Kobanê Davası: Avukatlar duruşmalara katılmayacak

Kobanê Davası avukatları, adil yargılama koşulları sağlanmadan duruşmalara katılmayacağını açıkladı.

DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim’de gerçekleştirilen eylemler gerekçe gösterilerek, 21’i tutuklu 108 isim hakkında açılan Kobanê Davası’nın 7’nci duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülmeye başladı.

Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmada mahkeme heyetinden bir üyenin daha değiştirildiği görüldü.

Duruşmaya, Mardin, Amed, Batman, İzmir ve Urfa baro başkanlarının yanı sıra Ankara ve çeşitli kentlerden Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Adalet İçin Hukukçular, Demokrasi İçin Hukukçular, Hukuk Dayanışması ve Toplumsal Hukuk’tan çok sayıda avukat katıldı. HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç ve milletvekilleri Züleyha Gülüm, Şevin Coşkun, Ömer Faruk Gergerlioğlu, HDP Ankara il ve ilçe yönetici ve üyeleri ile Bursa’dan çok sayıda kişi katıldı.

Duruşmaya Sincan Cezaevi’nde tutulan siyasetçiler katılırken, farklı cezaevlerinde tutuklu olan siyasetçiler ve tutuksuz yargılanan siyasetçiler ise Kocaeli, İstanbul ve Edirne’den Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) duruşmaya bağlandı.

'BELGELERİ POLİS VE BAKANLIK HAZIRLADI'

Gelen evraklara dair iddia makamının görüşünü alan mahkeme başkanı, avukatların beyanlarını almadı. Bunun üzerine söz alan Cihan Aydın, “Bize de söz vermeniz gerekiyor, birçok belge girdi dosyaya. İddia makamından sordunuz ancak bize de sormanız gerekir” dedi. Mahkeme başkanı, gelen evrakların bir kısım müştekiye dair olduğunu belirterek söz hakkı vermek istemedi. Bunun üzerine Aydın, ısrar ederek söz aldı. 

Bir dizi belgenin okunduğunu belirten Aydın, “Hiçbirini kabul etmiyoruz. Bu bilgi ve belgelerin tamamı davanın katılanı olan Emniyet Genel Müdürlüğü, Adalet Bakanlığı personeli tarafından hazırlanıp bu dosyaya gönderilen bilgi ve belgeler. Bunların güvenilirliği son derece şüpheli. Katılanların lehe delil toplama gibi bir yükümlülüğü yok. Bu belgeleri kabul etmemiz ve bu belgeler üzerinden müvekkillerimizin itham edilmesini kabul etmiyoruz. Bunları geri gönderin ya da dosyadan çıkarın veya katılan olarak dosyadan çıkacaklar. Yoksa bu yargılama bu şekilde sürmez. Biz buna ortak olmayız, bu hukuksuzluğa, haksızlığa ortak olamayız. Siz bunları dosyaya koydunuz ama biz buna dair de her birinin tek tek tartışacağız” ifadelerini kullandı.

Av. Zeynep Sedef Özdoğan, mahkemenin, savunma yapmayan siyasetçiler için savunma yapmadıkları halinde susma haklarını kullanmış sayacağını belirtmesine dair, “Susma hakkı işkence yasağını destekleyen bir düzenlemedir” diyerek, BM İnsan Hakları Beyannamesi’ne işaret etti. Siyasetçilerin susma hakkını kullanmak istemediğini kaydeden Özdoğan, savunma yapmak istediklerini belirtti. İddianame ve yargılamadaki hukuksuzluklardan bahseden Özdoğan, “Bunlar olmasaydı, biz de savunma yapmaktan geri durmazdık” dedi.

'HDP ÜZERİNDEN MUHALEFETİ ŞEYTANLAŞTIRMAK İSTİYORLAR'

Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) duruşmaya bağlanan HDP eski MYK üyesi Bülent Parmaksız, savunma yapmadı, ancak bazı beyanlarda bulunarak cezaevinde yaşadıkları sorunları anlattı. 

Davayı açmak için 6 yıl beklediklerini ifade eden Parmaksız, “Şimdi niye acele ediyorsunuz” diye sordu.

