KESK: İktidarın politikaları salgına çözüm değil

KESK, koronavirüsten en çok dar gelirli kişilerin etkilendiğini belirtti, toplumsal dayanışmanın önemine dikkat çekti. KESK, "İktidarın politikaları salgına çözüm değil" dedi.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Merkez Yürütme Kurulu, koronavirüsün dar gelirlilere etkisi üzerine bugün yazılı açıklama yayımladı.

'UYGULANAN POLİTİKALAR ÇÖZÜM DEĞİL'

Açıklamada, "Salgın tehdidinin her geçen dakika büyümesine rağmen fabrikalarda, atölyelerde ve tarlalarda çalışmak zorunda bırakılan milyonlarca işçinin, emekçinin dar gelirlinin görmezden gelindiği koşuklarda, uygulanan politikalar çözüm değildir” denildi.
Açıklamada, krizden çıkış yolunun toplumsal dayanışmayı yükseltmekten geçtiği vurgulandı.

ACİLEN YAPILMASI GEREKENLER

KESK, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
“* Test sayısı hızla artırılmalı, yaygın test uygulamasına geçilmelidir.
* Salgın süresince vatandaşların sağlığa erişimi ücretsiz olmalıdır.
* İşçilerin temel talepleri karşılanmalıdır.
* Kamuda sürekli ve asli görevler dışında kurumların iş ve işlemleri ve bunları yerine getiren personel sayıları asgari seviyeye çekilmelidir.
* Sürekli ve asli görevleri yerine getiren asgari seviyedeki tüm personelin dönüşümlü çalışma ve uzaktan çalışma imkanlarından, idari izin hakkından ayrımsız bir şekilde yararlanması sağlanmalıdır.
* Personele yönelik bilgilendirme ve eğitim konusunda yaşanan aksaklıklar derhal giderilmeli, tüm çalışanların işyerlerinde alınan karar süreçlerine katılımı sağlanmalıdır.
* Başta ücretli öğretmenler ve kreş çalışanları olmak üzere bu süreçte gelir ve hak kaybı yaşayan, ücretsiz izine çıkarılan, sözleşmesi fesih edilen veya yenilenmeyen tüm kamu çalışanlarının hak kayıpları derhal giderilmelidir.
* Hizmet alanındaki tüm sağlık çalışanlarının koruyucu ekipmanlara ulaşımı sağlanmalı, kontrolleri ve tanı testleri düzenli periyotlarla yapılmalı, bulundukları ortam güvenli hale getirilmelidir.
* Sağlık çalışanlarının 24 saat nöbet uygulaması, fazla mesai gibi dayatmalarla daha da fazla yıpratılmasından derhal vazgeçilmelidir.
* Çalışma saatleri sık verilen molalarla kısa tutulmalı, acil durum ve afet yönetmeliği ve iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun koruma önlemleri artırılmalı, ayrımsız tüm sağlık çalışanlarına ek tazminat verilmelidir.
* Kamudaki sağlık personeli açığı güvencesiz-sözleşmeli alımlarla değil, güvenceli-kadrolu alımlarla kapatılmalıdır.
* Salgın boyunca kamu kurumlarının misafirhane, sosyal tesis başta olmak üzere tüm imkanları bu sürecin yükü omuzlarına yüklenen sağlık çalışanlarına seferber edilmelidir.
* Karantinaya alındığı süre maaşından kesilen, 14 gün idari izinli karşılığında yarım maaş ödenen aile hekimlerinin, yaşadığı mağduriyet giderilmeli, karantina ve izin sürelerinde maaşlarından kesinti yapılmamalıdır.
* Sağlık çalışanlarına kısıt gün rapor verilmesi uygulamasından vazgeçilmeli, semptom ve belirtilerin görülmesi durumunda çalışanlar 14 gün süre ile idari izinli sayılmalıdır.
* Cezaevlerinde öncelikle tutukluların hızla tahliyesi sağlanmalı; yaşam hakkı ve ifade özgürlüğü esas alınarak siyasi tutuklular, gazeteciler, yaşlılar, hasta mahkûmlar, çocuklar tahliye edilmeli, infazlar ertelenmelidir.
* Mülteci geri gönderme merkezlerinde gerekli tedbirler maksimum düzeyde alınmalı, bu merkezlerde olmayan mülteciler için de alt gelir gruplarıyla benzer şekilde hijyen ve temel gıda malzemesi temini kamu kaynaklarıyla sağlanmalıdır.
* Salgın sürecinde, özel sağlık kuruluşları kamu kontrolüne geçirilmeli, pandemi hastanesine çevrilen özel hastanelerin vatandaşa vermek zorunda olduğu hizmetleri faturalandırması engellenmelidir.”