Kobanê Davası: İddialar bir bir çürütülüyor

HDP’li siyasetçilerin yargılandığı Kobanê Davası'nın duruşmasında avukatlar, davanın hukuksuz ve dayanaksız olduğunu bir bir anlattı.

DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye yönelik saldırıları sonrası 6-8 Ekim 2014’te yaşanan protestolar nedeniyle Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) rehin tutulan eş genel başkanları, merkez yürütme kurulu (MYK) üyeleri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 20’si tutuklu 108 isim hakkında açılan davanın 4’üncü duruşması başladı.

Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülen dava dosyasında sanık olarak yer alan 108 kişi, 29 ayrı suçlamayla 38’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 19 bin 680’er yıl hapis istemiyle yargılanıyor.

Duruşma salonuna Sincan Cezaevi’nde kalan siyasetçiler, Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Selahattin Demirtaş ve Kandıra Cezaevi’nde bulunan Figen Yüksekdağ ve diğer siyasetçiler Ses ve Görüntü Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) katıldı.

 Önceki duruşmalarda tahliye olan, görevi gasp edilen Kars Belediyesi Eşbaşkanı Ayhan Bilgen, eski Milletvekili İbrahim Binici, HDP eski MYK üyeleri Berfin Özgü Köse ve Cihan Erdal da salonda bulundu. Tutuklu yargılanan siyasetçilerden Aysel Tuğluk mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın yanı sıra çok sayıda HDP’li milletvekili de duruşmayı izliyor.

AVUKATLAR HUKUKSUZLUĞA DİKKAT ÇEKTİ

Usule yönelik itirazlarına ilişkin söz alan HDP eski MYK üyesi Cihan Erdal’ın avukatı Arif Ali Cangı, “Görünüyor ki bu davada iktidar partilerinin yandaşları ve seçmenlerinin tamamı davaya katılıyor ama böyle bir gerçeklik karşısında müşteki, şikayetçi katılma noktasında tartışmalıyız” dedi.

 HDP eski MYK üyesi Zeynep Ölbeci avukatı Ali Bozan, görülen üç duruşmada tutanaklara dair yapılan işlemlere dikkat çekti. Bozan, mahkemenin tutanakların okunmadığı halde “okundu” şeklinde geçtiğini, diğer uygulamanın ise dosyaya tutanakların girmediği halde “girdi” denildiğini kaydetti.

 HDP Hukuk Komisyonu üyesi Avukat Kenan Maçoğlu, “15 Haziran tarihli yerine getirilmeyen 2 talep var. Dosyanın açık tanığı olan Kerem Gökalp idari gözetim kararıyla Ankara TEM’e götürülüyor. 13 gün boyunca TEM’de ifadesi alınıyor. O dilekçe 354 klasörde inceledik ancak biz bir yerde göremedik. Siz ara karar oluşturmuştunuz. Cevabı gelmemiş. Tekrardan istiyoruz. 15 Haziran tarihinde unutulan bir klasörden size bahsettik. Savcının çalıştığı 234 klasör sanırım. O klasör içerisinde 5 sayfalık bir Ankara TEM Şube Başkanlığı imzalı belge vardı. Belgeyi kimin oluşturduğunun istenmesini talep etmiştik. Bu belgede yer alan tarih Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın tutuklanmasından hemen önceki bir tarih ve tamamı yok. Soruşturma dosyasında unutulmuş” diye belirtti.

Maçoğlu, "Doğrudan bu kumpas dosyasının delili olacak evraklar dosyasın savcısı Ahmet Altun tarafından dosyaya gönderilmedi” diye konuştu.

 Maçoğlu, şunları söyledi: “Savcılık yeni delil üretmek için ciddi çabalar veriyor. Tanık ve gizli tanık bulunması için ciddi çabalar veriliyor. HDP ye açılan kapatma davası organize bir şekilde 2018’de başladı. Sadece o belgede değil 59 klasöre ek olarak 8 flaş bellek bize teslim edildi. Bu beleklerde çeşitli itirafçıların beyanları var. İlginç şeyler var. Bu bahsettiğimiz Kerem Gökalp’ın bu Kobanê soruşturması kapsamında verdiği ifade genel iddianamenin omurgasını oluşturan bir iddianame. Kerem Gökalp’ın bu Kobanê davası kapsamında verdiği bir ifade Kobanê dosyasında yer almıyor.  Ama HDP Kapatma dosyasında yer alıyor. Anayasa Mahkemesi’nin bize ilettiği belgelerde dosyaya eklerde Gökalp’ın ifadesi yok. Savcı Ahmet Altun ifadesini almış, Kobanê dosyasına koymamış. Talebimizdir; gizli tanık Ulaş, gizli tanık Mahir ve Kerem Gökalp’ın ifadelerinin tamamının dosyaya alınmasını istiyoruz.”

Duruşmada söz alan dosya avukatlarından Mesut Beştaş, mahkeme başkanının önceki celselerde “HDP’ye neden saldırı olmuyor?” sözlerinin ardından HDP İzmir İl Örgütü’ne yönelik yapılan saldırıda Deniz Poyraz’ın katledildiğini hatırlatarak, şöyle devam etti: “Geçtiğimiz günlerde de HDP’nin kızını kaçırdığını iddia eden Mehmet Laçin, HDP Genel Merkez binası önüne getirildi. Deniz Poyraz’ın katledilmesinde gözcülük yaptığı iddia edilen şahıs alınıyor, gösteri yürüyüş ve ifade özgürlüğü açısından HDP Genel Merkez önüne getiriliyor. Tek başına. Onu kim getiriyor. İçişleri Bakanlığı’nın personellerinden 500 kişi onu koruyor. Ama HDP’li vekilleri ‘Bir şeyler söyleyeceğiz’ diyorlar, ‘Hayır konuşamazsınız’ diyorlar. Ama İzmir’de Deniz Poyraz katledilirken kapıda bulunan şahıs, HDP Genel Merkez binasına getiriliyor. Dolayısıyla biz bu provokasyonların bundan sonra da devam edeceğini düşünüyoruz.”