Davaya dair iktidar yetkililerinden gelen açıklamaları hatırlatan Parmaksız, “Amaç sadece HDP’ye zarar vermek değil bizim üzerimizden muhalefeti dövmek istiyorlar. HDP üzerinden muhalefeti şeytanlaştırmak istiyorlar. Mevcut yönetim, siyaseti dizayn etmeye çalışıyor. 6 yıldır süren süreci bir an önce bitirmek istemenizin nedeni bu. Belki de seçim olacak. Bu dosyanın istinafta ya da Yargıtay’da bozulacağını da çok iyi biliyorsunuz” diye konuştu.

'İZOLASYONDA TUTULUYOR'

Mahkeme başkanı, Antalya Cezaevi’nden Sincan Cezaevi’ne getirilen kadın hakları savunucusu Aynur Aşan’a savunma yapıp yapmayacağını sordu. Savunma yapmayacağını belirten Aşan, "11 Ekim’de iddianame elime ulaştı. 3 bin 530 sayfalık iddianame var, ek klasörler elime ulaşmadı. Bu nedenle hazırlanmam için uzun bir süreye ihtiyacım var” ifadelerini kullandı.

Aşan, Antalya’dan getirildikten sonra Sincan L-3 Kapalı Cezaevi’ne alındığını ifade etti. Bir buçuk aydır izolasyonda olduğunu aktaran Aşan, aynı dosyada yargılandığı kişilerin yanına gitmek için dilekçe verdiğini, ancak reddedildiğini belirtti. Tek başına tutulduğunu dile getiren Aşan, “Bronşit ve kalp rahatsızlığım var. Bu mahkeme hem sağlığımızdan hem de güvenliğimizden sorumlu, aynı dosyada yargılandığımız arkadaşlarla kalabilmeliyiz. Mahkemenin bu hususta bir karar vermesini istiyorum. Çünkü ben 5 kere dilekçe verdim, cezaevi, bu hususta karar vermenin ellerinde olmadığını söyledi” diye belirtti.

KADINLAR SELAMLANDI

HDP MYK üyesi Dilek Yağlı ise savunma yapmayacağını, bu durumun susma hakkını kullandığı anlamına gelmediğini söyledi. Yağlı, “Savunmamı daha sonra yapacağım. Bir 25 Kasım’ı daha geride bırakırken kadına  yönelik şiddetin daha da arttığını görüyoruz. Söz sahibi olup alanda olan tüm kadınları selamlıyorum” dedi.

MAHKEME HEYETİNE TEPKİ

Salonda bulunan avukatlar “Sorguya hazır değilim diyen birinin sorgusunu almaya zorlayamazsınız. Böyle yargılama yapmanıza izin vermeyeceğiz” diyerek mahkeme başkanına karşı çıktı. Mahkeme başkanının savunma yapılmış gibi sorular sorması üzerine İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel, “Zabıt katibine sesleniyorum. Müvekkilimin reddi hakim talebinin reddine itiraz ettiğini zapta geçin. Eğer zabıt katibi talebi zapta geçmiyorsa zabıt katibini de reddediyoruz" şeklinde konuştu.   

Amed Baro Başkanı Nahit Eren ise "AİHM’in bir sözleşmesi de var, savunma konusunda yeterli sürenin verilmesine yönelik. Siz ne yapıyorsunuz? Birilerinin çıkıp ‘bu davayı bitirin’ sözlerine mi uyuyorsunuz” diye tepki gösterdi.

Mardin Baro Başkanı İsmail Elik, Urfa Baro Başkanı Velat İzol ve Batman Baro Başkanı Erkan Şenses da özel bir yargılamanın yürütülmeye çalışıldığını ifade ederek, adil yargılama hakkı için gerekli sürenin verilmesi gerektiğini vurguladı.

'DEVLETİN AJANISINIZ!'

