KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı yazılı bir açıklama yayınlayarak 15 Şubat Uluslararası Komplosu’nun 24’üncü yıl dönümünde Kurdistan halkını, Kürt halkının dostlarını ve tüm devrimci demokratik güçleri komploya karşı tepkilerini daha güçlü ortaya koymaya çağırdı.
Eşbaşkanlık ayrıca uluslararası komploda yer alan güçlerden de bu tutumlarından vazgeçmelerini ve faşist AKP-MHP iktidarının Kürt soykırımı politikalarına destek vermemelerini istedi.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı açıklaması şöyle:
“Önder Apo’ya yönelik gerçekleştirilen uluslararası komplo 24 yılı tamamlamış ve 25. yılına girmiş bulunuyor. Önder Apo şahsında Kürt soykırımı temelinde gerçekleştirilen uluslararası komploda yer alan tüm komplocu güçleri lanetliyoruz. GÜNEŞİMİZİ KARARTAMAZSINIZ şiarıyla uluslararası komploya karşı bedenlerini tutuşturarak Önder Apo etrafında ateşten çember oluşturan Halit Oral ve Aynur Artan yoldaşlar şahsında tüm devrim ve demokrasi şehitlerini büyük bir saygıyla ve minnetle anıyor, anıları önünde eğiliyor ve mücadelelerini zafere ulaştıracağımıza dair şehitlere verdiğimiz sözü bir kez daha yineliyoruz.
GÜNEŞİMİZİ KARARTAMAZSINIZ şiarıyla şehit düşen yoldaşlar uluslararası komploya karşı mücadeleyi başlatarak komplonun anlaşılması ve boşa çıkarılmasına öncülük etmiş ve özgürlük mücadelesini yeni bir aşamaya taşımışlardır. Uluslararası komplonun gerçekleşmesinden sonra karşı mücadele temelinde gelişmiş ve bugünlere gelmiştir.
KOMPLONUN PERDE ARKASINDA BÜYÜK PLANLAR VARDI
Önder Apo, 15 Şubat 1999 yılında Yunanistan’ın Kenya büyükelçiliğinden bir komplo sonucu kaçırılarak Türk devletine verilmiştir. Önde Apo’nun kaçırılması ve Türkiye’ye verilmesi 20. yüzyılın uluslararası alanda gerçekleşen en büyük komplosudur. Uluslararası komploya ABD ve İsrail öncülük etmiş, Avrupa devletleri destek vermiş ve NATO tarafından koordine edilerek gerçekleştirilmiştir. Birçok devlet ve güç de doğrudan veya dolaylı destek vererek komploda yer almışlardır. Bu yönüyle 15 Şubat 1999 komplosu sadece 20. yüzyılın değil, tarihin en büyük uluslararası komplolarından biri olma özelliğini taşımaktadır. Bu kapsamda gerçekleşen bir komplonun perde arkasında büyük planlar olduğu şüphe götürmez bir gerçekliktir.
Kürt halkı gibi mazlum ve sömürülen bir halkın önderine karşı neden böyle bir komplonun gerçekleştiği ve Önder Apo’nun dünyayı yöneten güçler tarafından Kürt düşmanı olan sömürgeci Türk devletine neden verildiği sorusuna verilen yanıt Kurdistan ve Ortadoğu üzerinden yürütülen birçok kirli planın ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Uluslararası komplo ve komplonun arkasındaki planlar bu soru sorularak ve buna yanıt verilerek anlaşılabilir.
TÜRK DEVLETİNİN KOMPLODAKİ ROLÜ GARDİYANLIKTI
Önder Apo’ya yönelik uluslararası bir komplonun planlaması, kapitalist modernite sisteminin Ortadoğu’ya yönelik politikalarıyla ilgilidir. Uluslararası komplonun ABD’nin Ortadoğu’ya müdahale etmeyi planladığı bir süreçte gerçekleşmiş olması ve akabinde planlanan bu müdahalenin yapılması bu gerçeği kanıtlamaktadır. ABD, Önder Apo ve PKK’yi politikaları karşısında engel olarak gördüğünden Ortadoğu’ya müdahale etmeden önce Önder Apo’yu ve PKK’yi etkisizleştirmek istemiştir. Dolayısıyla uluslararası komplo ABD’nin Ortadoğu politikalarının bir parçası olarak geliştirilmiştir. Türk devletinin komplodaki rolünün gardiyanlıkla sınırlı olduğunu, ABD ve NATO’nun komployu planlayıp gerçekleştirdiğini Önder Apo’nun kendisi de belirtmişti. Önder Apo, kapitalist modernite güçlerinin Kürt halkına ve Ortadoğu halklarına karşı geliştirdiği politikalara karşı durduğu ve özgürlük duruşunda ısrar ettiği için ABD böyle bir karar vermiş ve komployu gerçekleştirmiştir. NATO güçleri başta olmak üzere birçok güç de ABD’nin yönlendirilmesi ve direktifleri temelinde bu komploda yer almışlardır.