Mahkeme başkanı, avukatın sözünü keserek, taleplerini açıklamasını istedi.

Sağlık Bakanlığı’na yazı yazılarak, Ekim ayını kapsayacak şekilde 6-8 Ekim eylemlerinde ülke sınırları içinde hastanelerde tedavi edilen YPG, YPJ'lilerin ve DAİŞ çetelerinin sayılarının istenmesini talep eden Beştaş, şunları ifade etti: “O dönem İŞİD terör örgütü olarak değerlendiriyor. Türkiye’de de öyle ya da böyle terör örgütü deniliyor ama bakın Adalet Bakanlığı ne diyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nde alınan yazıda ‘bir yapının terör örgütü ilan edilmesi Bakanlar Kurulu kararıyla ya da Yargıtay kararıyla olacağı, bu konuda YPG ile ilgili bir kararın bulunmadığını…’ Bildirilmiş ‘terör örgütleri’ listesinde PYD, YPG yer almıyor. O dönem Türkiye sınırları içerisinde yer alan hastanelerde YPG’li ya da PYD’linin tedavi edilmesi suç değildir. Bu nedenle yazı yazın diyoruz. Adalet Bakanı o tarihte YPG’yi ‘terör örgütü’ olarak görmüyor. Ama ne yazık ki devran değişti. Şimdi hükümet kimi istese ‘terör örgütü’ yapıyor. Sıkıyönetim dönemlerinde bile Bakanlar Kurulu ya da başka bir merci ‘terör örgütü’ olarak ilan edemiyordu."
Türkiye’nin 2017 yılına kadar YPG’nin “terör örgütü” olduğuna dair tek bir kararı olmadığı gibi, hiçbir ülke tarafından “terör örgütü” olarak görülmediğini anımsatan Beştaş, “2017’de yakalanan YPG’liler hakkında beraat kararları aldık. Adalet Bakanlığı’na yazı yazılarak, YPG’nin ve YPJ’nin ‘terör örgütü’ olarak kabul edilmesine yönelik karar ve tarihinin istenmesini talep ediyoruz” dedi.

 Beştaş’ın savunmasının ardından duruşmaya saat 14. 00’a kadar ara verildi.

BULDAN: BU DAVANIN ÜSTESİNDEN GELECEĞİZ

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Kobanê Kumpas Davasına verilen arada davaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Buldan, "Bugün bir kez daha Kobanê Kumpas Davasını yürütmekle mükellef, kesinlikle talimatla çalışan ve yukarıdan emir alan bir mahkeme heyetinin arkadaşlarımızı nasıl yargıladığını gördük. KobanÊ Kumpas Davası dediğimiz davada; hukuk ile alakası olmayan ve siyasi saiklerle yazılmış, gerçekle alakalı hiçbir şeyi içermeyen, yalan, iftira ve intikam duygusu ile yazılmış bir iddianamenin uygulatılmaya çalışıldığı ve bununla bir dönemin siyasi aktörlerinin yargılamasının yapıldığı bir döneme tanıklık ediyoruz" dedi.
"Bu dava, hukuki bir dava değil siyasi bir davadır" vurgusunda bulunan Buldan, şöyle dedi:
"Bu iddiamızı arkadaşlarımızın yapacakları savunmalarla ortaya koyacaklarına inanıyoruz. Bugün yargılanan her bir arkadaşımız, Kobanî olayları dediğimiz o süreçte olayları durdurmak için büyük bir çaba sarf etmiştir. O günün failleri, gerçek suçluları korunmakta, olayları engellemek isteyen başta HDP’liler olmak üzere diğer siyasi aktörler cezalandırılmaya çalışılmaktadır.
Kimse kuşku duymasın, bu davanın üstesinden geleceğiz. HDP bu hukuksuz davayı da çürütecektir. Delilleri ile gerçekleri ortaya koyarak, elbette bunun üstesinden geleceğiz. HDP’liler olarak bu meselenin ortaya çıkarılması, gerçek faillerin ortaya çıkarılması için TBMM’de onlarca kez araştırma komisyonu kurulması için başvuru yaptık. AKP ve MHP oylarıyla bu talebimiz reddedildi. HDP’yi bu mesele üzerinden mahkum etmeye çalışan bir anlayışın olduğunu biliyoruz. Mahkemenin tutumunu yakından takip etmeye devam edeceğiz. Arkadaşlarımızı her koşulda yalnız bırakmayacağız ve dayanışma içinde olacağız."

'HDP YALNIZ BIRAKILMAMALI'

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, değerlendirmesinin sonunda şunları kaydetti:
"Bu meselede HDP yalnız bırakılmamalıdır. Demokrasi güçlerinin, özgürlük ve demokrasiden yana olan herkesin bu duruşmaya sahip çıkmasının önemli olduğunu ifade etmek istiyoruz. AKP bunun üzerinden kendini aklamaya çalışmasın. O dönemin karanlık güçleri bellidir. HDP’nin çabaları ve Sayın Öcalan'ın yaptığı çağrı ortadadır. Bu meseleyi HDP’nin üzerine yıkarak aklanacaklarını zannediyorlarsa çok büyük yanılıyorlar. Bu davanın hukuksuz ve siyasi olduğunu bir kez daha ifade ediyorum. Arkadaşlarımızı yalnız bırakmayacağımızın sözünü bir kez daha veriyorum."