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) 2’nci Başkanı Ümit Büyükdağ, salonda bulunan çevik kuvvet polislerini göstererek, “Polislerin buraya gelmesine nasıl izin verdiniz? Çevik kuvvet polislerinin burada olmasıyla nasıl bir yargılamanın yapıldığını gösteriyor zaten. Sanırım bu dosya için özel olarak bulundunuz ki, 3 bin 530 sayfalık iddianameyi ve klasörleri ‘okudum’ diyorsunuz. Siz nasıl okudunuz bunları ve hangi hakla savunma verilmesine zorluyorsunuz” dedi. Mahkemenin bir önceki duruşmanın ara kararında savunma için süre istenilmesine Fransa’da görülen DAİŞ yargılamalarını gerekçe gösterdiğini hatırlatan Büyükdağ, “Size nasıl bilgi verildi bilmiyorum ama orada 12 tutuklu var sadece. Burada avukatları hizaya sokmaya çalışacağına örnek gösterdiğiniz dosyaya bakın. Siz şu adan devleti temsil ediyorsunuz, devletin ajanısınız. Müvekkillerin bir kısmı sizi reddetti. Avukatlar sizin talebi reddinizi de reddetti. Artık kalem dahi oynatamazsınız. Bari yargılamayı kılıfına göre, yapın ve makul bir süre verin” ifadelerini kullandı.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Genel Başkanı İlknur Alcan ise “Zannedersem siz iddianamenin tebliğini sanıkların üzerine atılan suçları anlaması açısından yeterli sanıyorsunuz. Ancak dosya tebliğleri devam ediyor. Geçen hafta 500 sayfalık tebliğler yapıldı ve bunların okunması, incelenmesi zaman alıyor. Dosyaya sürekli yeni evraklar geliyor ancak siz bazılarını tebliğ etmiyorsunuz. Biz bunlar doğrultusunda savunmalarımızı hazırlanıyoruz. Siz bunları bize tebliğ etmek zorundasınız” diye aktardı. AİHM’ kararlarına dikkat çeken Alcan, “Ülkemizde Bahçeli, Erdoğan, Soylu size talimat verircesine beyanlarda bulunuyor. Devlet Bahçeli bir açıklama yaparak parti kapatma çağrısında bulundu. Biz bu dosyanın ne kadar önemli olduğunu, HDP kapatma davasına dayanak yapılacağını dosyada unuttuğunuz evraktan öğrendik. Korkmakta haklısınız. Mahkeme başkanı ve üyelerinin başına gelenleri biliyorsunuz” şeklinde konuştu.

Mahkemenin bir önceki ara kararda yer alan “savunma vermeyenlerin susma hakkı kullandı sayılacak” ifadeleri hatırlatan Alcan, “Susma hakkı, siz işkence yöntemi olarak uygulayın diye getirilen bir hak değil. Siz 500 klasörü okudunuz mu? Biz hiçbirimiz okuyamadık, işbölümü yaptık ve okumaya devam ediyoruz. Siz nasıl okudunuz da tutuk incelemesinde karar alıyorsunuz. Siz aklımızla alay mı ediyorsunuz?” dedi. HSK’ye yaptıkları şikayeti hatırlatan Alcan, “Israrla savunma almaya çalışmanız açık bir şekilde savunma ve adil yargılanma hakkına aykırıdır. Duruşma zaptını bize tebliğ dahi etmediniz. HDP kapatma davasına gerekçe olarak bu davayı bir an önce bitirmeye çalışıyorsunuz. Biz delillerin peşindeyiz ama siz bir an önce dosyayı kapatma peşindeyiz” dedi.

Avukat Şevin Kaya, şimdiye kadar görülen duruşmaları hatırlatarak, “Bunca celsedir iki hafta duruşma bir hafta ara verildi. Heyet üyeleri değişiyor peki dosyaya ne kadar hakimler? Bize açıklama yapmak zorundasınız. Bunu yapmıyor üstüne bizi itham ederek müvekkillerimizi tehdit ediyorsunuz. Buradaki hiçbir avukat duruşma periyotlarını kabul etmedi. Ancak siz önceki tutanaklar gelmeden yeni bir duruşmaya başlıyorsunuz. Bir üst mahkemenin vereceği kararı beklemek zorundasınız. İtiraz süresi bitmeden duruşma yapamazsınız, bu şekilde Ankara 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ni de yok sayıyorsunuz. Biz sizin talimat zincirinizde değiliz. Bu dosyanın bizim diğer dosyalarımızdan daha önemli olduğunu söylüyorsunuz. Bize talimat veremezsiniz. Burada değerlendirme yapacak olan siz değilsiniz. Nasıl savunmanlık yapacağımızı bize söyleyemezsiniz. Bu şekilde bir yargılama yapmayı kabul ettiremeyeceksiniz” ifadelerini kullandı. 