Türk devletinin rolü ise Önder Apo’nun belirttiği gibi gardiyanlıktan öte olmamıştır. Türk devleti Kürt düşmanı bir karaktere sahip olduğundan olaya intikam zihniyetiyle yaklaşmıştır. Önder Apo PKK’yi yaratarak ve Kürt özgürlük mücadelesini başlatarak Kürt halkını yeniden var etmiş ve böylece Kürt soykırımı planlarını boşa çıkarmıştır. Bunun öfkesi içerisinde olan soykırımcı sömürgeci Türk devleti Önder Apo’yu imha ederek ve PKK’yi yok ederek Kürt halkını yeniden imha ve inkar sürecine koyma ve böylece Önder Apo’dan ve PKK’den intikam alma dürtüsüyle hareket etmiştir. Önder Apo yüksek bir bilinç ve sorumlulukta hareket ederek tertiplenen Kürt-Türk savaşının önüne geçmiş ve komplonun uluslararası boyutunun anlaşılmasını sağlayarak komplonun amacına ulaşmasını engellemiştir. Çünkü komployla Önder Apo’nun fiziki imhası ve Kurdistan özgürlük mücadelesinin tasfiye edilmesi hedeflenmekteydi. Bu da onlarca yıla yayılacak bir Kürt-Türk savaşının başlaması anlamına gelmekteydi. Nitekim uluslararası komplonun gerçekleşmesinden sonra dönemin başbakanı Bülent Ecevit komplonun neden yapıldığını anlayamadığını söylemiştir. Bu itiraf komplonun uluslararası güçlerce ve onların politikaları çerçevesinde yapıldığını açıkça ortaya koymaktadır.
KOMPLO HEDEFLERİNE ULAŞMADI
Önder Apo, özgürlüğe olan inancı ve bağlılığı gereği İmralı’da demokratik ekolojik ve kadın özgürlüğüne dayalı yeni bir paradigma geliştirerek halklara, kadınlara ve tüm ezilenlere 21. yüzyılın mücadele manifestosunu sunarak uluslararası komploya en anlamlı cevabı vermiştir. Hareketimiz Önder Apo’nun ortaya koyduğu yeni paradigma temelinde mücadeleyi daha da geliştirerek Kurdistan’da ve Ortadoğu’da büyük gelişmelere yol açmıştır. Bugün başta Kurdistan ve Ortadoğu halkları ve kadınları olmak üzere tüm dünyada halklar, kadınlar ve ezilen tüm kesimler Önder Apo’nun fikirlerini benimsemekte ve yaşatmaktadırlar. Bu sonuçlara bakıldığında, Önder Apo’nun başlattığı ve önderlik ettiği özgür yaşam ütopyasının Kurdistan’ın sınırlarını aşarak dünya halkları ve kadınlarıyla buluşmasıyla komplonun hedeflerine ulaşmadığı belirtilebilir.
Uluslararası komplo bugüne kadar sonuca ulaşmamış olsa da komplo tümüyle boşa çıkmış ve sonlanmış değildir. Kürt soykırımı sürdürülerek komplo sonuca götürülmek istenmektedir. Zaten Önder Apo’ya yönelik gerçekleştirilen komplo sonuca götürülmek istenmektedir. Zaten Önder Apo’ya yönelik gerçekleştirilen komplo Kürt halkına yapılmış bir komplodur. İmralı tecrit ve işkence sistemi komplonun sonuca ulaşması için oluşturulmuş bir sistemdir. İmralı sistemi ve Önder Apo’nun fiziki esareti sürdükçe komplo da var olmaya devam edecektir.
Uluslararası komplo günümüzde AKP-MHP iktidarı tarafından sürdürülmektedir. AKP esasında komplonun hedeflerine hizmet etmek ve Kürt soykırımının sürdürülmesi için kurulmuş bir partidir. AKP ve Tayyip Erdoğan bu amaçla iktidara getirilmiştir. Ancak AKP, tek başına komployu derinleştirip sonuca ulaştıramayınca AKP-MHP ittifakı oluşturulmuş ve faşist bir rejim kurularak Kürt soykırımı politikaları daha da derinleştirilmiştir. AKP-MHP iktidarının tüm saldırıları komplonun sonuca ulaştırılması temelinde olmaktadır. Bu anlamda AKP-MHP iktidarı en büyük Kürt düşmanı komplocu güçtür. Komplonun tümüyle boşa çıkarılması Kürt düşmanı faşist komplocu güç olan AKP-MHP iktidarının yıkımıyla mümkündür. Son yaşanan depremde bir kez daha görüldüğü üzere AKP-MHP faşist iktidarı halkların da düşmanıdır. Yaşanan bu büyük felaket faşist iktidarın sömürgeci, rantçı politikalarının yol açtığı bir sonuçtur.
Şüphesiz bugüne kadar mücadeleyle komplonun hedeflerine ulaşmasının önüne geçilmiştir. Bundan sonra da İmralı işkence ve tecrit sisteminin kırılması ve Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün sağlanması temelinde mücadelenin daha da yükseltilmesiyle komploya karşı durulabilir ve uluslararası komplo boşa çıkarılabilir. Önder Apo’yu sahiplenme ve komploya karşı mücadelenin de uluslararası olması karşısında Önder Apo’yu sahiplenme ve komploya karşı mücadelenin de uluslararası bir boyut kazanması çok önemli bir gelişmedir. Kürt halkı ve dostları komploya karşı mücadeleyi küresel ölçekte daha da geliştirerek 25. yılında İmralı tecrit ve işkence sistemini yıkarak ve Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlayarak uluslararası komployu tümüyle boşa çıkarmayı ve sonlandırmayı hedeflemektedir. Bu temelde yurtsever Kurdistan halkını, Kürt halkının dostlarını ve tüm devrimci demokratik güçleri komploya karşı tepkilerini daha güçlü ortaya koymaya ve demokratik mücadeleyi daha da yükseltmeye çağırıyoruz. Uluslararası komploda yer alan güçlere de bu tutumlarından vazgeçme, faşist AKP-MHP iktidarının Kürt soykırımı politikalarına destek vermeme çağrısında bulunuyoruz.”