Kentel: AKP artık anlamlı bir referans değil

Baskın seçimlerin nedenleri ve doğuracağı sonuçlara ilişkin konuşan siyaset sosyoloğu prof. Ferhat Kentel, AKP'nin başta genç, kadın ve eğitimliler olmak üzere kendi seçmen kitlesi için de "anlamlı bir referans" olmadığını belirtti. 

24 Haziran baskın seçimlerine beş hafta kalırken, siyasette ortam gittikçe ısınıyor. Normal şartlarda seçimlere daha 1,5 yıl varken AKP-MHP bloku baskın seçim kararı alarak, bu seçimlerin alışageldik seçimlerden olmayacağını garantilemiş oldu. Tüm bunlar, soruları ve kuşkuları arttırdı; Baskın seçimin siyasi sebepleri nelerdir? Seçmenlerin son 4 yılda altıncı kez sandık başına gitmeleri, onların sosyolojik yapılarının ve duygularının kaldırabilecekleri bir durum mu? 7 Haziran 2015 ile 24 Haziran 2018 seçimleri arasındaki zaman zarfında yaşanan siyasal ve toplumsal devinimler sandığa nasıl yansıyacak?

Sorularımıza siyaset sosyoloğu profesör Ferhat Kentel cevap verdi.

GİDEREK YIPRANAN BİR İKTİDAR

Baskın seçimin nedenlerini birkaç noktadan ele alan Kentel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile hükümet ve devlet içinde ittifak halinde oldukları grupların ellerindeki bütün imkânları ve sahip oldukları iktidarı korumak istediklerini belirterek, geçen her günün bu ittifak için büyük bir yıpranma getirdiğini kaydetti.

'KONTROL EDİLEMEYEN, BİRLEŞİK OLMASA DA GÜÇLÜ MUHALEFET POTANSİYELİ'

AKP’nin enerjisi ve toplumu taşıyıcı kapasitesinin tükenmiş bir durumda olduğunu söyleyen Prof. Kentel, şunları ekledi: “Zaten girmiş olduğu ittifaklar da onun için hayati nitelikte. AKP ile birlikte iktidara eklemlenen çıkar grupları da kaybetmemek zorunda. Ancak zora dayanan, baskıcı ve otoriter yöntemler de tam anlamıyla, bütün toplumu kuşatan bir totaliter yapıya dönüşemiyor. Hâlâ kontrol edilemeyen ve edilemediği sürece bütün otoriter ve manipülatif girişimleri boşa düşürecek bir enerji ve her ne kadar birleşik olmasa da güçlü bir muhalefet potansiyeli toplumda mevcut.”

EKONOMİNİN KÖTÜ GİDİŞATI

Türkiye’de demokratik potansiyeli tersyüz edecek bir manipülasyon kapasitesinin her zaman mümkün olduğunu vurgulayan Prof Kentel, “Daha da önemli olan değişkenin ekonomi olduğunu düşünüyorum. Ekonomide yaşanacak sıkıntıları siyasal, kültürel ya da ideolojik düzeyde cereyan eden sorunlarda olduğu gibi, milliyetçi dalgalar yaratıp, hamaset üreterek çözmek çok zor. Özellikle ekonomideki gidişat, toplumun içinde var olan huzursuzlukları arttırıp, derin bir AKP aleyhtarlığına dönüşmesinden ve bu dalganın altında kalmaktan korktukları için erken seçim ile bu düşüşü mümkün olduğu kadar işleri atmaya çalışıyorlar” dedi.

‘TOPLUM ZARAR GÖRÜYOR’

Toplumun son 4 yılda altıncı kez sandığa gitme durumuna da değinen Prof. Kentel, şöyle devam etti: “Toplum bu süreçten oldukça çok zarar görerek geçiyor. Gerilimden gerilime, travmadan travmaya, bölünmeden başka bölünmelere doğru geçen toplumsal kesimler her seferinde ‘cemaatçi’ yalpalanmalar üretiyor. Her seçim, gerilimi bir kere daha besliyor. Ama zannediyorum, yönetici otoritenin zaten istediği bu; Gerilimden fayda sağlamak, kendi tabanını ‘düşmanlar’ karşısında konsolide etmek ve egemen yapıyı korumak için gerekirse en radikal çarelere başvurmak. Toplumun tabii ki böyle bir gerilime hazır olması mümkün değildir. Ancak yaşanan bütün bu gerilimler bir şekilde bir zaman sonra yatışır. Fakat daha önemlisi yaşanan her travma ve açılan yara, ileride beklenmedik başka travmaları da besleyebilir.”

AKP’NİN KESKİN VE MİLİTARİZE DİLİ

7 Haziran ve 24 Haziran arasında yaşananların seçimlere yansımasının çok farklılıklar içereceğinin altını çizen Prof. Kentel, şöyle devam etti: “Bir yandan Ortadoğu bölgesinde yaşanan süreçler ortalama Türkiye vatandaşının güvenlik sorununu ateşleyecek. Dolayısıyla AKP’nin keskin ve militarize dili klasik AKP seçmeni dışındaki kesimlere de ulaşabilecek ve o kesimler arasında bir miktar etki yaratabilecek. Ancak, yaşananlar gene AKP seçmen kitlesi içinde özellikle genç, eğitimli ve kadın olan bir kesim üzerinde derin etkiler yarattı. Onlar için AKP artık anlamlı bir referans değil.”

SANDIĞA YANSIYACAK RADİKAL OYLAR

Yaşananların Kürt oyları üzerindeki en temel etkisinin parçalı olacağını aktaran sosyolog Ferhat Kentel, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Suriye, Afrin, PKK, PYD hattında yaşananlar Kürtleri bir kere daha bölmüş olacak. Suriye’de olup bitenlerden tedirgin olup, güvenlikçi dilin etkisi altında kalanlar, AKP’nin yörüngesinde konsolide olacaklar. Diğerleri ise Türkiye’nin batısında İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlerde yaşayanlarla birlikte AKP yönetiminin sandıkta altının oyulması için çok daha net bir tavır alacak. Eğer özellikle bölgede, muhalif Kürt oyları üzerinde aşırı caydırıcı etkiler inşa edilmezse, bugün olmasa bile ileride kendisini radikal bir şekilde ifade edecek bir kesimin oy davranışları sandığa yansıyacak.”