‘İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜ'

Mahkemenin İstanbul’a bu dosya için salon ayrılması talebinde bulunduğunu ifade eden Kaya, “İstanbul size ‘Size tahsil edebileceğimiz bir salonumuz yok’ diyor” dedi. Ne kendilerinin ne de müvekkillerinin yargılanmaktan kaçmadığını dile getiren Kaya, “Yıllardır gerçekleri mahkeme salonlarında müvekkillerimizden zaten dinliyoruz. Fransa’daki DAİŞ yargılamalarından bahsettiniz. Muhtemelen bu da size talimat olarak geldi ki Fransa’daki yargılamaları takip ettiğinizi düşünmüyorum. Siz AİHM kararını uygulamadığınız bir dosyada gelip bizden Fransa'daki bir yargılamadan söz edemezsiniz. Hazır ara kararlara işlemişsiniz ama onu bile tam olarak öğrenememişsiniz. 2 hafta duruşma bir hafta ara şeklindeki duruşma periyodu işkencedir. Siz ‘susma hakkı kullandılar’ diyerek savunmaya zorlayamazsınız. AİHM’in de emrettiği şekilde bir süre vermenizi talep ediyorum” diye belirtti. 

Söz alan Avukat Cihan Aydın, “Bitireceğiz. Özgürlükleri kısıtlanan bizim müvekkillerimiz. Bu davanın hızlı bir şekilde yapılmasını biz de isteriz ama adil yargılama hususlarına uygun yürümemiz lazım. Ama siz, bizim yokluğumuzda hem bizi hem de müvekkillerimizi tehdit etmişsiniz. Bu duruşma salonunda tehdide maruz kalacak en son biziz. Bu dava başladığından bu yana siyasi aktörler yalan yanlış ithamlarda bulundular. Susturmak istiyorsanız, onları susturun. Yüreğiniz yetiyorsa onlar hakkında suç duyurusunda bulunun. ‘Devam eden bir yargılamaya talimat veremezsiniz’ deyin. Ama biz ne kendimizi ne de müvekkillerimizi bu hukuksuzluk karşısında ezdirmeyiz. Daha önce de çok yaptılar. Diyarbakır 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi başkanlarından Menderes Şahin de aynısını yaptı. Ama o şimdi hapiste, biz beraat ettik. Bu tehditlerinizden vazgeçin” şeklinde konuştu.

Dosyanın yıllarca kendilerinden kaçırıldığını ifade eden Aydın, “Fransa hukukuyla karşılaştırırken bu işin Fransa’da ne şekilde yürütüldüğüne de bakın. Fransa’da AİHM kararını uygulamayan bir mahkeme heyeti var mı” diye sordu.

Dilek Yağlı’nın reddi hakim talebini ve avukatların talebin reddi üzerine yaptıkları itirazı hatırlatan Aydın, “Siz reddedilmiş bir mahkemesiniz. Yargılamayı durdurun. 17-21 Ocak tarihleri arasında bizler hem avukatlar hem de müvekkillerimiz olarak gelip yargılamaya başlamak istiyoruz” dedi. Mahkeme başkanına bu talep doğrultusunda bir ara kararın kurulmasını isteyen Aydın, “Aksi bir kararda biz salonu terk edeceğiz” dedi. Mahkeme heyetini yargılamaya yönelik tutumları nedeniyle reddettiklerini söyleyen Aydın, başkan ve üyelerin isimlerini saydı.

