelerde de yer alıyordu.