ARA KARAR

Ardından avukatların talepleri doğrultusunda ara kararını açıklayan mahkeme başkanı, tensip zaptında duruşmanın 25 Nisan 2021 ve devam eden günlerde süreceğine dair ara karar kurulduğunu ifade ederek, “Yargılama sürecinde, davanın başlangıcında, o dönemdeki heyetin de reddedildiği, sonraki süreçlerde duruşmalara devam edildiği, bir kısım sanık müdafilerinin duruşmanın bu şekilde kesintisiz yapılmasının zor olacağını, sürdürülebilir olmadığını beyan etmeleri üzerine o dönemdeki heyetçe duruşmaların iki haftalık periyotta devam etmesi bir hafta ara verilmesi şeklinde karara bağlandı. Sonraki süreçte bir kısım sanık müdafilerinin talepleri üzerine iki haftalık periyotta çarşamba günlerinin duruşma yapılmaksızın sürdürülmesine ve periyodun bu şekilde işlemesine karar verildiği, sanıkların ve müdafilerinin savunma için yeterli zaman olmadığını Haziran ayında belirtmeleri üzerine duruşmanın Eylül ayına bırakıldığı görüldü” dedi.

Mahkeme başkanı ara kararını yazdırmaya devam ederken, avukatlar duruşmalara ara verilen tarihin adli tatil tarihi olduğunu hatırlatarak, bu şekilde zapta geçirilmesine itiraz etti. Ara kararını kurmaya devam eden mahkeme başkanı, duruşmanın 2022 Ocak’a bırakılmasına yönelik talepleri reddederek, duruşma periyodunun daha önce kararlaştırıldığı şekilde devam edilmesine karar verdi.

Mahkeme, Dilek Yağlı ve avukatların reddi hakim taleplerini CMK’nin 31’inci maddesi uyarınca geri çevirirken, reddi hakim talebine karşı yapılacak itiraza dair ara karar kurmayan mahkeme başkanı duruşmaya yarına kadar ara verdi.

Mahkemenin ara kararına itiraz eden avukatlar, sıralara vurarak ve alkış tutarak protesto etti. Salonda bulunan tutuklu siyasetçiler de protestoya zılgıt çekerek destek verdi.

AVUKATLAR: KATILMAYACAĞIZ!

Kobanê Davası’nın duruşmasının ardından avukatlar, duruşmaya katılan kitleyle birlikte Sincan Cezaevi Kampüsü önünde açıklama yaptı.

Avukat Cihan Aydın, “Neresinden tutarsanız elinizde kalacak olan bir hukuki alt yapısı bulunmayan bir dava için Sincan yerleşkesindeyiz. Daha davanın 8’inci ayında mahkeme başkanı ve bir mahkeme üyesi değiştirilmiş durumda. Bunun siyasi saiklerle yapıldığını biliyoruz” dedi.

Yargı mekanizmasının nasıl dizayn edildiğini bildiklerini ifade eden Aydın, “Artık bu duruşmayı devam ettirmemiz mümkün değil.Heyet kararını vermiş. Biz bu suça ortak olmayacağız. AİHM kararına uymayan bir heyet savunma makamıyla iş birliği yapmayan bir heyetle aynı ortamda bulunamayız. Adil yargılanma hakkı sağlanmazsa duruşmalara katılmayacağız. Bunlar sağlandıktan sonra biz ve müvekkillerimiz duruşma salonunda olmaya hazırız” diye konuştu.

Adil yargılama koşulları sağlandığında savunma yapacaklarını yineleyen Aydın, “Müvekkillerimize gönderilen binlerce sayfalık malzemelerin incelenmesi için süre verilmedi. Biz buna dahil olmayacağız. Uygun koşullar sağlandığında hesaplaşmaya hazırız. Uygun koşullar sağlandığında müvekkillerimiz de elbette bu salonda savunma verecek. Bizler hukukun ayaklar altına alındığı durumda salonunda bulunmayacağız. İki hafta sürecek olan duruşmalara katılmayacağız” ifadelerini kullandı.

TAHİR ELÇİ ANILDI

Kobanê Davası’nda yargılanan siyasetçilerin avukatları, Amed'de 28 Kasım 2015 tarihinde 4 ayaklı minarenin önünde yapılan açıklama sırasında katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’yi andı. Avukatlar, duruşmaya ara verilmesi üzerine Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu önünde açıklama yaptı.